Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
O denli övgüye değer bulunan Fransız devriminin sonucu kapitalist bir burjuva devleti olmuştu. Ne katkı ama!
Sayfa 426 - 2.ciltKitabı okudu
Devrimleri yarı yolda durduran kimdir? Burjuvazi Neden? Çünkü burjuvazi doyuma ulaşmış çıkardır. Dün açtı, bugün bolluğun içindedir, yarın da doygunluğa ulaşacaktır.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
1902 ve 1907 Osmanlı Aydınları Kongresini İttihat-ı Terakki Cemiyeti önemli ölçüde EDF (Taşnaktsutyun) ile kotarıyor. SDHP (Hınçaklar) her iki kongreye de katılmıyorlar. Çünkü SDHP İttihatçılara güvenmiyor, onları "Türkçü" buluyor. Farklı olanların farklılığını tanımaktan uzak ve herkesi "Türk" olarak değerlendirdiklerini görüyor. Gerçi 1908 sonrası çıkan afla birlikte İttihat-ı Terakki Cemiyeti ile birçok görüşme gerçekleştiriyorlar ve önceleri tedirginlik duysalar da Taşnakların ön almasıyla parti örgütlerinin bir kısmının da Taşnaklara geçtiğini gören SDHP önderleri, İstanbul'a dönüyorlar. 1908 devrimi sonrası ilk aylardaki politik ortam bütün Ermenilere "artık işler iyi gidecek" duygusunu veriyor açıkçası.  Ama 31 Mart gerici ayaklanmasını birlikte bastırmalarına, omuz omuza Meşrutiyeti ve Parlamentoyu savunmalarına rağmen aynı döneme denk gelen Adana katliamı, onları şaşkınlığa sürüklüyor. İttihat-ı Terakki Cemiyeti her ne kadar bu katliama tutum alsa ve birtakım tedbirler geliştirse de katliamın uygulayıcıları içinde İttihat-ı Terakki Cemiyeti de var. İttihat-ı Terakki Cemiyeti Ermenilerden sürekli "sabır" bekliyor.
Kadir Akın
Kadir Akın
Saklı Tarihin İzinde
Saklı Tarihin İzinde
Öğrenciler arasında sosyalist fikirlerin yaygınlaşması, sosyalizm amacıyla hak taleplerini içeren İstanbul'da gösteriler, bunların şiddetle bastırılması, silahlı bir mücadele başlatma kararları, Sasun ve Zeytun'da yoksul köylülüğün içinde gerilla örgütlenmeleri, binlerce Ermeni köylüsünün katıldığı çatışmalar var. II. Abdülhamid'in kimi talepleri karşılıyor gibi yaparak oyalama taktikleri vb. 1908'de İttihat-ı Terakki Cemiyeti'nin devrimci bir durum yaratınca dağlarda fedailerin dağlardan inmesi bile başlı başına bir olay… Örneğin Vahan Papazyan (Goms) fedailerle Muş dağlarından indiğinde Van valisi, alay komutanı ve Osmanlı askerlerinden oluşan tören kıtası tarafından karşılanıyor. Aynı Vahan Papazyan sonra Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın da Van milletvekili olarak görev yapıyor. Bu bile 1908'in nasıl bir hava yarattığını bize gösteriyor.
Kadir Akın
Kadir Akın
Saklı Tarihin İzinde
Saklı Tarihin İzinde
Foto : Van Milletvekili Vahan Papazyan (Goms)
Biçtiğimiz ekini Beyler yalayıp yuttu Başladı kıtlık, kıran Halkın tepesi attı, Haykırıp: "Ekmek! Ekmek!" Diye ayaklandılar, Versailles kapılarının Önüne dayandılar. Dikildi tüfekleri Koruma Alayı'nın Cinayeti başladı Acımasız Saray'ın. Bir kadını vurdular, Aktı yerlere kanı, Ayaklananlar hemen Aldı intikamını.
1789 Devrim Şarkıları
1789 Devrim Şarkıları
Tercüme :
Erdoğan Alkan
Erdoğan Alkan
1849'da üniversiteler "Felsefe" ve Avrupa devletleri anayasa hukuku öğretimine son verdiler: Hükümet bunları yıkıcı konular sayıyordu çünkü... "Mantık ve Psikoloji " bilimlerinin Ortodoks mezhebinin kuralları ile bağdaşan bir hale sokulabilmesi için bu derslerin kürsülerine "ilahiyat profesörleri" getirildi. s. 42
Marcel Liebman
Marcel Liebman
Rus Devrimi
Rus Devrimi
Reklam
"Nereye gidersem gideyim, Kübalı bir devrimci olmanın sorumluluğunu duyacağım." Aslen Arjantinli olan Che Guevara, bu sözleri, Fidel Castro'ya gönderdiği veda mektubunda yazıyordu.
