İstersek, gerçekten istersek eğer yaşadığımı yeri cennete çevirebilecek güce sahibiz.
Küçük Prens omuz silkip "Hâlâ neyi bekliyorsunuz o zaman?" diye sordu.
Gogot'un gelmesini... Yıldızların sönmesini... Dünya'nın ölmesi... Beklenecek bir şey kalmamasını belki de!
"Hala çok beklersiniz öyleyse..."
İnsanca yaşamak için ölümüne çalışmamız, fark edilmek için hareketsiz kalmamız, sesimizin duyulması için susmamız gerektiğine inandırılmıştık. Kendi gezegenimiz de gönüllü kölelerdik...
"Sözgelimi sen benim için şimdi yüz binlerce oğlan çocuğundan birisin. Ne senin bana bir gereksinmen var ne de benim sana. Bende senin için yüz binlerce tilkiden biriyim. Ama beni evcilleştirirsen birbirimize gereksinme duyarız. Sen benim için dünyada bir tane olursun, ben de senin için."
-sayı 4-