s

Sadri Alışık

2 üye
Takip
"Bu koskoca gürültü yaşamak mı, Beklemek mi ölümü yeniden bilinmez? Sevgilerimle karışık, Sadri Alışık"
Bir şair olarak Sadri Alışık, umudu elden bırakmayan, aşkını, sevgisini, heyecanını olabildiğince içten hisseden ve hissettiren bir figür olarak dikkat çeker. Çolpan İlhan'ın yüreklendirmesiyle yazıdan şiire, arzudan kitaba dönüşen bütün bu serüven, Bir Ömürlük İstanbul ile gün yüzüne çıkar ve bugünün okuruna da hayata dair birçok şey fısıldar.
Reklam
Sadri Alışık filmleri, hep bir umudun söz konusu olduğu, kişinin bir şekilde hayata sımsıkı tutunduğu, bir yolunu bulup hikâyesine devam ettiği filmler olarak dikkat çeker. Öyle ki bu umut, kişiyle beraber diğer insanları da beraberinde sürükler. Mutluluk gibi, aşk gibi umut da bulaşıcıdır. Benzer bir durum Alışık şiirinde de kendisini gösterir. "Burası umutsuzluk çarşısı / Ama her dudakta, her sabah binbir umut türküsü" diyen şair, işlediği bütün o konulara, anlatılara, hikâyelere umut serpmekten geri durmaz.
Sadri Alışık, Yeşilçam sinemasının en ikonik oyuncularından biri olarak kendisine özel bir yer edinmiş, adıyla sanıyla, hayat verdiği karakterlerle herkes tarafından hayranlıkla takip edilen sembol bir isme dönüşmüştür. Çok yönlü bir isim olarak dikkat çeken Alışık'ın bir diğer yönü, ardında Bir Ömürlük İstanbul başlığıyla bıraktığı şiirlerinde saklıdır. Bir şair olarak sanatçı yahut Sadri Alışık, şiire de tıpkı tiyatro ve sinemaya olan bağlılığıyla tutunmuş, içten, yapmacıksız, kendiliğinden gelişen bir şiir dünyasının peşinden gitmiştir. Bu anlamda özellikle Çolpan İlhan ve Attila İlhan gibi isimlerin yüreklendirmeleri, onu desteklemeleri Alışık şiirlerinin gün yüzüne çıkmasına zemin hazırlamış, ardında incelikli bir miras olarak bir dizi şiiri beraberinde getirmiştir.
Şiir, Sadri Alışık için "kendiliğinden" olan bir edim, bir arzu, bir kırılmadır. Öyle ki kendisi bu durumu şu sözlerle açıklamaktan geri durmaz ve bütün samimiyetiyle şiirin kendisi için anlamına vurgu yapar: "1961 yılıydı. Çolpan, Kenter Tiyatrosu ile Kıbrıs turnesindeydi. Ben İstanbul'un butün yalnızlıklarını tek başıma yaşıyordum. Özlemin yanı sıra o güne dek yaşamadığım, tanımadığım birtakım duygularla doluydum. Bir gün Çolpan için Çolpan'a bir şeyler yazarken yakaladım kendimi. Bu yazma işinden hoşlandığımı hissettim. Başka şeyler de yazmaya başladım. Sonra baktım yazmayı seviyorum, yazdım. Hep yazdım. Hala da yazıyorum. Sonraları yazdıklarıma şiir diyenler oldu. Beğenenler, yüreklendirenler oldu. Yayımlamamı, hatta kitap yapmamı isteyenler de oldu. Ama yapmadım..."
Sadri Alışık filmleri, hep bir umudun söz konusu olduğu, kişinin bir şekilde hayata sımsıkı tutunduğu, bir yolunu bulup hikâyesine devam ettiği filmler olarak dikkat çeker. Öyle ki bu umut, kişiyle beraber diğer insanları da beraberinde sürükler. Mutluluk gibi, aşk gibi umut da bulaşıcıdır. Benzer bir durum Alışık şiirinde de kendisini gösterir. "Burası umutsuzluk çarşısı / Ama her dudakta, her sabah binbir umut türküsü" diyen şair, işlediği bütün o konulara, anlatılara, hikâyelere umut serpmekten geri durmaz. Bir şair olarak Sadri Alışık, umudu elden bırakmayan, aşkını, sevgisini, heyecanını olabildiğince içten hisseden ve hissettiren bir figür olarak dikkat çeker. Çolpan İlhan'ın yüreklendirmesiyle yazıdan şiire, arzudan kitaba dönüşen bütün bu serüven, Bir Ömürlük İstanbul ile gün yüzüne çıkar ve bugünün okuruna da hayata dair birçok şey fısıldar. "Bu koskoca gürültü yaşamak mı, Beklemek mi ölümü yeniden bilinmez? Sevgilerimle karışık, Sadri Alışık"
Reklam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.