Küfeliler Hz. Ali'ye ilk başta bağlılık göstermelerine rağmen zamanla durum tersine dönmüştür. Bunun en önemli nedenlerinden birisi, Hz. Ali'nin konumunu destekçilerine borçlu olmasıyla izah edilebilir. Çünkü Hz. Ali yaptığı göreve atanmamış, başta Küfeliler olmak üzere halkın talebiyle seçilmişti. Kûfeliler, Hz. Ali'nin iktidarının kendilerine borçlu olduklarını unutmuyorlardı. Üstelik hilafete bir isyanın neticesinde gelmişti. İsyanın kahramanları ise onun en büyük destekçileriydi. Haliyle ilk başlarda bunu hissettirmeseler bile zamanla bu realiteden aldıkları güçle Hz. Ali'nin her kararını sorgulamaya başladılar. Muâviye'nin durumu ise tam tersiydi. O, konumu ne olursa olsun alttan bir destekle seçilerek gelmemiş, tam tersine atanmıştı. Dolayısıyla da yetkileri konusunda kendisini halka karşı borçlu hissetmiyordu. Şam halkı ise Muâviye'ye karşı tam bir itaat içerisindeydi. Üstelik Şamlılar, onun Hz. Osman'ın katillerine karşı mücadelesinde haklı olduğuna da inanıyorlardı. Buna göre hangi şartta olursa olsun ona bağlı kalacakları konusunda tam bir motivasyon içerisindeydiler. Şamlılar Muâviye'yi uzun yıllardan beri tanıyor ve kendisine hürmet ediyorlardı. Buna ilâve olarak öteden beri sürekli canlı tutulan askerî bir organizasyon alışkanlıkları olduğunu da unutmamak gerekir.