Bu kitabı okumadan önce kitapla ilgili yorumlari okuyup Yüzyıllık Yalnizlik'a benzetildigini görmüştüm. Bu sebeple çok merak ederek okumaya başladım. Ancak kitabın yarısına kadar çok zorlanarak okudum. Kitapta o kadar çok hurafe, o kadar çok sevgisizlik, anlayışsızlık vardı ki bunları okurken ruhum sıkıldı. Ambara kapatılan kadınlar, elleri bağlanan çocuklar, eşek dilinin faydalı olacağı hastalıklar, şiddet, büyü, cehalet... Tamam bunlar gerçek hayatta da yasaniyor diyebilirsiniz ama bence kitapta tüm bunlar anlatilirken insanın içini ısıtacak şeyler de olmalıydı. Ya da karakterlerin ruh halleri daha derinlemesine anlatilmaliydi. Ben bu eserde karakterlerin iç dünyasını göremedigimi düşünuyorum. Oysaki kitabı benzettigimiz Yüzyıllık Yalnizlik'ta ya da yazarin bir başka eseri olan Kolera Günlerinde Ask kitabında karakterler o kadar derinlemesine anlatılmış ki neyi neden yaptığını sorgulamıyoruz. Çünkü onun düşüncelerini bildiğimiz için ona hak veriyoruz. Tabi bunlar benim düşüncelerim. Okuyup karar vermek size kalmış.