İç Dökme

1 üye
Takip
Yerle göğün arasında ki tüm mahlukatın Rabbisin ey kıyamet gününün sahibi, sen binbir parçaya bölünmüş kalplerin de Rabbisin.. Katında değerim olmasa varlığımı yokluğuma tercih etmezdin. Kapına geldim, rahmetin olmasa sana yakarmak için ellerimi kaldıramayacak kadar acizim. Sen tükenmişlerin de, tükenmişliğin de Rabbisin. Bir mide kanaması geçirir gibi kıvrandıran, aldığım her nefeste ciğerimi dağlayan bu gamdan beni azat et. En çok kendime sırt döndüm, hep kendime zulmettim ben. Sırf affedebilmek için kendimi, kendimi cezalandırdım. Bana haksızlık yapmaz dediğim herkesin, vefasızlıklarına maruz kaldım. Öyle bir gitti ki gitmez dediklerim, bütün sonlar şapka çıkardı gidişlerine. Sen benden gitmezsin bilirim. Benim savaşım kendimle. Rabbim, merhamet et. Beni, benim önümden çek. Şimdi bir ah bin vah yürek, ben harap. Gönül senin evindir mukayyet ol ya Rab..🤲🏻🌾
Papatya&Yakamoz -4
Birbirlerini uzun süre göremeyen Papatya ve Yakamoz yüzlerini göğe kaldırır ve sanki karşılıklı konuşuyormuş gibi nağmeler dökerler... Yakamoz: Selam olsun bu Dünya'nın en güzel çiçeğine. Papatya: Selam olsun gülücükleri nefesim olan güzel gözlüme. Yakamoz: Selam olsun duygularımın tek sahibine. Papatya: Selam olsun özlemlerimin tek
Reklam
Papatya yakamoz-5
Günler, haftalar, aylar geçiyor, zaman su misali akıp gidiyordu. Yakamoz, kalbindeki sızıyı bir türlü dindiremiyordu. Kendinden kaçıyor, çevresinden kaçıyor, kendini kaybettiği bu şehirde Papatyasını arıyordu. Bir türlü bastıramıyordu içindeki yarayı. Hoş, bu yaranın tek ilacı da zaten papatyaydı, gerisi onu unutması için birer uyuşturucuydu. Çok değişmişti Yakamoz. Sevda onu çok değiştirmişti. Eski sert, ketum Yakamoz yerini yumuşak ve duygusal bir adama bırakmıştı. Eskiden çiçekleri ezer geçerdi, şimdi basmamak için tek tek yürür hale gelmişti. Eskiden gözyaşı bilmezdi, şimdi ise kurumazdı gözlerinin nemi... İnsan sevince güzelleşir diye boşuna dememişler, bunu çok iyi anladı Yakamoz. Çoğu zaman gökyüzüne bakıyor: 'Ne zaman geleceksin masum meleğim?' diye ağlıyordu Öyle bir sevmişti ki, bu bağlılık ya onu papatyaya kavuşturacak ya da yalnız başına ölecekti. Geceler daha anlamlı gelmeye başlamıştı Yakamoz'a. Artık her şeyde bir mana görüyordu, nereye baksa, ne dinlese, her şey Papatyayı anımsatıyordu. 'Ah,' dedi Yakamoz, 'dertli Yakamoz, bu kadar sevgiyi kaldırır mı hiç Yüreğin? bu kadar hasreti kaldırır mı Gökyüzü en iyisi hiç düşünmemekti, mümkünse tabii...
YAKAMOZ& PAPATYA
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti. Kendine başta inanmadı, kendine inanamadı. Nasıl olur da bir insan sürekli onunla gelebilir, düşüncelerinin tek hakimi olabilir? Bazen tebessüm, bazen gözyaşı sebebi olabilirdi. Sığdıramadı hiçbir yerine kendini, kaçtı durdu hislerinden, bastırmaya çalıştı onları. Sonra içine sığmayan duygular onu ele geçirdi. Uyusa rüyasında, uyansa fikrinde oydu. Şıktı, sadeydi. Sevdiği güldüğünde, kirpikleri parlar, gamzeleri şarkı söylerdi. Ah, bide gözleri vardı, o masumiyetin temsili gözleri. Ne giyse yakışırdı, beyaz sarı, tıpkı papatya gibiydi. Pek rahat sevmez, girdiği yere neşe verirdi. Bir kere yüzü düşse, Yakamoz un içini yakardı. Çoktan kül olmuş o papatyasız kalbi, bir kere gelse, baharı da getirecekti, ama o hiç gelmedi.
Özgür Vural
Özgür Vural
Yakamoz& Papatya -3
Görüyor musun, papatya nasıl da yağmur yağıyor? Hiç görmez miyim, gözümdeki yağmurlar gibi buda. Nasıl? Önce hava bozuyor biraz, bu seni göremediğim zamanlar hissettiklerim. Sonra fırtına çıkmaya başlıyor, soğuk iyiden iyiye hissettiriyor kendini, özlemim burada derinleşiyor. Sonra bulutlar vuruyor birbirlerine, elektrik dalgaları sarıyor etrafı. Gözlerin aklıma gelince hissettiklerim. Sonra başlıyor yağmur, birbiri ardına damlalar, hepsinin ayrı hikayesi, ayrı şarkısı var. İşte o damlalar arasından bir tanesi geliyor ve benim göz kapaklarıma düşüveriyor, kapatıveriyorum hemen gözlerimi, senden başka hiçbir şey görmüyorum, öyle bir geliyorsun ki, toprağa düşsen bereket, suya düşsen nefes oluyorsun, ama sen beni seçip benim üzerime düşüyorsun, hem bereket hem nefes oluyorsun, artık sensiz yapamaz hale geliyorum...
Özgür Vural
Özgür Vural
Yakamoz&Papatya-2
Papatya: Beni affedebilecek misin, Yakamoz? Yakamoz: Niçin öyle dedin, Papatya? Sen affedilecek ne yapmış olabilirsin ki? Papatya: Sana çok acılar çektirdim, sevdiğimden ötürü. Yakamoz: Ah, Papatya, ah! İyi yürekli meleğim, ben seni çektiğim acılarda buldum. Papatya: Nasıl yani? Yakamoz: Düşünsene, sevdiğim hiç özlemeseydim, seni yazar mıydım şiir? Düşer miydi göz yaşlarım fotoğraflarının üstüne birer birer? Yanar mıydı yüreğim güzel gözlerini düşleyince? Dualarımın baş tacı olur muydun mesela? Hiç çekmeseydim acı, gelir miydin rüyalarıma? Önce kendimi sonra seni bulabilir miydim? Duyduğum her şarkıda... Yakamoz: Ağlıyor musun, Papatya? Papatya: Gözüm doldu, Yakamoz. Sen de iyi bilirsin, aşıkların tebessümüdür gözyaşları. Onlar asıl susunca ağlar...
Özgür Vural
Özgür Vural
Reklam
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.