Bu kitapla beraber tüm seriyi okumuş bulundum(seri sıralamam şöyle: 01>00>03>02) ve aralarında en beğenmediğim bu oldu. Fakir güzellemesi yapılmış ve bundan nefret ederim. Kız kardeşi Çiçek’in Dolunay’a dediği gibi Dolunay sahip olduklarının garantisinde bu yüzden polyana polyana takılabiliyor. Seride en kıl kaptığım karakter Çiçek olur sanıyordum ama Dolunay oldu tüm ‘iyimser’liğine rağmen.
"...ama mesele zamanlarımızın yanlış olması. Denk gelememişiz ve farklı zaman diliminde hapsolmuşuz. Senin zamanın akıyor, akrep ve yelkovanın kusursuz şekilde birlikte çalışıyor. Ancak benim zamanım durmuş. Akrep ve yelkovanım düşüp saatin camına yapışmış. Ben ortada öylece kalakalmışım.”
“Büyüsü bozulur diye bakmak istemedim onun gerçek yüzüne. Ama maskesi yüzünü yırtarak çıktı ortaya. Şeytanı apaçık gördüm ve korktum.”
Luna Adası 2 Sırlar
"Biliyor musun Asu? Kokuna sarılıp uyumak istiyorum."
Bu kez cevap vermedi ama telefona çarpan belirsiz nefesinden dinlediğini biliyordum.
"Her üzüldüğünde göğsümde avun istiyorum. Her şeyin ben olayım istiyorum."
"Ekin," diye fısıldadığında yutkunup gözlerimi kapattım ama susmadım.
"Beni tüm benliğinle sev istiyorum. Sadece birbirimize ait olalım, kimse bize karışamasın istiyorum."
"Nasıl bir his?" diye sordu. Ciddi bir ses tonu kullandığını fark edince "Ne nasıl bir his?" dedim.
"Sevgilin olması."
"Daha öncesinde de sevgilim olmuştu Semih."
"Ama ilk kez gözlerin böyle ışıldıyor," deyince ona kaçamak bir bakış attım. Yüzü bana dönük değildi ama suratındaki, çocuğunun mürüvvetini görmüş hüzünlü anne ifadesini seçebiliyordum. Umarım akşam acıklı bir film izleyelim diye tutturmazdı. Çünkü ciddi ciddi ağlıyordu. Önüme dönüp yola odaklanırken "Yamaç paraşütü gibi bir his," dedim.
"Yere çakılma ihtimalim var, koca bir kayaya toslayıp ezilme ihtimalim var ama gökyüzü, hepsini unutturacak cinsten."
Dudaklarında derin bir tebessüm oluşurken "Aptal," diye homurdanıp başını camdan dışarı çevirdi.
"Aşık ol dedik, mecnun olmuşsun. Desene o kızla ciddi ciddi iyi anlaşmam gerekecek."
"Ulan Ekin ne adamsın?" deyip koltuğa yaslandı.
"İki güzel kadın senin için birbirine düşecekler. Kılın kıpırdamıyor. Senin yerinde olacağım var ya bir metre yakınıma yaklaşamazsın."
"O nedenmiş?"
"Havamdan yanıma varılmazdı çünkü."
"Asu," diye mırıldadığında toparlanmaya çalıştım. Beni iyice ağlak belleyecekti.
"Efendim."
"Bana bir söz daha verebilir misin?"
"Anlaşmada bu yoktu," dediğimde kıkırdadı ve "Bu biraz özel," dedi.
"Neymiş?"
"Bundan sonra hep yakınımda dur. Böylece her ağladığında seni avutabileyim."
Katil evin anahtarı ile rahatlıkla eve girdi. Sıradaki kurbanı belliydi... Sessizce evin üst katına çıktı, bir gölge gibi haraket ediyordu. Karanlıkta görünmezdi..