Ozan, salim bir limana varmak için
teknesinin yolunu değiştirenlerden değildir.
Bilinmezlik içinde ilerleyen
rüzgara karşı yelken açan
çoğu zaman akıntıya karşı kürek çekendir o.
Şu yalan dünyaya geldim geleli
Severim kır atı bir de güzeli
Değip onbeşime kendim bileli
Severim kır atı bir de güzeli
...
Dadaloğlu'm hile yoktur işimde
Yiğit olan yiğit görür düşünde
At dördünde, güzel onbeşinde
Severim kır atı bir de güzeli
Dadaloğlu (1785-1868)
Telli sazdır bunun adı
Ne ayet dinler ne kadı
Bunu çalan anlar kendi
Şeytan bunun neresinde
...
Dertli gibi sarıksızdır
Ayağı da çarıksızdır
Boynuzu yok kuyruksuzdur
Şeytan bunun neresinde
Dertli (1772-1845)
Gel ey dilber kan eyleme
Seni kandan sakınırım
Doğan aydan esen yelden
Seni günden sakınırım
...
Der ki Ömer ben bir merdim
Tazelendi eski derdim
Sen bir kuzu ben bir kurdum
Seni benden sakınırım
Aşık Ömer (1621-1707)
Ala gözlüm yıktın benim evimi
Eğlen şu diyarda kal diye diye
Viran ettin bahçem ile bağımı
Tomurcuk güllerim al diye diye
...
Karacaoğlan der ki n'eyleyip n'etmek
Bir fikrim var şu sılayı terketmek
Yıkıl git diyorsun kolay mı gitmek
Sen getirdin beni gel diye diye
Karacaoğlan (1606-1679 ?)
Bizim illerin beyleri
Yakar kandili kandili
İçip arslana dönerler
Kadeh döndürü döndürü
...
Köroğlu der ki, karıdım
İhtiyar oldum çürüdüm
At yoruldu ben yoruldum
Güzel bindiri bindiri
Köroğlu (16. yy)
"... Bir zamanlar bir ozan 'Bütün evren bir şarap bardağındadır,' demişti. Bunu hangi duygu içinde söylemek istediğini belki hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz çünkü ozanlar anlaşılsın diye yazmazlar..."