Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Cumhuriyet yönetimi, halkının çok büyük bölü- mü okuryazar olmayan bir toplum devralmıştı. O yıllarda, Cumhuriyet'in yetişmiş elemanı ne yazık ki çok azdı. Okuryazarlık oranı yüzde 10'u geçmeyen, çoğu ilinde lisesi olmayan, İstanbul ve Anka- ra dışında üniversitesi bulunmayan, on binlerce köyü başta olmak üzere, kimi kent ve kasabaları elektrik- ten yoksun bir ülke söz konusuydu. Halkın çoğunluğu yoksul, donanımsız ve döne- min ölümcül hastalıklarıyla yüz yüze; bu yetmiyormuş gibi 1954'e değin ödenecek genel borçların da yükü altındaydı. Eğitim alanındaki atılımlarla ve "Millet Mektepleri" projesiyle halkta bir ulusal bilincin oluşmasına çaba gös- terilmesine karşın bunun yeterli olmadığı bir gerçekti. İşte bu aşamada Ulusal Kurtuluş Savaşı'na omuz vererek bağımsızlığa imza atan halkın çok yönlü eğitilmesi için önlemler alınmalıydı. Halkevleri bu amaç doğrultusunda hayata geçirildi.
Sayfa 93 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
Halkevleri'nin ve onun yan birimi Halkodaları'nın varlığı, ülkenin her kesiminde yaşayan insana ulaşarak, onu yeni yönetimin saygın bir bireyine dönüştürme amacı taşıyordu. Nitekim Halkevleri'nin değişik kolları aracılığıyla yapılan uygulamalar, milyonlarca insanın o güne değin yaşamında olmayan gelişmeyi ve değişimi de devreye sokuyordu. Halkevleri'ni kuranlar ve o birimlerde görev alanlar; Atatürk ilkelerini yaşama geçirmeyi, devrimlerin halk tarafından özümsenmesi için gerekli çabayı göstermeyi, dünden bugüne eğitim, sanat ve kültür alanında önemli atılımlar yapmayı, ulusal bilincin geliştirilmesiyle herkesin iyi birer yurttaş olarak yetişmesini sağlamayı, daha da önemlisi laik ve çağdaş bir toplum yaratabilmeyi amaçlıyordu.
Sayfa 93 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk, Halkevleri'ni Cumhuriyet devrimlerinin tabana yayılması, yerleşmesi ve gelişmesi için önemli bir kale olarak görüyordu. Türk Ocakları'nın daha dar bir alana girmesiyle orada hedeflediklerini Halkevleri zeminine taşıdı. Burada yapılanların aynı zamanda bir yayın organıyla tüm millete ulaşması gerekiyordu. Ülkü dergisi hem bu amacı hayata geçirmek hem de çağdaş bir ulus inşasına harç taşımak için yola çıktı.
Sayfa 68 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
22 Ağustos 1975 tarihinde, Şereflikoçhisar Halkevi kaymakamlıkça yasalara aykırı biçimde kapatıldı. Daha sonra da sırayla Etlik, Sivas, Fatsa ve Yenidoğan Halkevleri... 1975 yılında ise bu saldırıların sayısı arttı ve gene sırasıyla Etlik, Ordu, Rize, Karaman, Alaçam, Akşehir, Fatih, Ünye, Yenidoğan, Zeytinburnu, Gönen, Gülnar, Güngören, Üsküdar, Sarıyer, Beykoz, Gaziosmanpaşa, Şafakköy, Mamak, Şefaatli Halkevleri silahlı teröristlerin saldırılarına uğradı. Bazı bölgelerdeki radikal gruplar, Halkevleri'ni yasak bölge ilan etti, Halkevi'ne gidenleri cezalandırma yöntemleri uyguladı. 1977 yılında da saldırılar artarak sürdü ve Saimekadın, Kırşehir, Fatsa, Rize, Ordu, Giresun, Dikmen, İncirli, Mamak, Yenimahalle, Topraklık, Gazi Mahallesi, Ayrancı Halkevleri mülki amirlikler tarafından gerekçe gösterilmeden kapatıldı. 1977 yılında Pazar, Üsküdar, Samsun, Gölbeyli, Polatlı, Fethiye, Aladere, Yenidoğan Halkevleri'ne patlayıcı maddeler atıldı.
