"Bizim Yunus" a hep ayrı bir muhabbetim vardı. Sevgi, aşk, rahmet, Anadolu ve Türkçe'nin harmanlandığı sıcacık bir gönül...
Dönem dönem okurum Sinan Yağmurdan. Derin, sembolik ve betimsel dili çok hoş. Dervişlerin yolculuğunu roman tadında okumak büyük keyif.
Tasavvufi bir yolculuk yapmak, dinlenmek istiyorsanız tavsiye ederim.
..........................................................................................
"Sor bakalım sorunu neymiş?"
"Her uğradığım yerde herkesin Yunus'a muhabbet dolu sevgi duyduğunu gördüm. Yunus'u niye seversiniz?"
"O bize, sevmeyi, hoşgörüyü, sevgi yoluyla Allah'a ulaşacağımızı kendi dilimizle öğretti. Anamızdan öğrendiğimiz dile mana elbisesi giydirdi. Sevgi 'Ana dilimiz' oldu."
..........................................................................................
"Elif dedim be dedim,
Yar ben sana ne dedim?
Kuş kanadı kalem olsa, ah yazılmaz benim derdim,
Elifim noktalandı, az derdim çokçalandı."
Cennette ötekileştirme yoktur çünkü cennette şeytan yok! Şeytanın ayetidir 'Öteki' kelimesi.
Ey insan, insanı ötekileştirme!
Allah'ın yarattığı her şey önemlidir, mükemmeldir ve ilginçtir. Benzeri de yapılamaz.
Biz Müslümanlar Asr-ı Saadet'ten nasıl uzaklaştık, biliyor musunuz?
Şahısların üzerinde kafa yorduk. Ya yerdik ya övdük. Oysa zihniyetlerin üzerinde durmalıydık, o yüzden Müslümanlar olarak zilletten kurtulamıyoruz. Falan ne demiş, niye demiş?
Sufiliği gereksiz gören birisi söz alıp sorusunu sordu, "Siz sufiler 'İnsanları sevelim sevilelim,' dersiniz ama bazen insanlardan uzak dağ başına, mağara kovuğuna uzlete kaçarsınız. Bu tezat değil mi?"
"Uzlet ve sevgi tezat değildir. Biz uzlete iç gurbet deriz. Bazen dünyayı yorumlamak için o dünyadan uzaklaşırız. Bu yorulduğumuzdan değil, mesafe koymaktandır. Arada sırada dünya hayatının dışına çıkmak lazım ki içinin sesi ile dertleşesin, bütünü doğruyu göresin.
Toprağın altında tüm insanlar aynıdır. Ama toprağın üstünde çeşit çeşittirler.
...
Önünde iki yol var Yunus: Kılıç ve kelam. Ya kılıç tutan olacaksın, ya da kelam üfleyen. Tercih senindir. Kılıç tutanı kelimeler över ne tuhaftır ki kelam sahiplerini de anbean ya bir kılıç yahut da hançer tutan bir el takip eder.