Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Bir fikrin veya duygunun, aklımıza girip bizimle kalması için uyruğumuza geçmesi, oturma izni alması, orada dostluklar ve samimi ilişkiler kurma hakkını kazanması çok önemlidir. Bu fikirlerin veya duyguların, yavaş yavaş etkilerini genişletmesi, ilişki çemberini büyütmesi ve kişisel değerleri ile kendisini kabul ettirmesi gerekiyor. Sanat yapıtlarının nasıl yaratıldığına bakabilirsiniz. Çoğunlukla gençken akla gelmiş bir fikir, içinde yaşama gücüyle doğmuş ise dâhi, insanın ruhunda ürkekçe, gölgelere sığınarak uzun süre barınır. O, başka işlerle meşgulken veya böyle bir düşünceye hazır değilken okuduğu bir yazı, herhangi bir olay ya da bir yazarın öylesine söylediği mutlu bir söz, yatmakta olan Fikri uyandırıp içerdiği değer ve oynayabileceği rol hakkındaki kişiyi bir anda bilinçlendirir. Bu andan itibaren, her şeyden beslenmeye başlar. Seyahatler, konuşmalar, çeşitli okumalar kendisine sindirilebileceği öğeler sunar, o da bunları yutar ve giderek güçlenir. Goethe de Fasut fikrini tam otuz yıl boyunca aklında döndürüp durmuştur. Fikir, tüm bu süreyi tomurcuklanarak, serpilip köklerini daha derinlere salarak ve deneyimlerinin içindeki besleyici özsuyunu içerek geçirmiş, bu dâhiyâni eser de böyle ortaya çıkmıştır.