Kuzey Kore’deki Kominist rejimden ve savaştan kaçan bir aile. Ailenin 3 çocuğunda en büyük olan kız ve ortanca oğlan zorlu göç yolculuğunun daha başında ailelerinden ayrı düşerler. Soğukla, açlıkla, zalim insanlarla ve arkalarından gelen askerlerin bombalarıyla geçen ayların sonunda tam vuslatı yaşayacakken derin bir hüzün düşer ailenin kalbine.
Kitabı çok kısa bir zamanda elimden düşürmeden okudum. Ama benim gibi travmatik anılara sahip kişilerin okumasını tavsiye etmem. Herkeste farklı seyretse de eğer acıları tazeyse uzak durmalılar. Tasvirler yaşanılan duygular o kadar gerçekçi ki kendi başınıza gelmiş gibi hissetmemek elde değil. Umarım savaşla ilgili farkındalığı ve empatiyi arttıran bir kitap olur herkes için.
İlk sayfasından itibaren bizi ismindeki büyülü girdap gibi içine çeken bu kitap kaptanlığa merak salmış ve denizcilik okulunda okuyan dört yakın arkadaşın kehanetin serin suları ile tanışma macerasına tanık ediyor bizi.
Korsanlar, asırlar öncesinde ortaya çıkmış bir kehanet, kehanete götüren ipuçları ve onların peşinden giden cesur çocuklar...
Her ne kadar ilk gençlik romanı olsa da fantastik okumayı seven yetişkinlerin de okuyabileceği bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Henüz yeni yayın hayatına atılan Ütopya Genç'in ilk romanı için çok sağlam bir adım. Devamını heyecanla bekliyor, çocuk ve ilk gençlik edebiyatından bağını koparmamış tüm okurlara tavsiye ediyorum.
Yağız 6.sınıfta okul çıkışları dedesiyle vakit geçirmeye başlar. İsteksizce başladığı bu birliktelikte okulda öğrenemeyeceği hayat dersleri öğrenir. Yağız’ın dedesi bilge bir adamdır ve torununun neye ihtiyacı olduğunu çok iyi gözlemlemiş, hayatındaki duygusal boşluğu doldurmuştur. Dedesiyle çok özel bir ilişki yaşamış bana çok iyi geldi bu kitap. Hayat önceliklerimi gözden geçirmeme vesile oldu bir kez daha. 6.sınıf öğrencilerimle okuyup kitap kulübümüzle tahlil edeceğimiz için de çok mutluyum.