Sayfa 46 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
İlerici ve devrimci bir kadronun Halkevleri'nde yönetime gelmesi, ülkede değişik tepkilerle karşılanıyor ve demokrasi alanında büyük bir hoşnutluk göze çarparken hükümete yakın sağ kesimler ve devletin bürokratik yapısı, Halkevleri'ne karşı tutumunu olumsuza doğru çeviriyordu. Devlet bürokrasisinde dalga dalga yayılan bu olumsuz tutum, yurt düzeyinde genişleyince bu kez vali ve kaymakamlar da halkevi çalışmalarına karşı sert tutum içine giriyordu. Tam bu sıralarda Gaziantep'te yaşanan olay, bu açıdan önemli bir örnek olarak kamuoyunun gözleri önüne geliyordu. O dönemin Gaziantep valisi, kendi ilindeki halkevine karşı bir oyuna giriyordu. Vali, seçilmesine yardımcı olduğu halkevi başkanının iş birliğiyle, halkevi çalışmalarına izin vermiyor, izin vermediği bir gösteriyi söz konusu ederek Halkevi'ni bastırıyor ve gene yapılma- yan geceyi gerekçe göstererek Gaziantep Halkevi'ni kapatıyordu. Gelişen olaylar sonucunda Atatürk'ün kurduğu devlet, yine Atatürk'ün kurduğu kültür kuruluşları olan Halkevleri'ne karşı bir duruma geliyordu.
Sayfa 42 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
6-7 Mayıs 1967 tarihinde, Ankara'da toplanan kurultaya 121 halkevinden toplam 104 delege katılıyordu. Kurultayı açış konuşmasında Genel Başkan Prof. Celal Ertuğ, çok partili dönemde Halkevleri'nin her türlü politikanın dışında kalması gerektiğini, Halkevle- ri'nde politika yapmanın yasak olduğunu, Halkevleri'nin her türlü siyasal ayrımın ötesinde ulusal eğitim yuvaları olması ve kapısından girerken herkesin siyasal kişiliğini kapının dışında bırakması gerektiğini, devlet ve hükümetin Halkevlerini desteklediğini, yeni kurulan kuruluşlar karşısında Halkevleri'nin işlevini yitirmediğini ve yeni işlevler kazandığını belirterek kurultayın açılışını yaptı.
Sayfa 40 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
27 Mayıs Devrimi, Kemalizm'in temel felsefesi ne, devrimci ve ilerici doğrultusuna dönmüştür. 27 Mayıs Devrimi'nin hemen ertesinde, Behçet Kemal Çağlar'ın başkanlığında Atatürkçüler ile eski Halkevciler bir araya geldi ve örgütlenme konusunda anlaştı. Devrimin önderi Cemal Gürsel'in de uygun görmesi üzerine 1960 tarihinde, Türk kültür ve bilim insan larıyla sanatçıları, "Türk Kültür Derneği"ni kurdu. Behçet Kemal ve arkadaşları, Halkevlerinden yetiş- miş kadrolarla ilişki kurarak; Türk Kültür Derne ğini tıpkı Halkevleri benzeri biçimde ülke düzeyinde geliştirmek için çalışmaları yoğunlaştırdı. Türk Kültür Derneği, daha sonra 12 Nisan 1961'de, kamu yararına dernekler arasına alındı. Türk Kültür Derneklerinin çalışmaları kısa zamanda genişleyince ilgili çevrelerde yeni bir Halkevleri arayışı gündeme geldi. Dernek içi çalışmalar gelişince yeni bir tüzük komisyonu kuruldu ve Ceyhun Atuf Kansu'nun başkanlığında hazırlanan yeni tüzükte Türk Kültür Derneği'nin halkevi veya halkodası adı altında şubeler açabileceği benimsendi. Cemal Gürsel ve arkadaşları, doğacak tepkilerden çekindiği için Halkevi adının kullanılmasına karşı çıkıyor; Türk Kültür Derneği'nde toplanan aydınlar ise Halkevleri'nin yeniden canlandırılabil mesi için halkevi ve halkodası adı altında örgütlen- meyi savunuyordu. Yeni tüzük tasarısı, iki kesimin isteklerini uzlaştırıcı biçimde hazırlandı; hem Türk Kültür Derneği adı korundu hem de Halkevleri'nin yeniden açılması benimsendi.
