Sokakta yürüyorsunuz ve yanınıza elinde mikrofonu, yanında kameramanı ile televizyoncu olduğu belli bir bayan yaklaşıyor, önce affınızı istirham ediyor ve ardından soruyor size:
"Endop lazmik retikulum hakkında ne düşünüyorsunuz?" Sonra da mikrofonu o eşsiz görüşleri ortaya serecek olan ağzınıza doğru uzatıyor.
Şimdi ne
Günaydınlar Efendim...!!
Duyduğumuza göre bizi özlemişsiniz...! Overlock Makinesi Ayağınıza kadar geldi...! :) Kahvelerinizi hazırlayın.. Günün konularıyla sizlerleyiz..! {Ç News!}
Önemli bir haberimiz var.. En sona sakladık. Çünkü yazımızı okumanız için yem bu.. Şimdi biz böyle söyledik diye en alta inip geri kalanı okumazsanız hatırımız
Nostalghia tanıştırdı beni Tarkovsky’le. Daha iyi tanımak istediğim için eserlerini aramaya giriştim. Eserleri derken, filmleri hiç hariç değil. Aynı zamanda kitaplar yazmış olması beni bu zamanın güçlü imkanları içinde biraz şanslı hissettirdi. İyi eserlerle tanışmış olmak şansımız, o eserleri yazan insanların ruhunun da en az eserleri kadar iyi,
Damda Deli Var bu kitap sırf alttaki öykü için bile okunur diye düşünmekteyim.
Aziz Nesin gibi bir edebiyat devinin her kitabı daima severek okunur.
Spoiler, içerir
Kitaptan bir öykü
İŞİNİZ OLDU GAYRİ!
Tanınmış politikacılar gelecekti. Eskiden olduğu gibi bir iki lâf konuşup gelmeleriyle gitmeleri bir olmuyordu. Köy köy geziyorlar, kasaba kasaba
Devrimcinin "Size Diyarbakır'dan selam getirdim" sözüne "Ve aleyküm selam" cevabıyla ülkücü şüpheleri üzerine çeken Vizontele Tuuba filminin sahnesindeki komikliğin olmadığı ama güzel analizlerin olduğu yakın tarih gençlik hareketlerinin de incelendiği kitap. Din, siyaset ve herhangi bir alandaki ideolojilerin saplantı haline
Ahmet OKTAY:
Fazıl Hüsnü Dağlarca ile konuştuk biraz. "Sen şair değil bilginsin" dedi, şunları da ekleyerek: "Şiirlerini küçümsediğimi sanma, ama senin gibi her alana açılan bir kişi daha yok. Ne zaman yapıyorsun bunları?"
Sana öyle hak veriyorum ki Dağlarca!
(Uzun zamandır herhalde bir kitabı okurken hiç bu
Gazzâli'yi rahatsız eden bir diğer konu, felsefecilerin tabiatta ontolojik zorunluluk görmeleridir. Ona göre tabiattaki olağan akışı, olmazsa olmaz bir zorunluluk olarak değerlendirmenin hem mantıksal açıdan hem de dinî açıdan makul bir temeli yoktur; olaylar arasında nedensellik ilişkisini kabul etmenin temeli 'müşahede'ye
(alıntı)
Kur’ân ayetlerinde ahlaki sorunlar bulunduğu (!) iddiası
Tarihselcilik diye anılan anlayışın sonunda gelip vardığı nokta, Kur’ân’ı -en azından onun belirsiz bir kısmını- bir insan sözü saymak oldu. Gerekçesi ise bu sonuçtan daha vahimdi. Tarihselciliğin çıkarımına göre, bazı ayetler ahlaken sorunluydu ve bunlar Allah’ın ahlakına
Kitap İnceleme Yazısı
Kitap Adı: Köy Enstitüleri Dosyası
Alt Başlık : Türk Rönesansı
Yazarı : Ahmet Özgür Türen
Yayınevi : Destek Yayınları
Baskısı : 10.Baskı / Eylül 2018/ 263 Sayfa
Köy enstitüleri konulu okuduğum bu üçüncü kitap. En çok da bu kitaptan istifade ettiğimi söyleyebilirim. Osmanlı dönemindeki eğitim sistemlerimizden
Yirminci yüzyılın başlarında İngiltere"de ( ve birçok diğer ülkede de) yaşayan insanların neredeyse tamamı, günümüzün standartlarına göre ırkçı olarak değerlendirilirdi.