“Sana yazdım. Bunu sen oku.
Kötüler geride kalsın ve sen,
Yaşadığımız güzel günleri hiç unutma..”
(s. 14)
Kitaplarını çok sevdiğim, çok yönlü yazar
İclal Aydın’ı tanımayan yoktur. Fakat kendi yaşamını anlattığı bu kitap ile onu daha yakından tanıdım.
Ankara’da dünyaya gelen yazar, 12 Eylül davalarından dolayı babasının evden ayrılmasıyla zor bir
“Melih Kibar’ın, bana hayata çok erken veda eden büyük sevdası Çiğdem Talu’yu anlattığı o gün geldi aklıma. Melih İngiltere’ye okumaya gönderildiği dönem Çiğdem Talu’ya derin bir aşk duyuyor. Melih deniz kıyısında bir binada kalıyor ilk gece. Büyük bir fırtına çıkıyor. Melih uyuyamıyor. Kalkıp piyanoya geçiyor ve bir beste yapıyor. Ertesi sabah Çiğdem Talu’dan bir mektup geliyor. Diyor ki mektupta: ‘Dün gece hiç uyumadım ve bir şiir yazdım. Sana gönderiyorum. Bunu ancak sen bestelersin.’
Melih mektubu açtığında gözlerine inanamıyor. Binlerce kilometre öteden birbirlerine seslenmişler meğer. İşte o şarkı:
‘Gün ağarırken, tek başıma oturmuşsam,
Henüz daha gözlerimi
bir an bile yummamışsam…’.
(‘İçimdeki Fırtına’ adlı şarkının sözleri).
Melih Kibar onlarca muhteşem şarkı, unutulmaz ortak eser ortaya çıkardıkları söz yazarı Çiğdem Talu’yu adeta bir tanrıça gibi gördüğünü söyleyip, şöyle devam ediyor:
‘Aramızdakinin ne olduğunu yıllar sonra anladım.”