e

Edebiyat tarih Araştırma inceleme

Bülent Ecevit'in demokratik solu diğer siyasal eğilimler­ den bağımsızlaştırma denemesi ve sağ partilerin tabanına hapsolmuş demokratik sol oylan alt yapı devrimi anlayışıy­la demokratik sola yöneltme eylemi 1980 öncesinde başarılı olmuştur. Böylesi bir anlayışın yaşadığımız dönemde de ba­ şarılı olmasını engelleyecek bir durum yok gibi görünmek­tedir. Özellikle 1980 sonrasında yaygın bir biçimde eleştir­ menin ötesinde Bülent Ecevit'in düşüncelerini anlama gere­ği duyulmamaktadır. Bülent Ecevit'in DSP'de somutlaşan si­ yasal doğrultusu ortanın solu döneminden önemli izler taşımaktadır.
Sayfa 42 - İletişim yayınları 2018Kitabı okudu
Nurullah Ataç da 1940'lı yıllarda sonraki döne­minden bir nebze farklı düşünmekte, tercüme konusun­ da çevirmenlerin önemli ölçüde yaratıcı olmaları gereğini işaret edip, tercümenin bir kavramı mekanik olarak aktar­mak yerine bir başka kültürde yeni baştan düşünmek de­ mek olduğunu belirtmektedir. Sabahattin Eyuboğlu ve Nu­rullah Ataç'ı biraz da o dönemin, kurucuları oldukları in­san dergisinin yönelimleri çerçevesinde değerlendirmek ge­rekmektedir. Tüm bunlardan öte bizzat Hasan Al i Yücel'in kendisi sorunu anlatıldığı şekilde kavramakta ve Doğu kla­ siklerinin çevirisi konusunda ısrarlı olmaktadır. Milli Eği­ tim Bakanlığı'ndan ayrıldıktan sonra da Ankara Üniversite­ si ilahiyat Fakültesi'nde görev yapmakta olan Prof. Anne­ marie Schimmel'den onun üzerine çalışma yaptığı Muham-med lkbal'in Cdvidndme'sini Türkçeye çevirmesini istemiş­tir Bunların dışında çeviri konusundaki yaklaşımı yuka­rıda anlatılagen anlayışlardan farklı değildir.
Sayfa 88 - İletişim yayınları 2018Kitabı okudu
Reklam
Evrensellik çerçe­vesinde yerelliğin gündeme gelmesi son dönem aydınının te­mel problemi. Evrensellik bağlamında tikellik öne çıkıyor. Yeni dönemin bir tür aydını iyice yabancısı olduğu alana dö­nerek incelemeler yapıyor. Bu tür incelemeler de eski döne­min muhazakar metinleriyle buluşmayı beraberinde getiri­ yor. Bihruz Bey tüm görkemiyle gene gündemde galiba.
Sayfa 159 - İletişim yayınları 2018Kitabı okudu
Çizdikleri değerlendirildiği zaman elli beş yıllık bir zaman diliminin incelenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Döne­ min özellikleri çizdiği karikatürlere haliyle bir ölçüde yan­sımıştır. Kendi çizdikleri ve başkalarının çizdikleri üzerin­ de ayrıntılı olarak derinlemesine düşünmüştür. Bu konu­ lardaki düşüncelerini açık bir şekilde olmaktan ziyade do­laylı olarak anlatmayı yeğlemiştir. Düşünme denemesinin çerçevesini yazdığı sınırlı sayıdaki metinde ve günlük ga­ zete karikatür lerinin temel mesajlarında görmek mümkün­dür. Bir iki konuşmasını okumak bile yaptıktan, çizdikle­ri konusunda ne kadar özenli ve zaman içinde tutarlı ol­ duğunu gösterecek mahiyettedir.
Sayfa 134 - İletişim yayınları 2018Kitabı okudu
Emre Kongar'm Türkiye'de yazma serüvenine başlama­sı tam da l 960'lı yılların sonlarına rastlamaktadır. Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdikten sonra bir yıl kadar Ameri­ka Birleşik Devletleri'nde bulunmasını müteakip Hacette­ pe Üniversitesi'ne Sosyal Çalışma Yüksek Okulu'nu kur­ mak üzere müdür olarak atanmıştır. Başlamasını takip eden günlerde de Türkiye' de başat olan eğilim çerçevesinde gün­cel düşünsel hayat içinde bir yer edinmiştir. Genellikle de Türkiye'deki temel düşünsel doğrultuyla uyumlu olmuş­tur. Kitaplarım çıkarmay a başladığı dönem de 12 Mart dar­ besinin hemen sonrasına rastlamaktadır. Yazdıklarının an­ lamlandırması açısından bu durumun özel bir önemi var­ dır. Öğretim üyesi ve aydın olarak temel vasıflarından biri fazla yazması ve yazdığı dönemdeki düşünsel ortama uyum sağlama endişesidir. 1970'li yıllarda Türkiye'de entelektüel iktidar bir anlamda Marksistlerdedir. Bunun yanında Cum­ huriyet Halk Partisi'nde somutlaşan sosyal demokrasi de ik­ tidara yakın bir yerde durmaktadır.
Sayfa 74 - İletişim yayınları 2018Kitabı okudu
Entelektüel olarak Behice Bora n'ı daha gerçekçi bir şekilde değerlendirebilmek anlamında bir de yerellik / yabancılık ba­ kımından problemlerin sorgulanması önem kazanmaktadır. Biyografy a'nın bu sayısında yer alan bir başka yazıda da alın­ tılanarak belirtildiği gibi Behice Boran kendisine örnek ola­rak hep Halide Edip Adıvar'ın roman kişilerini almıştır. Fa­kat Halide Edip'in romanları hakkında yazdığı aynı makalede fa rklı düşünceler de iletmektedir. Onun Türk toplumuna ya­ bancı gibi bakan bir yazar olduğunu belirtmektedir: "Geçen gün bir dostumla Halide Edip hakkında konuşurken, 'Hali­ de Edip Türkiye'yi bir ecnebi gözü ile gören ve öyle anlatan bir muharrirdir' dedi ve ilave ett i : 'hem de kendisi bu mem­ leketi tanımağa ve eserlerinde temsil etmeğe o kadar çabala­ dığı halde .. .' Filvaki Halide Edip için konacak en veciz teş­ hislerden biri de budur. Kendisi Türk adetlerinden bahse­ der, eserlerinde harici hayat şartlarını bir sahne dekoru gibi birer birer verir.
Sayfa 118 - İletişim yayınları 2018Kitabı okudu
Reklam