Sayfa 37 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
Bazı bölgelerde ise halkevi kitaplıklarındaki tüm yayınlar, kamyonlara doldurularak alanlarda yakılıyordu. Kitaplıklar boşaltılırken buralar başka amaçlı kullanıma açılıyor, içindekiler bazen depolara kaldırılıyor ve halkın okuması engelleniyordu. Halkevi binaları, bazı yerlerde resmî dairelere, karakollara ya da okullara dönüştürülüyordu. Radikal kesimler, siyasal iktidarın düzenlediği bu yağmadan nasibini almak üzere toplu saldırılar düzenliyordu. Kars ve Doğubeyazıt Halkevleri, bu grupların yağmalamasına sahne oluyordu. Merkezdeki bazı halkevi binaları, genel tuvalet olarak bile kullanılıyor ve Atatürk'ün bu kültür kurumlarına en ağır hakaret anlamına gelebilecek işlemler, iktidarın desteğiyle yürütülüyordu.
Sayfa 36 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
Bu yönetmelik doğrultusunda CHP ve Halkevleri binalarına hükümet el koyarak, muhalefet partisinin bütün mal varlığını elinden aldı. Böyle bir işlemle yeni iktidar, yılların siyasal örgütü olan CHP'ye karşı üstünlük sağlama çabası içindeydi. Uygulamada, yasa ve yönetmelik dışında çok katı ve ağır bir baskı Halkevleri'ne karşı uygulandı. Tarihe vandalizm olarak geçecek bu baskılar sonucunda, yılların birikimi olan mal varlığı yağma edildi. Halkevi eşyaları, çöplüklere ve sokaklara; kitaplar, derelere ve ırmak- lara atıldı, kese kâğıtçılarına toptan verildi. Bütün ülke, siyasal iktidarın olumsuz tutumu yüzünden halkevi yağmasına sahne oldu.
Sayfa 36 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
İlk öneriler arasında yer alan Erzurum Saylavı Emrullah Nutku ve Antalya Saylavı Akif Sarıoğlu'nun dört arkadaşıyla beraber verdiği, "Halkevleri'nin mallarına el konulması"yla ilgili yasa önerisi, DP yöneticilerinin uyarısı üzerine geri aldırıldı. Parti yöneticileri, bu tasarının yasalaşmasıyla Halkevleri'nin tümünün ortadan kaldırılamayacağını düşünüyordu. Bu nedenle parti yönetiminin uyarıları doğrultusunda Tekirdağ Saylavı Şevket Mocan ve elli üç arkadaşı Halkevleri'ni tümden yok eden bir yasa önergesi hazırladı. Meclis'in 6 Ağustos 1951 tarihli oturumunda ele alınan yasa tasarısı, epeyce tartışma yarattı.
Sayfa 34 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
1949 yılında ülkedeki hava, DP milletvekillerince Meclis'e getirilmiş ve Halkevleri'nin durumu eleştiri konusu yapılmıştı. Afyon Saylavı (milletvekili) Hasan Dinçer, Halkevleri'nin CHP'ye ait bulunduğunu ya ödeneklerinin kesilmesi ya da bu kuruluşların halka mal edilmesi gerektiğini vurguladı. Manisa Saylavı Muammer Alakant; halktan toplanan paraların kamu hizmetine harcanması gerektiğini, CHP'nin yararlandığı Halkevleri'ne devlet bütçesinden yardım etmenin Anayasa'ya aykırı olduğunu ve bu kuruluşların hemen belediyelere devredilmesi gerektiğini ileri sürdü. Afyon Saylavı Hazım Bozca; Halkevlerine yardım edilebilmesi için bunların tüzel kişiliğe sahip bulunması gerektiğini, tüzel kişiliği olmayan bir kuruluşa para veren maliye bakanının sorumlu olacağını, Halkevleri'nin birer kültür yuvası olmaktan çıkarak politik merkezler durumuna geldiğini ve bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmesi gerektiğini belirtti.
