Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mustafa BAKIRHAN

Mustafa BAKIRHAN
@MustafaBAKIRHAN
Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik Medeniyet Üniversitesi Tarih
Osmanlı İmparatorluğu ile Britanya hükümetinin Süveyş kanalının inşa edilmesine karşı çıkmalarının bir nedeni de Mısır'ın bağımsızlığına yol açabileceğidir. Başka deyişle, Said Paşa Süveyş berzahının açılması işine bu kadar canla başla sarıldıysa bunun nedeni Mısır'ı Osmanlı İmparatorluğu'nun geri kalanından hem simgesel hem de maddi olarak daha iyi ayırabilmek, yani Mehmed Ali Paşa'nın başlattığı işi tamamlamaktı. Babıâli'nin başka bir endişesi de Kızıldeniz ve Hicaz konusundaydı: Kanalın açılması bölgeyi önemli şekilde etkileyebilecek, İslam'ın kalbine, Osmanlı padişahının halife de olması hasebiyle korumakla yükümlü olduğu Haremeyn-i Şerifeyn'e de zarar verebilecekti. Siyasal düzeyde ise, 1840 yılından sonra Osmanlı yetkisine bırakılan bir bölgeye yabancılar daha hızlı ve daha kolay müdahale edebilirdi. Başka deyişle, zaten yaşanan bu kaos durumu Avrupalı güçlerin muhtemel müdahalesiyle daha da karmaşıklaşabilirdi.
Sayfa 49 - İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okuyor
Reklam
Kızıldeniz'deki Portekiz varlığı, Avrupa'nın Mısır'la olan ticaretinde tekel oluşturan Venedik ile Ragusa'nın ekonomik çıkarlarını da tehdit etmekteydi. Venedik Onlar Konseyi Lizbon'la diplomatik ilişkilerini kopardıktan iki yıl sonra, 1504 yılında yeni Kahire elçisi Bernardino Giova'ya Memlük yetkililerle Süveyş berzahında bir kanal kazılıp kazılamayacağı konusunu görüşmesini emreder. Birkaç yıl sonra, 1510 yılında, Venedik'e rakip ve çağda en bü yük ticari gemi filolarından birine sahip olan Ragusa Dalmaçya Cumhuriyeti Memlüklere yine aynı kanal fikrini açar. Portekizliler de Süveyş berzahında bir kanal açılmasının sunacağı imkânların bilincindedir.
Sayfa 6 - İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Celal Bey'in yaptığı denemelerden çıkan sonuçlar neticesinde, Sivas'ın pancar tarımı için gerekli olan şartlara uygun olmadığı sonucuna varıldı. Celal Bey, bu neticeyi Kazım Bey'e ileterek kurulması düşünülen şeker fabrikası için en uygun olan yerlerin, Yeşilırmak vadisi içerisinde bulunan; Tokat, Turhal, Kazova, Zile ve Amasya olduğunu belirtti. Bu yerler gezilip, gerekli teknik etütler yapıldıktan sonra, kurulması düşünülen şeker fabrikası için en uygun yerin, Amasya olduğu sonucuna varıldı. Fakat daha önceden fabrikanın Sivas'ta kurulacağı, Sivaslılara vaat edildiğinden dolayı bu karar, siyasi bir problem nedeni olabilirdi. Hükümet, bu durum karşısında fabrikanın Sivas'ta kurulması için diretirken, Genel Müdür Kâzım Bey'in girişimleriyle Sivas'tan vazgeçildi. Şeker fabrikasının, Amasya'nın biraz daha güneyinde bulunan ve Sivas'a da yakın olan, Yeşilırmak kenarındaki Turhal'da kurulmasına karar verildi.
Sayfa 144 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
1930'lu yılların ilk yarısından itibaren, Avrupa'daki gergin siyasi ortam içerisinde, Musolini'nin Almanya'nın idaresini elinde bulunduran Hitler'den cesaret alarak birtakım savaş hazırlıkları içerisinde olduğu istihbarat yoluyla hükümete bildirildi. İtalya'nın yaptığı bu hazırlıklarının altında, Antalya'ya çıkartma yapacağı endişesi vardı. Böyle bir durum karşısında, Alpullu, Uşak ve Eskişehir şeker fabrikalarının ürettiği şekerin, ülke ihtiyacını tam anlamıyla karşılayamaması tehlikesinin var olduğu ve bu temel tüketim maddesinin dışa bağımlı olmadan, iç tüketimi karşılayacak seviyede sağlanabilmesi için bir dördüncü şeker fabrikasının kurulması gerektiği sonucuna varıldı. Bu nedenlerden dolayı hükümet, bir dizi karşı tedbirler aldı. Bu tedbirler arasında, ülkenin ve ordunun şekersiz kalmaması için Anadolu yakasında bir şeker fabrikası kurulması da bulunmaktaydı.
