Depresif konum, duygulanım açısından depresiftir, ancak klınik depresyon değildir. Depresif konum, büyümenin normal ve sağlıklı bir parçasıdır. Saldırganlık ve arkasından gelen pişmanlık evrenseldir. Depresif duygulanım, özellikle sütten kesmeyle ilişkilendirilen bir kayıp olarak yaşanır. Anne memesi sevgiyi ve güvenliği, her şeyin güzel olmasını simgeler. Ancak saldırgan dürtüler aşırıysa, çatışmalar yeterince çözülmezse depresif bozukluk ortaya çıkabilir. Depresif konumda çaba göstermek, korku ve suçluluğu tolere etmek anlamına gelir. Çocuğun ara sıra ortaya çıkan düşmanlığına ve üzüntusüne katlanabilen bir anne, bu konuyu çözebilir.“ Bu anne, bebeğe yıkım fantezilerinin fiili hasara neden olmadığının kanıtını sunar. Becerilerin gelişmesi, yaratıcı yeteneklerin ortaya çıkması ve düşmanca dürtüleri kontrol etme yeteneği, bunların hepsı depresif duygulara karşı gelerek çocukların yapıcı kapasitelerine ilişkin duygularını artırır.”
Türkiye Putin'ini Arıyor
Soğuk savaş sonrasında Atlantik emperyalizminin dünyanın merkezine saldırıya geçmesiyle beraber Türkiye’nin içinde bulunduğu bölge ciddi bir tehlike sürecine girmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında bu bölgeye gelen Amerikan emperyalizmi üç yüz yıllık bir rüya olan İsrail’in kuruluşunu sağladıktan sonra dünyanın
II
“Ölü hayatımın olanca ağırlığını duyuyorum üzerimde”
Bavyera Kralı II. Ludwig için cenaze marşı*
Bugün Ölüm, alışık olmadığım ağır adımlarla, kapıma, çerçiliğe geldi. Her zamankinden daha yavaşça önüme halıları serdi, ipeklileri, unutuştan ve bize sunduğu avuntulardan dokunmuş dibaları. Kıvançla gülümsüyor, gülümsediğini fark etmiş olmamı da
Eserin Taçlanması
Kader, Cengiz Han’ın hayatının son senelerini vatanında geçirmesine izin vermişti. Oğullan için her şey
hazırdı. Yalnız iki şey dışında. İhtiyar Han’ın tanıdığı yerlerde hala iki düşman devlet yaşıyordu. Tibet’in
yanında bulunan ve her zaman savaş durumunda bulunulan Hia Krallığı ve Güney Çin’deki eski Sung.
Cengiz Han,
Bu kadar çok işi yapabilmek için güçlü ve büyük bir makine yaratmak lâzımdı. Çingiz, bu büyük
makineyi yaratmış, onu askerlik, disiplin ve yasa temelleri üzerinde yükseltmiştir. Ordu, bu makinenin
işleyen büyük kolu idi. Disiplinde birinci ve vuruşmada kabiliyeti dehşetli erlerden mürekkepti. Bu
müthiş kuvvetlerin kumandanları da çok ustaca