Sayfa 33 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
1940 yılının ilk aylarındaki halkevi çalışmala rına bakıldığında, sosyal yardım etkinliklerinin ön sırada yer aldığı görülmektedir. Kelkit Çayı yöresinde yaşanan deprem sonrasında ihtiyacı olanların yardımına Halkevleri koştu ve elinden geleni yaptı. Yıkılan evlerde kalanlara yatacak yer sağlandı, yaralılar hastanelere taşındı, bölge halkının diğer gereksinmeleri karşılandı. Halkevleri'nin sosyal yardım kolları, böylesine doğal afetler için daha hazırlıklı bir düzene girdi ve ülkenin her yanında doğal afetlere karşı hazırlıklı yapıya geçti. İstanbul Halkevleri, bölgedeki yoksul halkı giydirirken Van Halkevi, bölge köylerinde aşı kampanyası başlattı ve ilaç dağıttı. İzmir Halkevi, altmış doktorun katıldığı kampanyayla köyleri tarayarak, hastalara yardımcı oldu. Karaman Halkevi, okul çocuklarına defter ve kalem; Gerze Halkevi ise yoksullara binlerce kilo erzak dağıttı.
Sayfa 27 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
Bütün Halkevleri'nde, 25 Şubat 1940 günü, kuruluş yıl dönümü etkinlikleri yapıldı. Ankara Halkevi'ndeki törene Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de katıldı ve yeni altı halkevi ile 140 halkodasının açılışı kutlandı. Törende yönetim adına Başbakan Refik Saydam bir konuşma yaptı. Saydam, Halkodaları ile devrimin ışığının köylere kadar ulaşacağını, Halkevleri'nin hizmetleriyle birer kültür kaynağı ve halk üniversitesi adayı olduğunu, Halkevleri'nin çalışmalarından bütün devlet memurlarının, yetkililerin ve aydınların sorumlu olduğunu ve bu nedenle herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini belirtti.
Sayfa 26 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
Nüfusun büyük çoğunluğunun köylü olması ve kırsal alanda yaşaması, ister istemez halkevi çalışmalarının çoğunluğunun bu kesime yönelmesine neden oluyordu. Ankara Halkevi'nin örnek düzenlemeleriyle her halkevi, kendi yöresindeki köylü halka yönelik Köylü ve Toprak bayramlarını programlara alarak, geniş hazırlıklarla kutladı. Köycülük kolları, ilgili sorunlarına çözümler bulunabilmesi için yetişmiş tarım uzmanlarıyla araştırmalar yapıyordu. Tarım uzmanlarının katıldığı konferanslar ve toplantılar köylüler için uyarıcı ve yönlendirici oluyor, bu yoldan ülke tarımında, bilimsel yaklaşımın ilk tohumları atılıyordu.
Sayfa 23 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
1934 yılında halkevi sayısı sekseni bulmuştu. 19 Şubat 1934 tarihinde, ikinci kuruluş yıl dönümün- de, Başbakan İsmet İnönü bir konuşma yaparak, elli beş halkevine ek olarak Adapazarı, Amasya, Beyazıt, Bergama, Bitlis, Çorlu, Elazığ, Erzurum, Iğdır, Kula, Maraş, Mardin, Milas, Mudanya, Muş, Sandıklı, Siirt, Silvan, Ünye, Ürgüp, Ödemiş, Uşak, Urfa ve Uzunköprü Halkevleri'nin açılışını müjdeledi. Başbakan, Halkevleri'nin geleceğin Türkiye'sinde oynayacağı önemli role bütün vatandaşların hazır olması gerektiğini, vatanseverliğin Halkevleri için yön göstereceğini, halkın yüksek karakterli olarak yetiştirilmesini Halkevleri'nin gerçekleştireceğini ve bunun Atatürk'ün başlıca hedeflerinden biri olduğunu, bilimsel alandaki gelişmelerin olumlu yönlerini Halkevleri'nin vatandaşlara göstereceğini, bilimin yanı sıra güzel sanatlara önem verilmesinin de vatandaşların yetiştirilmesinde önemli rol oynayacağını, Türklerin bilim, kültür ve spor çerçevesi içinde yetiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Sayfa 23 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu