"Mülkiyet:
Biliyorum ki ben,
Ruhumdan akıp gelmek isteyen düşünceler dışında
Hiçbir şeye sahip değilim.
Biliyorum ki ben,
Tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım anlar dışında, Hiçbir şeye sahip değilim."
Çok şeye sahip olmanın değil az şeyle yetinmenin önemli bir edinim olduğunu insana işlemeye çalışan bir kitap. Minimalizm denildiğinde kısıtlamakla paralel negatif aksiyonlar akla gelir. Fakat işler sanıldığı gibi değil. Çünkü kısıtlamanız gerekenlerin, sizi kısıtlayan şeyler olduğunu farkedeceksiniz. Bu kitap kendine bir şeyler katmak isteyenlerin okumasını gerektiren türden bir yapıt olduğunu düşünüyorum.
Joshua ve Ryan’ın minimalist felsefesi harika ama tabi bu adamlar yazar değil, kitapta tavsiye edilen hiçbir şey boş değil ama kitap dili ve içeriği açısından edebiyatla alakası yok, konuyu merak ediyorsanız bu kitaptakilerle ilgili Joshua ve Ruan’ın bir bloğu var ve Netflix’te belgeselleri de mevcut onlara bakmanız yeterli diye düşünüyorum ekstradan kitabı alıp okumaya gerek duymayabilirsiniz
MinimalizmJoshua Fields Millburn · Eksik Parça · 20181,143 okunma
Uzun zamandır sosyal platformlarda geçirdiğim zamanı, telefonumun ekran süresi kısmından kontrol ediyordum. Ve tahminimden çok daha fazla zaman harcadığımı gördüm.
Ve bu benim için dönüm noktası oldu. Kendime verdiğim telkinlerin bir zaman sonra işe yaramayacağını bildiğimden, kendime bir dayanak noktası aramaya karar verdim. Bazen bir kararı sürdürebilmek için destek almak isterim. Bu kitapla da tam bu zamanda yollarımız kesişti. Sosyal medyayı bırakmak için sağlam argümanlara ihtiyacım vardı. Bana ne kaybettiğimi gösteren, zamanımın kıymetini tekrar anlamamı sağlayan.
Açıkçası kitabı çok beğendim. Sosyal medya kullanımını azaltmak veya bırakmak için çok güzel örnekler ve yöntemlerden bahsediyor. Uygulamaya koyduğumdan beri çok daha mutluyum. Zaman yönetimimi daha iyi yapıyorum. Ve en güzeli daha da fazla kitaplara zaman ayırabiliyorum.
Mutlaka okunmasını tavsiye ediyorum. Okuyan herkesin kendini sorgulayıp, üzerine düşüneceğine inanıyorum.
NOT: Bu kitabı okuduktan sonra Netfilix’de ki “Sosyal İkilem” belgeselini de izlemenizi ayrıca tavsiye ediyorum. Ki bu sayede kitaptaki yöntemleri uygulama konusundaki kararlılığınız artabilir.
Gormley’nin sanatla ilk buluşması çocukluk yıllarına dayanıyor. Çoğu zaman cezalandırıldığı için gönderildiği odasında, yalnız başına geçen saatler, Gormley’nin mekân ve boyut algısını geliştiriyor. Böylece onun için boşluk kavramı doğuyor ya da yeniden tanımlanıyor ve sanatçı, aslında bir an için gözlerimizi kapadığımızda hepimizin erişebileceği bir hayal dünyasının kapılarını açıyor. Bu karanlık hayal dünyasının bazı nitelikleri var: Boyutsuzluk, nesnesizlik, sınırsızlık, sonsuz… Bu nitelikler, Gormley’nin yaratıcı gücünü her dönemde ateşleyen unsurlar oluyor.
Hedefler bizi şekillendirir ve değiştirir. Hayattaki amaçlarımız, attığımız adımları ve onlara ulaşmak için ne kadar çaba harcayacağımızı belirler. Hayattaki hedeflerimizin ne olduğunu bildiğimiz zaman önceliklerimizi onlara göre belirleriz. O hedefleri göz önünde tuttuğumuz sürece geri dönme ve yolumuzu kaybetme ihtimalimiz azalır.