"Evren nereye gidiyor, bir sonu olacak mı? Eğer olacaksa nasıl sona erecek? Bu soruların yanıtlarını bulursak, belki Tanrı'nın zihnini de anlamış oluruz."
“Her galaksinin sayısız yıldızı, yıldızların etrafındaysa sayısız gezegen var. Biz, Samanyolu galaksisinin sayısız yıldızlarından birinin etrafında dönen bir gezegende yaşıyoruz. Her şey birbirinin içinde büyükten küçüğe doğru varmakta; hayat, konik bir spiral gibi."
Elimde değildi, her dakika evreni ve uzayı düşünüyordum.
“Kâinatın bir başlangıç zamanı var mı acaba?
Bunu bulsak ne şahane olur!"
Hayatın zorlu sıkıntılarının üstesinden gelme konusunda nefes kesici bir cesaret örneğiydim, kabul! Kâinatın sırlarını açıklığa kavuşturma konusunda kararlıydım, bu konuda bütün dünyayı esinlendirdim, kabul ve arkamda bıraktığım miras, insanlığın kâinata bakışını değiştirecek çalışmalardan, eserlerden ibaret değildi. Ayrıca eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri derinleştirip kökleştiren, insanlığı ve gezegeni, tarihte eşi görülmemiş çapta tehdit eden ekonomik ve siyasi yapıya karşı çıktım, kabul ama hiç böyle bir şey olabilir mi? Kim bütün sözlerini söyleyerek gitmiş ki ben gideyim? Sizlerin belki bilmediği bir şeydir ama yıllarca o durumda olduğum için iyi bilirim: Sessiz insanlar en gürültülü zihinlere sahiptirler. Daha çok sözüm vardı söyleyecek.
İnsanın sinir sistemini felç eden ancak beynine zihinsel faaliyetlerine dokunmayan bu hastalık, beni önce tekerlekli sandalyeye mahkum etti, sonra da sessimi kaybettirdi.
Oğlum unutuyorsun galiba, ben öğretmenim, sıradan bir öğretmen. Biz, cevabı bulunmuş şeyleri anlatırız çocuklarımıza. Soru sormak filozofların ve bilim insanlarının işidir.
İşte o an, bende bir bilim insanı potansiyeli olduğunu anlamıştım!