Sayfa 143 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Her çiftçinin avlusuna birer tane pulluk bırakıldı. Buna karşılık, makbuz ve senet alınmadı. Akşam, çiftçiler köy odasına çağrılarak kendilerine, dağıtılan bu pullukların kullanımı ve ziraattaki faydaları anlatıldı. Birkaç çiftçi bu durum karşısında: "Bu gávur icadıdır.Bununla ziraat yapıldığı takdirde, tarlamızın bereketi kaçar." diyerek dağıtılan pullukları geri verdiler. Bunun üzerine, yol kenarındaki tarlalar pulluklarla işlendi. Sürülen bu tarlalarda mahsul iyi olunca, karasaban atıldı ve ertesi yıl, ambarda pulluk kalmadı.
Sayfa 139 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Eskişehir Şeker Fabrikası inşa edilmeden önce, şehirde işçi gündeliği otuz kuruş iken, fabrika inşaatı başlayıp işçiye duyulan ihtiyaç artınca bu rakam, seksen-doksan kuruş seviyelerine ulaştı. Ayrıca fabrikanın kurulmasıyla şehirdeki; arabalara, otomobillere, nakliye acentelerine iş; bakkallara, küçük esnafa ise yeni müşteriler bulundu. Oteller kalabalıklaştı. Yeni yapılan evler kiraya verildi. Böylece fabrika, Eskişehir'e yeni bir hayat, yeni bir ufuk açarak şehir hayatına büyük bir hareketlilik ve canlılık kazandırdı. Bu cazip ortam sayesinde, dış göçün önüne geçildi ve kentin 1927'de 154.332 olan nüfusu 1935'te 182.961'e yükseldi.
Sayfa 138 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Saha şartları dikkate alınarak yapılan incelemeler neticesinde, iklim faktörleri itibariyle Eskişehir ve hinterlandının pancar ziraatı bakımından tüm vasıflara sahip olması, Avrupa'da yetiştirilen pancarların %16 oranında şeker ihtiva etmesine karşılık bu miktarın Eskişehir ve çevresinde %26'ya kadar çıkması, bölgenin su kaynakları bakımından zengin oluşu ve yeterli miktarda yeraltı su rezervini barındırması, Porsuk Çayı'nın kent merkezinden geçmesi kentin, coğrafi konum itibariyle İstanbul-Ankara, İstanbul-Konya ve İstanbul- İzmir hatlarının birleşme noktasında bulunması nedeniyle nakliyat kolaylığı ve tüketim merkezlerine yakın olması gibi avantajları elinde bulundurması, 1894 yılında Berlin-Bağdat Demiryolu'nun yapımı esnasında faaliyete geçen Cer Atölyesi'nin burada bulunması ve atölyede çalışmış, tezgâha ve makineye hâkim bir işçi grubunun hazır halde olması gibi nedenlerden dolayı kurulacak fabrikanın, mensucat ve iplik fabrikalarından ziyade, şeker, ispirto veya bira fabrikası olması gerektiği dile getirildi. Heyet'in bu düşüncesi üzerine, çalışmalar şeker fabrikası kurulması üzerinde yürütüldü.
Sayfa 129 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Bu proje kapsamında, Uşak Şeker Fabrikasında yaşanan su sıkıntısı göz önüne alınarak Orta Anadolu'da özellikle de yabani pancarların yetiştiği Eskişehir ve çevresinde, su gereksiniminin düşük seviyede tutularak şeker pancarı yetiştirme koşulları üzerinde araştırma faaliyetleri içinde bulunulacaktı. Türk uzmanların eğitim amaçlı gittikleri Cezayir'de, Eskişehir'e benzer iklim koşulları altında yapılan pancar tecrübeleri neticesinde, sulama gereksinimi duyulmadan pancar yetiştirilebildiği sonucuna varıldı. Kuraklığın yaşandığı dönemlerde ise nispeten azalan mahsulü yükseltecek olan ve %18 oranında şeker ihtiva eden Betomavitima" adlı bir pancar tohumu kullanılacaktı.
Sayfa 127 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
281 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.