Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gün gün yazıyorum (3. Gün)
"
İkna Etmek İçin Yazmak
İkna Etmek İçin Yazmak
" kitabını metin yazarlığı dersinde hocamın tavsiye etmesiyle okumaya başladım. Henüz kitabı bitirmedim ancak söyleyebilirim ki daha önce metinlerini bir okuyucuya sunmamış insanların çokça faydalanacağı -hatta onlara öz güven kazandıracak- kurgu dışı bir kitap. Okuma deneyimimiz boyunca aklımızdaki "İyi bir metin nasıl ortaya çıkar?" sorusu aydınlığa kavuşuyor. Ancak şimdiye dek bir şeyler yazmış ya da yazmak zorunda kalmış kişiler için bu kitabı okumak zaman kaybı gibi hissettirebilir. Yazarın üslubunun açık ve anlaşılır olmasına karşın bahsedilen okuyucu kitlesi için uzun ve sıkıcı gelebilir. Aynı şeylere sık sık değinilmesi yazarın sürekli olarak kendini tekrar ettiğini hissettiriyor. Bunun yanı sıra verilen anekdotların örneklerle açıklanması ve yazarın kendi kariyerinden edindiği bilgi birikimi filtresiz bir biçimde aktarmasından dolayı çoğu okuyucu kitapta tekrara düşülmesini tolere etmekte zorluk yaşamayacaktır. Özetle, yazmaya hevesiniz varsa ve nasıl yazacağınızı bilmiyorsanız size bu konuda yardımcı olacak bir kitap ancak yazarlık geçmişiniz varsa ve metinlerinize seviye atlatmak istiyorsanız bu konuda başka kitaplar araştırmanızı öneririm. ... Kendime her gün kısa da olsa bir şeyler yazma sözü vermiştim ve bugün 3. gün. Yorum ve eleştirileriniz benim için kıymetli. Yazmak için konu tavsiyelerinizi de bekliyorum ✨ Umarım yazılarım kendine bir okur kitlesi edinir :)
208 syf.
·
Puan vermedi
Erdem Bayazıt’ın yaşadığı dönemin sıkıntıları, acıları, kaygıları ile hayatını güzel kılan pek çok konu ve anıları üzerine aldığı toplu bir şiir kitabıdır Şiirler. Şiirlerde serbest bir üslup kullanılmış, sıra dışı tasvir ve anlatımlarla şiirlerde de etkileyicilik yakalanmıştır. Hemen her konuya ait bir şiirin yer aldığı kitap okuyucu açısından da
Şiirler
ŞiirlerErdem Bayazıt · İz Yayıncılık · 20215,3bin okunma
Reklam
Galiba beni çocuk, hatta dünyada en basit şeylere aklı ermeyen bir bebek sanıyordu. Mesela, onunla bazen bilim ve kitap dışı bir konu üzerine konuştuğumuz vakit, sorularımı çok kısa cümlelerle, belli ki, sırf nezaket icabı cevaplandırırdı. Birçok defa kendi kendime sorardım: Benden istediği bu karmaşık bilgileri ne yapacak bu adam? Hatta sohbetlerimiz sırasında onu göz ucuyla süzerdim: Sakın benimle alay etmiş olmasın? Ama hayır, ciddi ve dikkatle dinlerdi; gerçi bazen pek de dikkatli olmazdı ve bu durum beni kızdırırdı. Sorularını doğruca, açıkça sorar, ama verdiğim karşılıklara pek şaşmaz, hatta bazen kayıtsızlıkla karşılardı… Sanki hakkımda uzun boylu kafasını yormadan şöyle bir yargıya varmıştı: Benimle başka insanlarla olduğu gibi konuşulmazdı ve kitaplardan başka konulardan anlamadığıma, anlayacak yetenekte olmadığıma göre, beni boşu boşuna böyle konularla yormamalıydı.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ey Küfeli, dinle! Sen de Ben de Biliyoruz ki, bu Deve senindir
BİR gün Hz. Ali'nin taraftarlarının yoğun olduğu Küfe'den, bir Arap, devesiyle Şam'a gelmiş. Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış: - Ver o dişi deveyi bana! demiş. Tartışma büyümüş, Küfe'den gelen adam, "Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. Konu Muaviye'ye yansımış. Halk meydanda toplanmış... Muaviye, Küfe'den gelenle Şam'da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış: - Bu dişi deve Şamlınındır! Sonra toplananlara dönmüş ve sormuş: - Ey cemaat, bu dişi deve kimindir? Cemaat hep birlikte bağırmış: - Şamlınındır! Küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, Muaviye onu yanına çağırmış: - Ey Küfeli, dinle! Sen de Ben de Biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. Ama sen Küfe'ye dönünce gördüklerini Ali'ye anlat ve de ki: "Ey Ali, Muaviye'nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! Ayağını denk al!"
