“Gülümsemesi sanki taştan yontma bir muammaydı, gizli tellerle bir kahramanlık sinirine bağlanmış da, klasik heykellerin yüzünü süslüyormuş gibi bir havası vardı. Üzerinde esrarengiz bir hava ve çok ilginç yaralar vardı.”
" Kalplerini gülümseme maskesi arkasına saklayarak daha fazla kırılmaktan korumaya çalışanlar, bir gün artık sahiden gülümseyemediklerini fark ederler.Çünkü artık gülüşün gerçek dürtüsünü ve rengini unutmuş, böylece yitirmişlerdir."
Gülümsedi Orhan
"Seni çok seviyorum Ayşe".
"Ben de seni."
Orhan seviyordu Ayşe'yi. Onunla tanıştıktan sonra tüm geçmişi silip atmıştı. O güne kadar yaşadıklarını geride bırakmıştı. Tüm o kadınlara mesaj atmış bir daha görüşemeyeceklerini söylemiş arkadaşlıklarını da gözden geçirmişti. Her otuzuna gelen erkeğin yaptığı bir şeydi bu. Hayata ve ilişkilere dair düşünmek.. Biraz daha oturmuş, istikrarlı bir yola girmek..
Orhan için böyle bir düşüncenin fitilini ateşleyen de Ayşe olmuştu.
Gülümseme Yolla...
Üzülme sakın, daha önce de canın defalarca yanmıştı. Ve bu senin ilk hayal kırıklığın değil, geçmez dediğin gülümsediğin anları hatırla ve asla bunun da geçemeyeceğine kalbini inandırma. Canını yaktıkları için onlara düşman olmaktansa, sevgini hak etmedikleri için yüzlerine alaycı bir gülümseme yolla.