Hasta mıydı? Yolunu mu kaybetmişti? Uyurgezer gibi nerede olduğunu bilmiyor muydu? O anda yaşadıklarımı hiç kimse aklından bile geçiremez. Bir tür tarifi mümkün olmayan, tatlı bir acıydı bu hissettiğim. Hayır, gerçekti bu yaşananlar. Tek bir şaşkınlık emaresi göstermeden, tek bir kelime dahi etmeden odama gelen bu kadın, o kızdı. İlk tanışmamızın hep böyle gerçekleşeceğini hayal etmiştim her zaman. Derin bir uykuda gibiydim. Böyle bir rüya ancak derin bir uykuda görülebilirdi. Sessizlik benim için sonsuz bir yaşamın gücüydü. Çünkü sonu ve başı olmayan ebediyette söz söylemeden var olmak esas olandı.
Çıkık elmacık kemikleri, geniş bir alnı ve alnının tam ortasında birleşen incecik kaşlar. Dudakları sanki az önce uzun, ihtiraslı bir öpüşmeden yeni çıkmış ama henüz doymamış gibi dolgun ve yarı açıktı. Siyah, dağınık saçları ay gibi solgun yüzünü çevrelemişti, bir tutamı da şakağından aşağı süzülüyordu. Uzuvlarının inceliği ve hareketlerinin ruhani özgürlüğü, onun bu dünyada çok kalıcı olmadığını işaret ediyordu sanki. Kaderinde bu evrende kalıcı olmak yok gibiydi. Ondaki ahenk ve zarafet olsa olsa ancak bir Hint Tapınağı dansçısında olabilirdi.
Reklam
.... böyle bir rüya görebilmek için de gerçekten derin bir uykuya dalmış olmak gerekirdi ve o uykunun o sessizliği, benim için ebedi bir hayatın işareti gibiydi, çünkü ezelde ve ebediyette konuşma yoktur.
Sadık Hidayet (1903-1951)
İran Edebiyatı’nın “Kafka”sı olarak tanınan Sadık Hidayet, başta Kör Baykuş olmak üzere düz yazı ve kısa hikâyeleriyle tanınır. Yazarlık serüveni boyunca gerek şah yönetimi gerekse Şii ulema tarafından pek sevilmeyen Hidayet’in eserlerinde melankoli, umutsuzluk ve mistisizm hakimdir. Yazar, 23 yıl önce ilk intihar denemesini gerçekleştirdiği Paris’te, 9 Nisan 1951’de yaşadığı dairede havagazını açarak yaşamına son vermiştir. "Yalnız ölüm yalan söylemez! Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder. Bizler, ölümün çocuklarıyız , hayatın aldatmacılarından bizi o kurtarır."
Ama hiçbir vakit ne mescit, ne ezan, ne abdest, ne ağız çalkalamalar, ne de kendisiyle Arapça konuşmamız gerekli tek kudretli, yüce ve mutlak varlık karşısında dürüst ya da hilekâr olmak beni etkilemedi.
Sayfa 58
95 syf.
·
Not rated
Spoiler olabilir.
BU ROMAN, DAHA ÇOK, SESSİZCE KATLANILAN BİR ACININ İFADESİDİR. Bu kitabı otobüste bitirdim. Yanlış yerde okumuşum, bitirdikten sonra kafama cam kırıklarının battığını hissettim. Kendimi her an bir arabanın önüne atabilirdim. "Ben ne okudum?" Eminim, bu kitabı okuyan her kişi aynı düşüncede olacaktır. Kör Baykuş'ta olay, zaman ve mekandan bağımsızdır. Hikayemizin başkahramanı, -adını bilmediğimi şimdi fark ettim- baba, amca, hurdacı, mezarcı bu kişiler aslında tek kişidir. Esrarengiz güzel kadın ve kahramanın eşi de aynı kişidir. Kitabı okurken birkaç ipucudan olayın özünü kavramaya çalıştım ama finale geldiğimde yine şok oldum. Beni şaşırttığı, yanılttığı ve sonuna kadar kafamı kurcaladığı için okumaktan pişman olmadığım bir kitap oldu. Kitabı okul kütüphanesinden almıştım ve birçok cümlenin altı çizilmişti. 2002 basımdı. Benden bir yaş küçük olan bu kitabı okurken bu zamana kadar kitabı okuyup cümleleri içinde hisseden insanları düşününce içim acıdı, nedenini bilmiyorum sadece bu satırları yazan yazarın intihar ederek dünyayı terk etmesi ve okuyuculardan da böyle düşünen insanlar olabileceğini biliyorum. İnsan bazen böyle düşünen kişilere destek olmak istiyor, güç vermek istiyor. Onlara bir şey söylemek istiyorum; Sizin yıldızınız çok uzakta olabilir, karanlık ve pek önemsiz olabilir hatta hiç olmayabilir, önemli değil. Belki de bir yıldıza ihtiyacınız yoktur, yıldız zaten sizsinizdir. Lütfen pes etmeyin, bir yerlerde iyi olmanızı en içten duygularıyla isteyen birilerinin olduğunu bilin.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 201928.3k okunma
Reklam
Önce o bana yakınlaştığı için onu istemiştim. Bu onun numarasıydı, kandırmıştı beni. Hayır, benimle hiçbir alakası kalmamıştı. Zaten onun kiminle bir alakası olabilirdi ki? Kaprisli bir kadındı. Şehvet düşkünlüğünü gidermek, âşık olmak ve azap vermek için bir adama ihtiyacı vardı. Bu üçlemenin de ona yeteceğini sanmıyorum.
Sayfa 59 - 1. Baskı, Mayıs 2021, İstanbul, İthaki YayınlarıKitabı okudu
sanki çok derin bir uykuya gömülmüştüm ve böyle bir rüya görebilmek için de gerçekten derin bir uykuya dalmış olmak gerekirdi ve o uykunun sessizliği, benim için ebedi bir hayatın işareti gibiydi, çünkü ezelde ve ebediyette konuşma yoktur.
Sayfa 23
Emin olmak, inanmak istiyorum. Başkalarının bana inanıp inanmamasının bir önemi yok. Dürüstçe söylemeliyim ki kendimi bilmeden yarın öbür gün bu dünyadan öte dünyaya çekip gitmekten korkuyorum.
Tek kudretli, yüce ve mutlak varlık karşısında dürüst ya da hilekar olmak beni etkilemedi.
Sayfa 58 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
55 syf.
8/10 puan verdi
Manevi Bilgelik Kılavuzu
Ermiş Halil Cibran’dan okuduğum ilk kitap oldu. Neredeyse bir asır önce yazılmış, manevi mesajları olan bu küçük kitap, ister ateist ister inançlı olun, çok sayıda insan için hala referans olabilecek bir eser niteliğindedir. 1895'te, 12 yaşındayken Halil Cibran, babasının iflasından kaçmak için memleketi Lübnan'ı terk etmiş.
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202370.5k okunma
Ey dünyanın zarifi! Selam senin üzerine olsun. Benim hastalığım ve sağlığım senin elindedir. Kulun derdinin dermanı nedir, söyle. Bu, eğer alırsam senin dudaklarından aldığım öpücüktür. Eğer vücudumla senin hizmetine ulaşmazsam ruhum ve kalbim senin yanındadır. Madem ki sözsüz hitap oluşmuyor, o halde dünya niçin “buyur”la doldu? Ah ah! Gönlüm
296 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.