Necip Mahfuz kendisine Nobel ödülü kazandıran ve ödülü fazlasıyla hak eden bu
değerli çalışmasında Tevrat, İncil, Kuran'da yazılanlardan yola çıkarak geçmişe ve geleceğe bir ışık tutuyor.
Ve hiç birine saygısızlık etmeden Tanrı, Adem, Havva, Kabil, Habil, Musa, İsa, Muhammed, dinler ve tabi insanı - hayatı sorguluyor.
Mahfuz bu sorgulamayı yaparken kimsenin dikkat etmediği veya dikkat ettiği halde temas etmeye çekindiği bir konuya da değiniyor ve Tanrıların da ölümlü olduklarını vurguluyor.
1959 yılında çıkan bu kitap El Ezher ve sapık bir imamın afarozundan ötürü Mahfuz'un Nobel'i aldığı 1988 yılına kadar Mısır'da yayınlanamıyor.
Bu eseri yeteri kadar anlamak ve hak ettiği değeri verebilmek için, öncesinde Tevrat, İncil ve Kur'an ve dünya ile insanlık tarihini okumuş olmak gerekiyor.
SONUÇ OLARAK
Mahfuz'un yaptığı sorgulamayı yapmadan insanlığın bir yerlere varabilmesi mümkün değil.
Tanrı dahil hayatınızda herhangi bir şeyi sorgulamayı yasaklayan yönetimlerin mutlaka kirli, karanlık işleri vardır.
Ve asıl amaçları da kendi karanlık işlerinin sorgulanması korkusudur.
Eğer tanrıyı, peygamberi, dinleri sorgulayamıyorsanız mafyayı, çeteleri, hırsızlığı, yolsuzluğu, hukuksuzluğu, adaletsizliği de sorgulayamazsınız.
Batı bu sorgulamayı yapabildiğinden ötürü bilim, teknoloji ve özgürlükler alanında dünyanın geri kalanı ile olumlu yönde arasını açtı ve cazibe merkezi oldu.
Okuyarak kalın.