Her ülkenin eğitim dili, çoğunluğunun anadili olan resmi dilidir. Her haysiyetli, şerefli, bağımsız ülkede bu böyledir. İşte, bakın tümüyle Avrupa'ya bütün Güney Amerika'ya, Rusya, Lehistan, Bulgaristan, Macaristan, Çek ve Slovakya'ya, İsrail'e, Japonya'ya, Çin ve Kore'ye, daha nice nicesine: Kendi dilini bırakıp da, ne dosdoğru dil kuralları, ne bir matematiksel açık seçikliği olan İngilizce gibi geçmişi birkaç yüz senelik, dört-beş dilin kırması uyduruk bir yabancı dilden eğitimini yapan bir ülke daha göremeyeceksiniz. Ha bulabilirsiniz: Yakın zamanda İngiliz ve Fransız sömürgesi olmuş, sonra resmen bağımsız sayılmış, ama dil emperyalizmine kurban gittiği için bir türlü gerçek sömürgelikten kurtulamayan zavallı ülkeler bulursunuz; Cezayir ve Tunus gibi... Sahi bir de Türkiye var. Allah Allah, diyor insan; Türkiye ne zaman sömürge olmuştu ki? Olmasın diye niçin Kurtuluş Savaşı verdi ki? Sonunda bir avuç şerefsizden oluşan bir hıyanet şebekesi, İngiliz Muhipleri ve Amerikan Mandacılarının ahfâdı, binlerce yıllık koca Türk Milletini toptan uyutsun, tarihini, dilini, töresini, inancını unuttursun, onun çil yavrusu gibi dağıtsın, arasına olmadık nifâk soksun, sanayiini, tarımını, hayvancılığını yok etsin, parasını çürütsün, Avrupa'ya kör bir pazar, İngiliz'e hamal etsin diye mi?