Hayat hepimizi bir şeylerle meşgul ediyor sürekli. Yeni zamanlarda ipler insanın elinde değil pek, hepimiz hayat gailesi deyip suçu üstüne yıktığımız bir şeylerin peşinde oradan oraya sürükleniyoruz. Bu arada nerelerden eksiliyoruz, ne kadar azalıyoruz, yol boyu bir vakitler kıymet verdiklerimizden neleri düşürüp de farkında olmuyoruz, orasını pek düşünen yok! Yaşadıklarımıza bakınca şunca koşturmaya değecek pek bir şey de çarpmıyor gözümüze aslında. O halde neden bunca kargaşa, bunca didinme, bunca yorgunluk? Ne için dönüp duruyoruz bu girdabın içinde? Ne kalıyor elimizde?
📍Mert Müldür ideal sağ bek mi?
📍Oosterwolde Fenerbahçe'nin aradığı sol bek miydi?
📍Becao-Djiku ikilisinin önemi.
📍Amrabat-Fred tandemi.
📍Syzmanski'ye ne oldu?
📍Hoca, İrfan Can Kahveci'yi kaybediyor...
📍Cenk Tosun'u transfer ettiğimizi, teknik kadroda bilen var mı?
📰Fenerbahçe'de devam eden aksaklıklar. Yeni Çağrı'da yazdım.
yenicagri.com/fenerbahcede-de...egazete.yenicagri.com/basili-gazete-s...yenicagri.com/ugur-maleri
#YeniÇağrıGazetesi #YeniÇağrı #sporyorum #uğurmaleri #fenerbahçe #köşeyazısı
Evet, biliyorum ,öldükten sonra dirilme mssalı, insanoğlunun ölüme başkaldırmasını simgeler, bu bakımdan yüreklilik içeren bir masaldır, yok olmayı aklımız almıyor.
Bir gün biri Beyoğlu'nda biri yolumu kesti, elinde bir kitap, imzalamamı istiyor. Kitaba baktım, benim değil, Yaşar Kemal'in kitabı. Söyledim bunu adama, "Ne çıkar" dedi, siz imzalayıverin!