Yorgunsun... Her şeyi kendi içinde yaşıyorsun. Duygularını dışa vuramıyor, dolana kadar atıyorsun içine. Peki ya dolduğunda ne oluyor? Patlama anını yine kendi içinde yaşıyorsun. İçinden geçenleri ne biriyle paylaşabiliyorsun, ne de içindeki zehri akıtıp rahatlayabiliyorsun. Ağlayamıyorsun bile ne kadar dolu olursan ol, ne kadar ağlamak istersen iste yapamıyorsun bazen. Ağlayıp rahatlayamıyorsun ve bunun hıncını kendinden çıkartıyorsun. Dışarı yansıttığın o sessiz sakin kişinin altında bitmek bilmeyen fırtınalar, dinmeyen göz yaşları, anlatılmayan sıkıntılar, çözümlemeye sorunlar var. Ama bunu çevrendekilere yansıtmamak için çırpınıyorsun. İçindeki sıkıntıları ve birden bire düşen modunu farketmesinler diye hiçbir şey belli etmemeye çalışıyorsun. Duygularını sakladığından dolayı durduk yere dolan gözlerin ne kadar sinirini bozsa canını sıksa da yapacak hiçbir şeyin yok. Sen böylesin ve bunu değiştiremiyorsun. Bütün stresini, sıkıntını, üzüntünü, kızgınlığını, kırgınlığını ve bütün psikolojik buhranlarını içinde yaşıyorsun. O kadar ki bazen sen bile farkedemiyorsun dolmadan. Dolduğun zaman da nedenini bilmiyorsun ama içinde yaşıyorsun.