Şems-i Tebrizi, Makalat'ında anlatıyor...
Allah'a yalvardım; 'Yarabbi... beni, kendi velilerinle tanıştır, onlara yoldaş et' diye... Rüyamda; 'Seni, bir veli ile yoldaş edelim' dediler. 'O veli, nerededir?' diye sordum. Ertesi gece o velinin, Anadolu diyarlarında olduğunu söylediler. Kalktım geldim, Konya şehrine... Bir müddet sonra, tekrar gördüğüm rüyada; 'Henüz vakti gelmemiştir. Her işin, bir zamanı var!' dediler.
2128
Altı yıl süren uğraşlar sonucunda zehirlenen her ülkeden yalnızca birkaç şehir tamamen kurtarılabildi. Zehirden arındırılamayan bölgeler ise karantina altına alınarak terk edildi. Türkiye'nin başkenti Ankara'dan İstanbul'a taşındı. İzmir, Samsun ,Konya, Eskişehir ve Antalya dışında tüm şehirler boşaltılarak haritadan silindi...
Sayfa 5 - Parola YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Binali
Bakanlık kariyerine 41 cenazeyle başladı. Balkan harbinden kalma ilkel vagonlara 160 kilometre hız yaptırdılar, ilk virajda 41vatandaşımız sizlere ömür... İstifa edecek misiniz diye sordular. "Niye istifa edeyim, treni ben mi kullanıyorum" dedi. Bu faciadan 20 gün sonra Ankara' dan İstanbul'a gelen trenle, İstanbul' dan Ankara' ya giden tren, Kocaeli' de kafa kafaya tokuştu, altı vatandaşımız daha sizlere ömür... "İstifa edecek bir şey görmüyorum, her sene karayollarında beş bin kişi ölüyor" dedi. Henüz 22 yaşındaki oğlunun zeka küpü olduğu, 445 bin euroya gemi aldığı ortaya çıktı. Babasının maaşı iki bin euro bile etmiyordu, oğlu 445 bin euroya gemi alıyordu. Babasına sordular, "ne var bunda, 445 bin euro çok büyük para sayılmaz" dedi. Türkiye' de herkesin telefonunun yasadışı yollarla dinlendiği ortaya çıktı. Telekulak skandalını önlemek için ne yapıyorsunuz diye sordular. "Dinlenmek istemiyorsanız, konuşmayın" dedi. Konya isimli THY uçağı, Diyarbakır' da düştü, 75 kişi hayatını kaybetti, "uçakta teknik kusur bulunmuyor" dedi. Atlasjet uçağı Isparta' da düştü, 57 kişi hayatını kaybetti, "uçakta teknik kusur bulunmuyor" dedi.
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
(...) Konya alçılarında bağdaş kurarak oturan kaftanlı figürler, havaya kaldırdık­ları ellerinde birer balık tutan, ayakta insan figürleri, kentaurlar da görül­mektedir. Bunlarla saray ileri gelenlerinin ve astrolojik sahnelerin canlan­ dırıldığını kabul edebiliriz. Anadolu Selçuk saraylarının alçı ve çini malzeme­ sinde görülen ikonografik
Sayfa 84 - Alçı Süsleme ve Duvar Resmi Bölümünden.
"...Nil-i mübarek, Dicle ve Fırat gibi ırmaklar... hadiste rivayet ediliyor ki: "O üç nehrin herbirine Cennetten birer katre (damla) her vakit damlıyor ve ondan bereketlidirler." Hem bir rivayette denilmiş ki: "Şu üç nehrin menbaları, cennettendir."(1) Hz. Peygamber (s.a.v.), miraç hadisinde şöyle buyurmuştur: "...
Sayfa 327 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
"Buradan geçen gemiler, lstanbul'a varınca hemen karaya as­ker döküp şehrin önemli noktalarını tutmuşlar. Haydarpaşa'dan, Eskişehir'e kadar tren yoluna lngilizler el koymuş. lzmir hattını Fransızlar, Konya'yı kadar da ltalyanlar almış. Demiryolu bir memleketin can damarıdır. Can damarımızı kestiler demek? N'a­ pacağız biz ... N'apabiliriz?
Reklam
GAYB MESELESİ
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir: Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Sayfa 216 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Haymana -Kulu'da Kürtler ve Konya ovasında Büyük Kürt Cihanbeyli aşireti hayvancılıkla geçiniyordu. Cihanbeyli aşireti İstanbul'a her yıl 300 bin koyun şevkini iltizamına almış.
Fâtih'in ölümünden (1481) sonra iki oğlu Bayezid ileCem Sultan arasındaki iktidar mücadelesi, Bayezid'intahta geçmesi, Cem'in ise Avrupa'ya siyasî mülteci/tutuklu olarak gönderilmesiyle sonuçlanmıştı. Babasının vefatı sırasında Konya'da bulunan Cem, kendisinden dokuz yaş büyük ağabeyi Bayezid'e karşı siyasî bir mücadeleye girişir fakat başarılı olamaz. Rodos şövalyelerinin daveti üzerine Rodos'a giden Cem, buradan Fransa'ya gönderilir ve on üç yıllık esaret hayatından sonra 1495'te Napoli'de hayata gözlerini yumar. Cem'in esareti boyunca Bayezid, kardeşinin güvenliği ve iyi muamele görmesi için Fransızlar'a büyük meblağlarda para gönderir. Bir Osmanlı şehzadesini esir etmenin muazzam önemini kavrayan Avrupalılar, bunu siyasî bir kazanca dönüştürmeye çalışırlarsa da başarılı olamazlar.
