Araştırma-İnceleme

Profil
Hayatı terör örgütleriyle mücadelede geçmiş 34 yıllık bir polis müdürünü bir anda sol terör örgütlerine yardım yapan bir kişiye dönüştürebilen hukuk sistemi adil değildir. Bu anlayış herkesi, her zaman her suçtan haksız olarak suçlayabilir, damgalayabilir, mahkûm edebilir.
Sayfa 246 - SaygıKitabı okuyor
Güneydoğu'da PKK- Hizbullah mücadelesi uzun süre devam etti ama sonra Hizbullah ve PKK arasında "ateşkes" ilan edildi. PKK'nın başı Abdullah Öcalan, İmralı Adası'nda Cumhuriyet Savcılarına verdiği ifadede, "İran, bize yardımda bulunmanın karşılığında Hizbullah'a karşı herhangi bir eylem yapmamamızı istemişti" diyordu.
Sayfa 231 - SaygıKitabı okuyor
Reklam
Hukukun bittiği yerde Zorbanın egemenliği başlar
Sayfa 188 - SaygıKitabı okuyor
O dönem raporlarda hep Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı, Terörle Mücadele Dairesi, Emniyet Personel Dairesi'nin "ele geçirilmesinin" cemaatin öncelikli hedefi olduğu da kaydediliyordu. Hanefi Avcı'nın kitabında yazdıklarına göre işte gelinen yer, yıllar önce dikkat çekilen noktadır...
Sayfa 170 - SaygıKitabı okuyor
İnsan ana dilinin dünyası yok olunca nasıl yaşamda kalabilir?
Alimleri taklid hakkında
Avamın her meselede aynı mezhebi taklit etmesi şart değildir Çünkü hakikat Muteber İslam'ın mezheplerden herhangi birinin tekelinde değildir Bilakis Onun hakkı araştırması doğruya en yakın olana tabi olması ve elinden geldiğince Takva sahibi olması gerekir hakkın kendi mezhebinin dışında ve kendi mezhebinin görüşünden farklı olduğu ortaya çıkarsa hemen ona dönmesi gerekir... Buna karşılık Samimi bir Müslümanın ruhsatların peşinden koşarak ve nefsine daha kolay gelip Heva ve arzusuna daha yakın olanı arayarak bir o mezhebin bir bu mezhebin görüşünü alması caiz değildir Çünkü bu dinen yasaklanmış ve Çirkin bir iş olduğu bildirilmiş olan telkiftir. Telkif: bir meselede bir mezhebin diğer bir meselede diğer bir mezhebin görüşüne göre amel etmektir Bunun iki şekli vardır: 1) mezheplerdeki ruhsatları araştırıp hoşuna gideni arzusuna uyanı ve çıkarlarını gerçekleştirecek olanı almak ki bu, İttifak ve caiz değildir.Iyi bir delile dayanmadan veya muteber bir alimi taklit etmeden ruhsatların peşinde koşmak Şer'i yükümlülüklerden kurtulmaya çalışmak demektir ki bu da Delilsiz bir şekilde heva ile amel etmek demektir. Özellikle de ihtilaflı meselelerde bunu adet haline getirmek böyledir. 2)ehliyet sahibi bir Müslümanın bir meselede mezhepler içinde delili en kuvvetli ve en tercihe şayan olanı almasıdır ki bu tür teklife ilim ehli "ittiba" demektedir ve gücü yeten herkesin bunu yapması gerekir.
Reklam
Geçmişin hayaletleri dünyayı birbirine katmak zorunda de­ğildir, onlardan yararlanmak pekâlâ mümkündür. Ne var ki insanlığın her kesimi saygı arayışının evrensel bir sorun olduğunu unutup saygıyı yalnız kendisi için talep ettiği sürece ancak vasat sonuçlara ulaşılabilir,
Sayfa 457 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okuyor
Sünni İslam'da hilafetin ne anlam taşıdığını bilen Şerif Hüseyin’in bu unvanın kendisine Avrupalı devletler tarafından sunulmasının önemli bir paradoks olduğunu tahmin etmiş olmalıdır.
Sayfa 98 - Kronik
Dinlerin her zaman iki gözü olmuştur, bütün dinler özünde ev­renseldir, hayatın hem maddi hem manevi boyutunu kucaklar, kişisel kurtuluş çabasıyla diğerkâmlığı dengelerler, ne var ki inananların pek çoğu tek gözlü olmayı ve kendi hakikatleri dışında hiçbir şeyi görme­meyi seçmiştir.
Sayfa 456 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okuyor
Adalet insanlığın en eski rüyası...
Adalet -insanlığın en eski rüyası ele geçmez bir hedef olmayı sürdürmektedir, Çünkü hakkaniyet sanatı daha yeni yeni öğrenil­mektedir. Eski zamanlarda adaletin gözü kördü, her insanın içinde bu­lunan insanlığı teşhis etmekten acizdi. Modern çağda insanlar ona gözlerinden birini bağışladılar; bu tek gözlü adalet gayri şahsilik pren­sibine odaklanmış, kayırma ve iltimasa meydan vermemek için herkese aynı kuralları uygulayan, ama bu arada insanların ne kadar adil ve sistemli olursa olsun- soğuk ve gayri şahsi muamele karşısında ne­ler hissettiğini hesaba katamayan bir adaletti. Refah devletinin gayri şahsi maddi telafi sistemleri haksızlık ve adaletsizliğin açtığı yaraları sarmaya yetmemiştir, çünkü ziyan olmuş bir hayatı hakkıyla telafi edecek hiçbir şey yoktur, hele ki verimliliği son sınırına vardırmış olan ABD'de bile her sekiz dolarlık vergi gelirinin ancak bir doları yoksul birinin eline geçiyorsa. İnsanların sadece yiyeceğe, barınağa, sağlık ve eğitim hizmetlerine değil, ruhlarını çökertmeyen işlere ve yalnızlığı uzakta tutmaktan daha fazlasına yarayan ilişkilere ihtiyaç duyduğunu ancak iki gözünüz de açıksa görebilirsiniz; insanların birer birey olarak görülmeye ihtiyacı vardır.
Sayfa 456 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.