Dost aybum setredip düşmen beni agâh eder
Yardan mergubdur indimde a'dalar benüm
Keza Haşmet de aynı tema üzerinde durur:
Tekmil-i kusur etmedir âyin-i mahabbet Noksana nazar eyleyen ahbab değildir
İçinde görüntü olmayan ayna, hiçbir şey görmeyen kör göz gibidir. Tanrı görüntüsü bulunmayan gönlünü şair, Ya’kûb’un Yusuf’u göremediği için kör olan gözüne benzetmiştir. Ya’kûb, “madem Yusuf’u görmüyorum başka hiçbir şey görmemeliyim” düşüncesiyle kör olmuş; sonra Yusuf’un gömleği, kokusu, bir belirtisi ile gözleri yeniden açılmıştır. Allah’ı göremeyen gönül gözü başka şeyleri görse de kör sayılır.
O Yûsuf-pîrehenler hayf kim pinhân olup dilden
Bu mir’âtü’s-safâyı çeşm-i Ya’kûb eylemişlerdir
"Ruh-ı dil-dârı rengîn vasf idersin ey dil-i şeydâ
Acebdür sözleründen reng almazsa gül-i ra nā
Safa-bahş olmada gülzardan mey-hâne eksük mi
Kalur mı bûy-ı gülden bâg-bâna nükhet-i sahbâ
Düşelden vâdi-i aşka inen çok dil-rübâ sevdüm
Hele çok sevdügümden olmadum âzürde-dil kata
Cefâsı dil-berün 'âyn-ı vefâdur ey gönül gör kim
Cefalar ide ide Kaysı mecnûn eyledi Leylâ
Hevā-yı aşk u nâr-ı şevk u âb-ı çeşmün olmasa
Kim 'âdem dir senün gibi ayak topragına Yahya"
"Bir dilde ki aşkun odı ola peydâ
Hâşā ki sivâ yanmaya hâşakāsā
Her katresi güyâ ki bir ateş-pâre
Aşk ateşini göz yaşı itmez itfâ
Dilde ola mi tâb-ı celâle tâkât
Envâr-ı cemâle döyemezken cânâ
Olmasa eger mâye-i aşkun humda
Dünyaya salur mıydı bu şürı sahba
Bir câm araya dem gele şâyet sâkî
Dök hûn-ı dili şîşeyi pâk it Yahya"
Bütün dünya benim olsa gamım gitmez nedendir bu?
Ta ezelden gam turâbıyla yoğrulmuş bir bedendir bu,
Gelen gider, giden gelmez iki kapılı handır bu,
Sakın insâfı terk etme makâm-ı imtihandır bu.