Ama hareket edeceğimi biliyorum.Kapı usulca açılacak ve kapının ardındakini göreceğim.Gelecek bu işte.Geleceğin kapısı açılacak.Usulca.Amansızca.Eşikteyim.Artık sadece bu kapı ve ardından pusuda bekleyen şey var.Korkuyorum.Ve kimseyi yardıma çağıramıyorum.
Korkuyorum.
Aptalca bir çırpınış içindeyim. Hiç iyileşmeyeceğimi biliyorum. Aynada yüzüme baktım: yorgun bir yüz. İhtiyarlamaya başlamış. Gözlerimi kıstım: çizgiler belirdi olur olmaz yerlerde. Kafatasımın çok inceldiğini hissediyorum. Yürürken çok dikkat ediyorum: bir yere çarparsam sanki dağılacak. Camdan bir kafanın içinde ağır bir beyin: başımı taşıyamıyorum. Çıkıntılı yerlerden geçerken korkuyorum.
Artık hissedememekten,duyamamaktan,görememekten korkuyorum.
Ölüme karşı hissizleşen bir insan ölmüş demektir.
Ben ölmekten korkuyorum,yaşarken ölmekten...
Korkuyorum. Belki alışmaktan. Alışmak zaaf demektir. Zaaflarınızın olması, kolay düşmek anlamına gelir. İnsanlar her zaman zaaflarınızdan vurur. Ben vurulmak istemiyordum.
kendimi yatıştırmaya çalışıyorum. en derin yalnızlığımın içinde kendi kendime konuşuyorum. yine de çok yüksek sesle konuşmuyorum çünkü kendi sesimin boş yankısından korkuyorum.
Senden korkuyorum, çünkü kendinden kaçtığın kadar hiçbir şeyden kaçmıyorsun. Sen hastasın küçük adam, çok hasta. Bu senin suçun değil, ama hastalıktan kurtulmak senin sorumluluğun.