When people have free time, they have time to be revolutionary.
1831'de Lyon'da ilk işçi ayaklanması olmuştu; 1838'den 1842'ye, ilk ulusal işçi hareketi, İngiliz çartistleri hareketi, en yüksek noktasına varıyordu. Proletarya ile burjuvazi arasındaki sınıf savaşımı bir yandan büyük sanayideki gelişme, bir yandan da burjuvazi tarafından ele yeni geçirilmiş bulunan siyasal egemenlik ile orantılı olarak, Avrupa'nın en ileri ülkelerinin tarihinde birinci plana geçiyordu.
Sayfa 77
Almanya’da Sosyal Demokratların (SPD) ve Komünistlerin (KPD), Nazilere (NSDAP) karşı bir araya gelemeyişi sonrasında seçimleri kazanan NSDAP. Naziler iktidara geldikten sonra önce KPD’nin sonra da SPD’nin faaliyetlerine son verdiler.
Marksist Dünya Tarihi
Marksist Dünya Tarihi
Neil Faulkner
Neil Faulkner
Reklam
Milan Kundera, ‘İnsanın iktidara karşı mücadelesi hafızanın unutmaya karşı mücadelesidir,’ diyor.
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Devrim, bütün değerlendirmelerin yeniden değerlendirileceği andır.
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
İyinin ve Kötünün Ötesinde
İyinin ve Kötünün Ötesinde
Kahrolsun istibdat
Liberté, égalité, fraternité  Hürriyet (Özgürlük), Müsavat (Eşitlik), Uhuvvet (Kardeşlik) Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet
İbretlik Edirne Vakası
Padişah 2. Mustafa, hocası Feyzullah Efendi'yi çok sayardı, onu Şeyhülislâm yaptı. Hoca, devletin her işine karışmaya başladı. Otoritesini kuvvetlendirmek için olacak, hemen bütün akrabalarını büyük memuriyetlere tayin ettirir oldu. Bunlar görevi kötüye kullanmanın çeşitlisini yapar oldular. Sadrazamlar bile şımarık hocanın baskısı altında kaldılar. Padişah ise göz yumuyordu. Bunlar da seslerini çıkaramıyorlardı. Günün birinde millet ayaklandı. 2. Mustafa tahttan indirildi. Ve hoca yakalanarak işkence içinde öldürüldü. Önce burnu, sonra kulakları ve en sonra dudakları kesildi ve koparıldı, eşeğe ters bindirildi, gem yerine kuyruğu eline verildi, sokak sokak gezdirildikten sonra elleri, bacakları kırılarak kafası kesildi. Hoca bu hal ile Edirne caddelerinde sürükleniyordu. Nihayet papazlar getirildi, Hristiyan âyini üzerine ellerinde mumlar olduğu halde hocayı götürmeye başladılar. Bu da kâfi gelmedi. Bir ses yükseldi: ''Bu hainin cesedini vatan toprakları kabul etmez, Meriç'e atınız!'' dedi. Ceset Meriç'e atıldı ve Meriç'in suları onu Akdeniz'e balıklara yem olmak üzere sürükledi ve götürdü. Dikkat ediniz, Türk milleti o kadar oldu bittilere gelmiyor ki, saati çalınca dini temsilcisi şeyhülislâmı bile yakasından tutarak ondan en korkunç bir tarzda hesap soruyor. Sonra dinin en büyük temsilcisi halifeyi makamından indiriyor ve hapis ediyor! İbret!..
Sayfa 145
Milletler haklarına kavuşmak için ihtilâl yapıyorlar. Milletler haklarına ihtilâl ile kavuşuyorlar. Bu iş başka türlü olmuyor. İş başında bulunanlar, milletlerin muhtaç oldukları yenilikleri, rica ile, niyaz ile kabul etmiyorlar. En küçük ıslahata bile razı olmuyorlar. Aklın ve mantığın icaplarına uymuyorlar. Akıl ve mantık zorunlulukları, silâhla takviye edilincedir ki, iş başındakilere (Pekiyi!) dedirtmek mümkün oluyor! Bunun aksi tarihte nadir değil pek enderdir.
Sayfa 116
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.