Okurken hepimizin çocukluğuna döneceği bir kitabın yorumuyla geldim. Hepimizin çocukluk daha doğrusu mahalle aşkı İllaki vardır. Ailelerimizin genellikle; 'aynı mahallenin çocuklarısınız siz kardeş sayılırsınız', diyerek yarım kalan ya da henüz başlamadan içten içe biten bazı hikayeler illa ki vardır. 'Zamanın Yankısı' kitabı
Ben nasıl bir kitap okudum hala çözemiyorum. Elime almamla bitirmem bir oldu, desem asla yalan olmaz. Kitap su gibi aktı. Yazarın kaleminin de etkisi var tabii. Akıcılığı, yazarın kurguya olan hakimiyeti, yarattığı evren, karakterlerher biri oldukça etkileyiciydi.
Çok eskiye dayanan bir savaş söz konusu. Ve bu savaşın ortasında kalacak olan kişi
#kahvelikitaplaaryorumluyor
Kitabın çok farklı bir havası vardı. Akıcı ama derin olan fazlaca hissiyatı bir arada bulunduran bir kitaptı. Bir yerde duygu patlamasıyla sevgi yumağına dönerken bir anda da duygusuz olabiliyorsunuz.
Tam olarak Hera Yarkan gibi...
Hera Yarkan, annesiz büyümek zorunda kalmış bir çocuk. Annesinin hatalarını da
Tess, büyükanne ve büyükbabasından kalan evin bazı bölümlerini yenileyerek pansiyon haline getirmeye başlar. Ama ki bir oda vardır ki, büyükbabası Sebastian Bell, öldükten sonra kapanmış ve bir daha hiç açılmamıştır. Tess, bu odayı ana suit yapmak istediği içinde işe oradan başlar...
Sonrasın da ise, aile sırrı olarak kalması gerekenler bir bir
Bir kahve, çay eşliğinde konuşulupta çözülemeyecek, o küçük sohbetin ruhumuza iyi gelmeyecek bir yanının olmayacağını düşünmüyorum.
Bu kitabı okurken, Kosei-San ile birlikte karşılıklı oturup bir bardak çay içmeyi onun o insanın içine işleyen ruha iyi gelen o sohbetini o sıcacık hikayelerini dinlemeyi çok isterdim. Her bir sayfasında altını
"...bir çift birbirine her gün göz kulak olmalı yoksa birlikte yaşamak sizi mahveder."
İnes, kalem almak amacıyla kocası Ernesto'nun evrak çantasına bakar orada İnes'in görmemesi gereken ve hatta olmaması gereken bir not bulur. Rujla yazılmış olan 'Seni Seviyorum' notunu bulur. İmza niyetine de 'Seninki' yazılmıştır. Bir kadın böyle bir şeyi görünce ne yapar? Çıldırır ve hesap sorar değil mi? Ya da İnes 'in yaptığı gibi gizlice kocasını takip eder ve hayatını iyice çıkmaza sokar. Çünkü şahit olduğu şey bir çok insan için zordur ama neyse ki İnes normal biri değil. Bakın abartmıyorum ne o ne kocası asla normal değiller. Çünkü daima unuttukları biri var evlerinde. Kızları bu ikilinin arasında kalmış. Onun yaşadıklarını da okuyunca bu aileden böylesi normal diye düşünebilirsiniz. Çünkü İnes o kadar kendi sorunlarına kocasına adapte olmuş ki 17 yaşında genç bir kızının olduğunu unutmuş durumda.
Gerçekten okurken sinir kat sayım arttı. İnes o kadar kıvrak zekalı ve entrikalarla dolu bir kadındı ki kitabı elime almamla okumam bir oldu. Çünkü abartısız neler yapacağını merak ettim. Yaptıklarına şaşırmadım bile desem yerinde olur.
Ernesto 'ya gelince orta yaş sendromunu ağır atlatıyor mu desem ne desem bilemedim. Ama defasında en az karısı kadar beni şaşırtmayı başardı. Ama ki bu hikaye de yanan kızları Lali oldu.
