Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kültür Sosyolojisi

Profil
Umumiyetle, Türkler’i övme hususunda, medenî ve dinî kaidelere bağlılıklarını; bu bağlılığın nefislerine hâkim olmalarını sağladığını rahatça söyleyebiliriz. Uygunsuz hayat yaşayan Müslümanlar son derece azdır. İstedikleri kadar muhteris olsunlar, istedikleri kadar zengin olsunlar daima vicdanlarının sesini dinlerler. Beşeriyeti lekeleyen, mahkemeleri dehşete düşüren kötülükleri Türkiye'de göremezsiniz. Burada da başka ülkelerde olduğu gibi, eğer uygunsuzluk edenler varsa, bunlar ekseriyetle devlet idaresinde önemli yeri olan kimselerdir. Halk daima faziletli, iyiliksever, dürüst, temiz kalplidir.
Sayfa 225 - Tableau Général de Lempire Othoman: Code Religieux. Tercüman 1001 Temel Eser Serisi No:3, Kervan KitapçılıkKitabı okudu
Nereden nereye...
Türkler'in çiçekten sonra gelen bir başka zevki daha var. İnsana tuhaf gelecek derecede ağaç dikimi ve bakımıyla uğraşıyorlar. En sevdikleri ağaçlar meşe, ıhlamur, çınar, çam, kestane, karaağaç, ceviz ve mezarlıklarda pek bol rastlanan servidir. Türkler'in, en'anevî diyebileceğimiz bir itikatla, bütün bu ağaç çeşitlerine karşı büyük bir hürmeti var. Mutlaka gerekmedikçe, ağaç kesmek veya yakmanın bir felâkete yol açacağına inanıyorlar. Türkiye'deki ağaçların bolluğu, güzelliği, yaşlılığı bu duygunun ne derecede olduğunu açıkça göstermektedir. Bir kelime ile, bir ağacı kesmek yahut kurutmak, tabiata karşı işlenmiş bir cürümdür, hele mezarlıklardaki ağaçları kesmek, onların gölgesinde ebedî uykularını uyuyanların ruhunu tahkir mânâsına gelir.
Sayfa 132 - Tableau Général de Lempire Othoman: Code Religieux. Tercüman 1001 Temel Eser Serisi No:3, Kervan KitapçılıkKitabı okudu
Reklam
Gece olsun, gündüz olsun, imparatorluğun bütün şehirlerinde tam bir emniyet vardır. Bu, inzibat kuvvetlerinin sıkı çalışmasının neticesi olduğu kadar, Türkler'in millî an'anelerinin mükemmelliğinin de neticesidir. Bazan karayollarında haydutlara raslanır. Ama şehirlerde asayiş son derece mükemmeldir. Hele muazzam nüfuslu bir şehir olan İstanbul’da bu asayiş insanı hayrette bırakacak derecededir. Hırsızlık veya cinayet kadar ender duyulan kelime yoktur. Yankesicilik ve dolandırıcılık büsbütün nâdirdir. Hem de, dükkânlarda ve en pahalı eşyanın bulunduğu mağazaların korunmasında gösterilen ihmale ve buralarda olan büyük müşteri hücumuna rağmen!..
Sayfa 128 - Tableau Général de Lempire Othoman: Code Religieux. Tercüman 1001 Temel Eser Serisi No:3, Kervan KitapçılıkKitabı okudu
Kahveyi uzun müddet sadece Araplar kullandı. Bu içeceğin Suriye, Mısır, İran ve Hindistan'a yayılması bir asır sonraya rastlar. İstanbul'a bile, ancak I. Süleyman zamanında girdi. Peçevî'nin yazdığına göre, 1555 yılında, biri Halepli diğeri Şamlı iki Suriyeli; Hükm ve Şems, İstanbul'a gelir ve Taht-ul Kal'a'da (Tahtakale) iki kahvehane açarlar. Bu harikulâde içeceğin cazibesi, önce çok geçmeden, müderris, kadı vs. gibi mühim memurları çeker. Bu kahveler, onlar için saatlerce oturulacak bir merkez haline gelir. Kimi dama yahut satranç oynayarak, kimi sohbet ederek vakit geçirmeye başlar. Bu sohbetler, zamanın meseleleri üzerine değil, sanat, ilim ve edebiyat üzerine olur. Peçevî, kahvehanelere karşı gösterilen muazzam akım karşısında, imam, şeyh, müezzin gibi en masum eğlencelere bile düşman olan din adamlarının, bu büyük rağbet karşısında dehşete düştüklerini, bu içeceğe cephe aldıklarını, kahvehanelere gidenleri münkir ve mücrim ilân ettiklerini yazar. Bunların çıkardığı şamatalar ulema sınıfına da tesir etti. Şeyhülislâm Ebussuud Efendi, kalben inandığından değil fakat İçtimaî sebeplerle onlardan yana çıktı. Kur'an'da bu içecekle alâkalı tek kelime bile olmamasına rağmen, kömürleşme derecesinde kavrulan her şeyin Müslümanlıkla yasak olduğuna dair fetva verdi.
Sayfa 51 - Tableau Général de Lempire Othoman: Code Religieux. Tercüman 1001 Temel Eser Serisi No:3, Kervan KitapçılıkKitabı okudu
Çok uluslu şirketler, sınırların ötesinden, herkesi tüketici reflekslerini aynı düzeye getirmeleri, standartlaştırmaları yolunda şartlandırmanın çarelerini arıyorlar. O sebeple kendi kültürlerini benimsetip özümsetme, çok uluslu şirketlerin gezegen çapındaki ticarî işlemlerinin pürüzsüz yürüyebilmesinin ön şartını oluşturuyor.
Kullandığımız en saldırganca hareketlerden biri muhtemelen biri­sini parmakla göstermektir. Dünyanın her yerinde olumsuz çağrı­şımları olan bir davranıştır bu...
Sayfa 183 - Joe NavarroKitabı okudu
Reklam
Akdeniz, Güney Amerika ve Arap ülkelerinde dokunma, iletişimin ve sosyal uyumun önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir. Bu yüzden seyahatte olduğunuz yabancı bir ülkede insanlar rahat bir şekilde kolunuza dokunduğunda şaşkınlığa düşmeyin, irkilmeyin ya da kendinizi tehdit altında hissetmeyin; bu davranış aranızın iyi olduğunun güçlü bir ifa­desidir...
Sayfa 174 - Joe NavarroKitabı okudu
Toplumsal mobing denebilir mi? Ya da öğreti?
. "Toplumumuzda düşüncelerimiz ve duygularımız konusunda açık ve dürüst davranmanın ne kadar zor olduğunu tekrar düşündüm. Bize düşüncelerimizin ve duygularımızın çoğundan utanmamız öğretilmişti, öyle ki tüm yaşamımızı onları yok saymaya adamış, böylece kendimizi insanın yaşayabileceği en büyük sevinçlerin bazılarından yoksun bırakmıştık."
Sayfa 107Kitabı okudu
173 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.