Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
496 syf.
7/10 puan verdi
"Aşırı dinsellik büyük korkuda çıkmakta ve daha büyük bir korku yaymayı üstlenmektedir... korku aklın durmasıdır." Yalçın Hoca 1980 darbesi ile Türkiye'nin dinsel otoritesinin toplumun tüm kesimini içine alan bir süreci yaşattığını belirtiyor. Yaratılan islamizasyon toplumsal fakirleşmiyi de zorunlu kılacaktır; çünkü ihracatı kapanmış üretim teknolojisi ve dolayısıyla verimlilik endeksi gerilemiş bir ekonomi, fakirleşme rejimine mahkumdur. İşte bu süreç günümüzü anlamamız için "fitne"yi önemli bir kitap yapıyor.
Fitne
FitneYalçın Küçük · Mızrak Yayınları · 201020 okunma
Gerçek dost amaçlarını besleyen kişiydi, içine sızan o korkuda var olmaya çalışan değil !
Sayfa 268Kitabı okudu
Reklam
Her ne kadar Türk atasözü "korkunun ecele faydası yok" dese de dünya sistemi bu sözü yalanlamak istercesine ecelini erteleyebilmenin ilacını korkuda arıyor.
Sayfa 167 - TİYO - 12.Baskı
78 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Korkusu Giderek Kangren Olan Bir Kadının Dramı
Korkunun nefesini her attığı adımda ensesinde hisseden bir kadın... Karısının halet-i ruhiyesinden endişe eden bir koca... Yaşananlardan haberi olmayan çocuklar... Avusturyalı yazar Stefan Zweig Korku adlı yapıtıyla ne kadar usta bir yazar olduğunu ve neden günümüzde en çok kıymete binen yazarlar arasına katıldığını kanıtlıyor okura. Eksik Parça
Korku
KorkuStefan Zweig · Eksik Parça Yayınları · 2018103,4bin okunma
Aslında yurttaşlar, ölümden ancak bilgisi olmadiğı halde bilgiçlik taslayanlar; ölümü hiç bilmediği halde bilir gibi geçinenler korkar. Çünkü ölüm hakkında hiç kimsenin bilgisi yoktur. Halbuki ölüm insan için iyiliklerin en büyüğü de olabilir; ama ondan sanki onun en büyük felaket olduğu biliniyormuş gibi korkuluyor! Biz bu korkuda en utanç verici cehaleti, yani hiç bilmediği şeyi bildiğini sanma cehaletini nasıl göremeyiz?
76 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Kırılganlık içimizde yaşar ve insan olma durumumuzun bir parçasıdır" der Borgna. Bu yüzden hayatın içinde var olan ve olağan bir duygu olarak yaşatır kendisini. İnsanı yıkar, acıtır, sarsıntıya uğratır; ama önemli olan insanın kendi içindeki ve diğer kişilerin kırılganlığını tanıması ve eğitmesi gerekliliğidir. Kırılganlık sözcüklerde, çekingenlikte, umutta, yalnızlıkta, ölümde, hastalıkta, mutsuzlukta, korkuda, sevinçte insanın hissedebileceği her duyguda var eder kendisini. Hatta "sevinç duyguların en saf olanıdır" der. Çünkü "sevinçte insanın gerçek halinin, kalbinin gerçek donanımının ortaya çıktığını" Rilke’nin sözleriyle anlatır. Kırılganlıklar duygularla bir var olma biçimidir. Gizemli yollarla belirlenir. Acısı geçer ama yaşanmışlığı her zaman insanın içinde derin izlerini ölesiye kazıyıp bırakır. Kırılganlığın anlamını yorumlayabilmek onu kendimizi ve başkalarındaki duyguların sezilmesini kolaylaştırır. Bu yüzden "acıyı hafifletmek için bazen tek bir tebessüm bile yeter" der, anlaşılmazlığın dışında olmayan, anlaşılırlığının kolaylığını göstererek… Ama bir tebessümden daha kırılgan hiçbir şey de yoktur ve gözyaşlarıyla dolu bir gözde yeniden filizlenen bir imgede yeniden ortaya çıkartır kendisini.
Şu Bizim Kırılganlığımız
Şu Bizim KırılganlığımızEugenio Borgna · Yapı Kredi Yayınları · 2018667 okunma
Reklam
Umutta bir olayın gerçekleşmeme ihtimaline karşı bir korku, korkuda da korktuğunuz şeyin başınıza gelmemesi umudu vardır.
Adamın gözlerinin önünden Kel Hamzanın uzayıp safran sarısı kesilmiş, gerilmiş, bir ölüm çığlığına dönmüş yüzü durmadan geçiyor, kocaman, ardına kadar açılmış ağzı, pörtlemiş gözleriyle yalvarıyordu. Uçan kuştan, dosttan düşmandan, yerdeki karıncadan car umuyordu. Adam yarı uykuda, yarı düşte, bir insan canının ne kadar tatlı, vazgeçilmez
Dua, Resûlüllah için bir hayat tarzı idi. Onun dualarının derlenmesi ile sayısız dua mecmuası oluşturulmuş, müminler asırlar boyunca onun münacat pınarından doya doya içegelmişlerdir. Hadis kitaplarının Dua bölümleri incelendiğinde görülecektir ki, Allah’ın Resûlü hayatının her adımını dua ile bütünleştirmiş, şartların ve ruh hâlinin çeşitliliğine göre her anını dua ile bezemiştir. Beğendiği yahut hayret ettiği bir şey gördüğünde, kederde sevinçte, korkuda zaferde dua ederdi. Yatağa girdiğinde, uykudan uyandığında, gün sona erdiğinde, sabaha eriştiğinde, yağmur yağdığında, bir şey yiyip içtiğinde, eve girdiğinde, yolculuğa çıktığında dilinden dua dökülürdü. Dua eder, sahâbîlere de bol bol dua etmelerini öğütlerdi.
Sayfa 108Kitabı okudu
1.000 öğeden 891 ile 900 arasındakiler gösteriliyor.