Sayfa 119Kitabı okudu
Wilhelm Von Rubruk
Adını, 12. ve 13. yüzyıllarda sıklıkla belgelerde adı geçen ve günümüzdeki Fransa'nın kuzey kısmında Rubruk (Rubruquis, Ruysbroek) olarak bilinen yerden alır. 1210 ile 1220 arasındaki uzun zaman diliminde herhangi bir yılda doğmuş olabilir. Bu bilgilerden seyahatini olgun bir yaşta yaptığına hükmedilebilir. Uzun bir boya ve dış görünüm itibarıyla etkileyici bir yapıya sahip olmalıdır, zira kendisi ağırlığı dolayısıyla gayet kuvvetli bir ata ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Kral Ludwig'in Sertak Han'a yazdığı, Türkçe ve Arapçaya tercüme edilen mektubunu 1252'de İstanbul'da aldı. 7 Mayıs 1253'te maiyetiyle birlikte denize açıldı. 27 Aralık 1254'te keşişler Möngke Han'ın devasa ordugahına, o zamanın en güçlü imparatorluğunun başkentine ulaştılar. Kafkasya'nın güney eteğinden, Nahcivan, Erzurum, Konya üzerinden, 17 Haziran 1255'te Kıbrıs-Lefkoşa'ya geldi. Belgelerde gördüğümüz gibi, 15 Ağustos 1255'te Trablus'taki tarikatının bir bölümünde yaşıyordu. Seyahatnamesinde; gidiş yolculuğu hakkındaki bilgiler, geri dönüş yolculuğundan çok daha ayrıntılıdır. Eseri, zamanının İç Asyasını öğrenmek için doğru bir kaynaktır. Fransa'ya döndüğünde Kral IX. Louis'e sunduğu rapor tarihi coğrafyadan etnolojiye kadar uzanır. Ayrıca Kumanlar, Kırım'daki bakiye Got kabileleri, Tuna Bulgarları hakkında çağdaşlarıyla aynı bilgileri paylaşmaktadır. Özellikle dikkatlice Asya'nın Hıristiyan kısımlarıyla ama Lamalar ve Budistlerle de meşgul olmuştur. Bizzat filoloji bile kendisine önemli açıklamalar için müteşekkirdir..
Sayfa 4 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Dil konusu gelince Mustafa Hoca'nın ilgisi hemen artıyor. Bu meseleyle az uğraşmamış, defterler doldurmuş. İşte küçük bir deftere Türkçedeki beş yüze yakın kelimenin nereden geldiğini yazmış: • Diploma; Yunancada iki kere katlanmış anlamına geliyor. • Defter de aynı dilde 'diphteria' yani yüzülmüş hayvan derisinin değişik bir
Sayfa 166 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kâmil Bey, ömründe Yakacık'tan öteye geçmemiş bir İstanbul çocuğuydu. Anadolu hakkında zaten hiçbir fikri yoktu. İstanbul'a gezgin satıcı, apartman kapıcısı, hamal, besleme sağlayan sınırları belirsiz bu memleket, elbet içinde yaşayanlardan başka türlü olamazdı. Öyleyse, kendi kendisine davranıp kalkmasını, isyan ederek silaha sarılmasını ummak boşunaydı. İstanbul —İmparatorluğun başı-kubbelerden kamburlarını çıkararak böyle sinmişken, Anadolu ne yapabilir ki? Hele Antalya-Konya bölgeleri İtalyanların; Antep, Maraş, Adana Fransızların; Samsun tarafları İngilizlerin, Zonguldak Fransızların işgali altında olursa... Anadolu' neresi? Yunanla dövüşenler kimler? Ankara ile Mustafa Kemal mi? Kâmil Bey fazla düşünmeden milletin —yani İstanbul'un-ümitsizliğine hak verdi.
Süleyman Şah
Süleyman Şah, Konya şehrini zapt ettiği zaman, Anadolu'da savaşan Türk beylerinden önemli bir kısmı Konya'ya gelerek Süleyman Şah'a biat ettiler. Süleyman Şah'ın başarılarını adım adım izleyen Sultan Melikşah, Anadolu hiikümdarlığı menşurunu kendisine vermek suretiyle bu memleketteki askeri birlikleri tek elde birleştirdi.
Cumhuriyetten Önce Anadolu'da Demiryolu Kimlerin Elindeydi?
" Eskişehir-Kütahya ve Afyon hattı Alman sermayeli demiryolu şirketlerinin elindeydi. Ama Aydın-Denizli üzerinden Afyon'a ulaşan demiryolu hattı bir başka istasyona bağlıydı ve İngiliz hattıydı. Afyon'dan sonra Konya Ereğli'ye kadar hat döşendi. Afyon'da iki istasyon vardı. Birisi, Almanların Anadolu Demiryolu Şirketi'nin elindeydi. İkincisi, Denizli'den uzanan İngiliz hattıydı... "
Sayfa 369 - Kronik KitapKitabı okudu
…Bir gün Mevlânâ’nın hastalandığı duyulur ve Konya halkı onu ziyarete koşar. Uygulanan tedaviler yarar sağlamaz. Artık sevgiliye kavuşma anıdır. Mevlânâ’nın kendi deyişiyle artık düğün gecesi (şeb-i urs/şeb-i arus) gelip çatar ve o, 5 Cumâdessânî 672 (17 Aralık 1273)’de bâki âleme göç eder.
Sayfa 17 - Kurtuba Kitap,
761 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.