Yayınevinin her kitabını keyifle okuyorum bu kitapta yine onlardan biri oldu. Kesinlikle okumalısınız.
"Çünkü her ne kadar kabullenmek ağır gelse de bütün kadınlar bir gün aldatılır."
Bayan SeninkiClaudia Piñeiro · Yan Pasaj Yayınevi · 2024113 okunma
Bu kitaba ne yorum yapsam ne desem az kalır. Dostluk, arkadaşlık, aile, ihanet, aşk ne ararsanız var.
Minerva Saraçoğlu, emekli Albay bir babanın kızı ve tek çocuk. Bu durumun hem zorluğunu hem de rahatlığını fazlasıyla da yaşamış. Bu sebeple de ailesinden ayrı kalmayı kendi sorunlarını çözmeyi ve ayaklarının üzerinde durmayı istemiş biri. İzmir
@binnurnigiz kitap yazmıyor arkadaşlar... O kitabı yaşatıyor. Tuğla gibi kitaplar yazıp göz korkutuyor ama ki kitap bitecekte bomba elimiz de patlayacak diye korkutuyor. Yine öyle bir kurgu okudum ki resmen yaşadım. O son neydi öyle o son... Elimde patladı resmen kitap yapılır mı bu bana?
Kitabın girişinde bir gerildim ama ki sonradan
H. G Wells'in #denizleydisi kitabı ile sizlerleyim. Yazarın kalemini bakış açısını çok sevdiğimi söylemek isterim. Bu kitabı da aynı şekilde çok sevdim. Bilim kurgu türünde değil onu söylemeliyim öncelikle, fantastik şehir efsaneleri diyebiliriz. Bunun yanı sıra verdiği mesajlar insanlık ve insanlar adına bunlar da çok değerliydi.
Bunting ailesi sahilde güneşlenirken birisinin boğulduğunu farkederler. Bunun üzerine yanına giderek yardım etmek isterler. Ama ki yanına yaklaşınca aslında boğulmadığını ve ayağına kramp girmiş olan bir deniz kızı olduğunu farkederler. Ona yardım ederek denizden çıkarırlar. Bayan Bunting ve kızları Deniz Leydisini evlerine götürmeye karar verir. Ki bu durum da Deniz Leydisi için mükemmel bir hamledir. Denizlere dönmeyi istemez ve iki bacaklı insan olmak ister.
Bunting ailesi de ellerinden geldiğince Deniz Leydisini saklamaya çalışırlar. Ama ki bu durum zordur. Deniz kızı efsanesinden dolayı da herkes meraklanır ve bu durumun gerçekliğini de araştırırlar.
Ve tabi burada da insanoğlunun gerçek yüzünü de okuyoruz.
Banting ailesinin deniz kızını saklaması ve onun olduğuna dair kanıtları yok etme çabaları ve bunun dışında da deniz kızına karşı merakı olan insanların da bununla alakalı araştırmaları ve yaptıkları bir çok şeyi de şaşkınlıkla okudum.
Deniz Kızı acaba gerçekten bir Efsane mi yoksa varlıklarını saklayan varlıklar mı? Kim bilir...
" İnsan yaşamının özü olan ebedi çöküş, ölüm ve yerini neyin aldığı konusunda ölümlülerin bitmek bilmeyen merakıyla. "
Deniz LeydisiH. G. Wells · Otantik Kitap · 202321 okunma
#kahvelikitaplaaryorumluyor
Uzun bir zamandır distopya üzerine bir kurgu okumamıştım. Bu kitap kelimenin tam anlamıyla ilaç gibi geldi. Bu türü okumayı özlemiştim ama böylesine sağlam ve akıcı bir biçim de olmuş olması da benim için çok iyi oldu. Yazarın anlatımı betimlemeleri, yarattığı karakterler ve birbirlerine olan uyumları da çok iyiydi. Hiç ısınamadığım bu karakter olmamış dediğim bir karakter olmadı. Kötü karakterleri bile sevdim.