224 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Evrende yalnız değiliz bu bir gerçek. Ademoğlu yaratılan kadar dünyada bir çok varlık yaşadı kiminin soyu günümüze kadar ulaştı kimin ki yok oldu. Bunun hakkında bir çok deliller var iken sorgusuz sualsiz reddetmek ise bana göre ayrı bir yobazlıktır. Bu kitap dünyamızın içindeki yer altı şehirleri ve oradaki yaşamdan bahsediyor. Reptilian - gri ırk - uzaylı gibi dünya dışı varlıklar hakkında ve dünya hükümetlerinin uzaylılarla olan temasını konu alıyor. Oldukça bilgilendirici.
Yeraltındaki Gizli Dünyalar
Yeraltındaki Gizli DünyalarTurgut Gürsan · Bilge Karınca Yayınları · 22422 okunma
Atsız Tekrar Süleymaniye Kütüphanesinde: Atsız aleyhindeki konuşma ve yayınlar nihayet 1952 Mayıs'ında semeresini (!) verecektir. Olaylar şöyle gelişir: "Türk Milliyetçiler Derneği, 3 Mayıs kutlamalarına katılması ve bir konferans vermesi için Atsız'ı Ankara'ya davet etti. Konferansın konusu 'Devletimizin Kuruluşu'
Reklam
Charles Bonnet Sendromu: Charles Bonnet adında bir avukat vardı. Geçinebilmek için avukatlık yapsa da derin merak dolayısıyla çok sayıda doğabilimciyle yazıştı, kitaplar yazdı. Fakat Bonnet'in yayınları arasında konu olarak diğerleriyle hiç uyuşmayan bir örnek de vardı. 1760 yılında dedesinin sıradışı tecrübeleriyle ilgili bir makale
Sayfa 67 - Metis BilimKitabı okudu
8700 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bedeli Kanla Ödenen Tefsir
Muhteşem..Beğenmek ne kelime bayıldım...Bunu okumayan Tefsir okudum demesin!!! ''İlmî ve fikrî çalışmalarını önceleri daha çok Kur’an’ın edebî i‘câzı üzerinde yoğunlaştıran Seyyid Kutub, daha sonra Kur’ân-ı Kerîm’den ilham alarak hazırladığı makalelerini “Fî Ẓılâli’l-Ḳurʾân” başlığı altında el-Müslimûn dergisinde yayımlamaya başlamış,
Fi Zilal-il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zilal-il Kur'an (16 Cilt Takım)Seyyid Kutub · Miraç Yayınları · 2021223 okunma
245 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"İnsan" Olmak
* evet tabii ki spoiler içerir _Okurken bazen kendimden geçtiğim hayretler içerisinde gülümsediğim... Maslow'un tabiriyle doruk deneyimler yaşadığım bir kitaptı Neden mi? Hemen izah etmeye başlıyorum... Diyor ya hani Bahtiyar Vahapzade: "Kalbin gözü yanmazsa, görünmez göze Allah" youtu.be/hWEM9KHWlkA?si=... Bir
İnsan Olmanın Psikolojisi
İnsan Olmanın PsikolojisiAbraham Maslow · Kuraldışı Yayıncılık · 2020785 okunma
Dişiler neden tüm bunlara katlanır? Erkeklerin dişilerden daha güçlü olduğu ve onların canını acıtabileceği açıktır. Ama bu yalnızca teke tek ilişkilerde geçerlidir. Dişiler neden cinsel vahşet saçan bir erkeğe karşı birleşip kendini savunmaz? İki ya da üç tanesi yeterli değilse bile altısı veya sekizi yeterli olacaktır. Bu nadiren de olsa doğal ortamda gerçekleşebilir. (Fildişi Sahilleri'ndeki Tai Milli Parkı'nda yaşayan şempanzeler arasında bu bir adettir.) Ama Hollanda' daki Arnhem kolonisinde olduğu gibi kapalı alanlarda bu durum daha yaygındır. Eğer bir erkek dişiyi isterse ve dişi de ilgilenmezse konu kapanır. Doğal ortamda baskın olan erkek egemenliğinin tersine, kalabalık ve düşük güvenlikli hapishanelerde di­şilerin teslim olmaması ilginçtir. Bu koşullar altında dişilerin nasıl koalisyon kurduklarını, baskı uyguladıklarını ve barışı sağladıklarını gördük. Dişilerin erkeklerle eşit olmaya yakın bir konuma sahip oldukları toplumlarda politik becerileriyle büyük yarar sağladıkları açıktır.
say yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Zaman zaman kahraman ruhlu bir dişi- bir erkeğin delici bakışlarına, tehditlerine ve uyarıldığını gösteren diğer işaretlere rağmen onu reddedebilir. Erkek yaklaştığında dişi çığlık atıp kaçabilir ama çoğunlukla pek fazla uzaklaşamaz. Genç erkekler dişinin tereddüdünü sezerse taş aramaya başlar ve bulursa dişiye fırlatır. Bu genellikle ikna edici olur. Şempanzelerin cinsel davranışını konu alan ilk incelemelerden birinde, dişinin dominant ve delişmen erkeğin kendisine zarar vermesinden korktuğu için emre itaat ettiği yorumu yapılmıştı.
say yayınlarıKitabı okudu
Merakları gideren cevaplar başka sorular doğurdular. Bakalım neymiş cevaplar. Sözler verilirken de vardı yavrular. Kedi de çok haklıydı korumakta yavrularını. Kedi zaten hep haklıydı. Peki kedi şunu cevaplar miydi? Benim ne günahım vardı? Çok sevmemden mi kaynaklıydı? Bazi bedeller ödendi iki taraflı. Peki dişi kedi çok mu haklıydı. Bedel ödemeden kazandı? Neyse konu çok da sapmasındı. Erkek kedi -bir tık- haklıydı yavruları vardı. Ben ise kırgındım üstelik yavrum da yoktu. Ama cevaplanamayan çok da soru vardı. Koca bir yük oldu.
192 syf.
7/10 puan verdi
Atlantik'in Ortasındaki Kayada Martin'in Yaşam mücadelesi
Eser, İngiliz donanması kruvazörünün Alman donanması tarafından torpillenmesi sonucu Atlantik ortasında batan gemiden kurtulan tek kişi olan Martin adında bir denizciyi konu alır. Martin, İskele biçimde kayada yaşam mücadelesi verip umut ile Umutsuzluk arasındaki ince çizgide sürekli gidip gelir. "Var gücümle yaşamaya çalışıyorum. Bu kayayı baştan aşağı isimlerle donatıyor ve ehlileştiriyorum. Bazı kimseler bunun önemini anlamaktan âciz olabilirler. Ad koymak bir damga basmak, boyun eğdirmektir. İsimlerle kısıtlayacağım onu. (Syf78) Martin'in kayadaki nesneleri isimlendirmesi, kendinin tabiriyle ad koyarak boyun eğdirmesi, yalnızlık duygusunun bir tezahürü olarak görebiliriz. kitabın Gerçek ismi olan Pincher Martin, Türkçeye Ceberut Martin olarak çevrilmiş ama Pincher kelimesinin anlamının hepsini kapsayan bir kelime değil Ceberut, çevirmen de bunu belirtmiş zaten. Ceberut: acımasız, zorba Kayaya çıktığı ilk zamanlarda dikili taş tarzında heykel yapan ,yardım işaretleri yazan, bulunma umudunu hep içinde saklı tutan Martin, zaman ilerleyince İçersinde saklı tuttuğu veya tutmak istediği Umut, giderek zayıflar ve akıl sağlığını yitirme boyutuna gelir, halüsinasyonlar, kâbuslar görür. Golgind gerçek ile gerçek dışı arasında sürekli bizi gezdiriyor. Bu iki kavramın iç içe geçtiği bir roman olduğu için anlaşılması veya takip edilmesi diyelim zor bir eser olduğunu söyleyebilirim.
Ceberut Martin
Ceberut MartinWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018467 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.