“Birleşmiş Milletler mi? Birleşmiş mi?
Uluslararası suç ortaklığına ya da korkaklığına güvenen İsrail, tavsiyelere, kararlara ve protestolara gülüyor, canı ne isterse, ne zaman isterse ve nasıl isterse onu yapıyor.”
Eskiden sadaka verilmeyen dilenciye ikiyüzlülükle eklenerek "sabretmesi" söylenirdi. Sanırım aslında birine umut etmesini tavsiye etmenin, sabretmesini söylemekten pek farkı yok. Koltuklarına yeni kurulmuş politikacıların, "sabırsızlığın" devrim karşıtı olduğunu söylediklerini duymak, pek sık karşılaşılan bir durumdur. Belki öyledir, muhtemelen, ama ben daha çok aksine, birçok devrimin fazla sabır yüzünden kaybedildiğini düşünüyorum. Gerçekten de, umuda hiç karşı değilim, ama sabırsızlığı tercih ediyorum. Bizim umutla beslenmemizi tercih edenlerin bir şeyler öğrenmesi için, sabırsızlığın dünyada dikkat çekmesi zamanı geldi. Ütopyalarla beslenmemizi tercih edenler için de aynısı..
Demokrasi adını verdiğimiz şu churchill'in bilinen sistemlerin ehveniseri olduğunu söylediği politik sistemden söz ediyorum. En iyisi dememiş en az kötüsü demiş. Gördüğümüzden hareketle onu yeterinden de iyi bulduğumuz söylenebilir. Eğer farkına varırsak bedelini her gün ödediğimiz bir yanılsamadır.