Bir evren ve nükleer saldırıdan dolayı bir çok kişi mutasyona uğramış. Bu sebeple de bundan etkilenmeyen ve 18 yaşını doldurmuş kız ve erkekler kobay, damızlık olarak kullanılıyor. Yani şehrin ayakta kalması ve oradaki insan ırkının devamının sağlanması gerekiyor. Bunun içinde saydığım potansiyele uyan gençler toplanarak Leydi Marcilus'un da emriyle saraya götürülür. Ufak bir açıklama yapayım burada, Leydi 'nin zekasına hayran kaldım. Ve her ne kadar kötü olsa da halkından sakladıkları ve yaptıklarıyla sevdim onu.
Şimdi konumuza dönelim, burada damızlık olarak seçilen Victor ve Aurora bu iki gençte aslında birbirini tanıyordur ve aralarında olan ilişki de göz önünde bulundurulursa yarışma da ne yapacakları merak konusu. Yarışma yapılmasının şöyle bir amacı var; güzel kız ve yakışıklı erkek seçilerek bu ikisinden dünyaya gelecek olan çocuklar bu halkın ırkını ve soyunu devam ettirecektir. Bu sebeple de kusursuz olmak zorundalar.
Kurgu olarak yazarın bizlere aktarışı o kadar iyiydi ki hiç abartısız söylüyorum Aytuğ ne yazsa okurum.
Distopya türünde en severek okuduğum kurguydu.
Kesinlikle de tavsiyemdir.
ŞarlatanAytuğ Tunç Deveci · Otantik Kitap · 2023258 okunma
Kartların dünyayı yönetiyor olması, neyin ne olacağına karar vermesi sizce nasıl olurdu?
Bir masa ve bu masayı yöneten 6 kişi bu kişilerin de karakterini oyununu yöneten kartları... Bu kartlar ve statü içinde verilen verilmek zorunda kalınan tavizler hayatlar... Kendi canlarının hayatları olsa bile. Halis Alatav, masanın yönetici ve en yüksek
Aksiyon filmlerini ve dizilerini özellikle istihbarat ve gizli ajanların bolca olduğu yapımları çok seviyorum. Film /dizi bitmeden asla da ekran başından kalkamıyorum.
Bana bu etkiyi yaratacak da bir seriye ihtiyacım vardı. Neyse ki aranan kan bulundu. Ve ayrıca kitabımız New York Times'ın çok satanlar listesinde.
Kod adı saldırgan olan
Duvarlar sizinle konuşuyor hatta size gülüyor ama bunu ispat edemiyorsunuz? Hatta siz bile kendinize ne olduğunu duygularınızın hissettiklerinizin gerçekliğinden şüphe ediyorsunuz?
#hacienda tam olarak sizi dahi kendinizden şüphe etmenize sebep olacak bir kitap konusuna gelelim hemen
Beatriz, babasını kaybettikten sonra annesi ile birlikte
Chance kardeşlerin ve anne babalarının harika iletişimini, aile içi dışı sorunlarını ara ara dram ve bolca kahkahanın olduğu bu kitabı okumalısınız.
Kardeşlerin anneleri ile olan iletişimlerine mesajlaşmalarına bayıldım demeliyim. Ayrıca en çok sevdiğim bir diğer durum ise, Cooper ve Ford her ne kadar evlatlık olsalar da aile içinde asla böyle
#kahvelikitaplaaryorumluyor
Yarın ne olacağını bilmeden neden planlar yapıyoruz?
Ya da sanki sonsuz ömrümüz varmış gibi hayatımızı zamana yayıyoruz?
Bu hatayı bende yapanlardanım. Ve bu kitabı okurken ne kadar yanlış olduğunu anladım.
Kitap ilk sayfalarda, annemiz Susan'ın yaşadığı harika aşkı ve iki yaşındaki kızı Calla'yı da alarak
