Arkana bakmadan gözlerinden düşen incilerle koşarak kaçtın kendinden. Belki de her şeyin o düşen incilere hapsolmasını ve geride kalmasını diledin.
Romanlar, Deniz ve Ben
Geçiyorum denize... sakin bir yere yerleştikten sonra, ilk denize giriyorum suyun ferahlığı tüm vücudumu bedenimi sarıyor ve bütün sıkıntılarımı o gün ki yorgunluğumu dalgalar alıp götürüyor, yüzmeye devam ediyorum.. sonra çıkıyorum denizden, kurulamaya bırakıyorum bedeni, güneşin sıcaklığı bayıyor.. biraz ilerde çocuk sesleri denizin içinde dalgalar la oynuyorlar , üstümde bir kaç tane martı dolanıyor belki bir şeyler atarımcasına!! Havluyu seriyorum yere.. o sıra içimde biriken bazı güzel hisler cümleler oluyor!! Anlık.. ben daha çok kendimle kaldığım zamanlarda çok mutlu oluyorum.. daha iyi fikirler ve düşünceler hayaller ve gerçekleşeceğine inandığım hayallere yer vermek bir antidepresan meselesi.. bi an duruyor oturuyor gözlükleri takıp denize bakıyor ve bir yandan o sessizliği o hafifçe esen rüzgarın tadına bakıyor diğer yandan suyumu yudumluyorum.. uzanıyorum havluya sırtım güneşe dönük.. çantadan çıkarıyor romanı ve o romanda ki dünyaya başlıyor yolculuğum... Bir den o rüyadan uyanıyor ve can sıkıcı hayatın içinden kaldığım yerden devam etmenin hüznü sarıyor.. ama sonra alışıyosun belli zaman aralıklarında.. çünkü dünya dönüyor devam ediyosun taki bir diğer rüyaya dalacağın zamanı bekleyene kadar.. Bir iç çekerek sessizliği dibine kadar alıyor ruhumun boşluğun da Koşarak denize atlıyorum.. #birkan'ın günlüğünden 😊
Reklam
Koşarak kaçtığım hep Kendimmişim meğer.
En acı olansa zorlanarak çıktığımız yolları koşarak inmemiz.
İnsanlar yavaş adımlarla sesin geldiği yere doğru ilerliyordu. İçlerinde en mutlusu küçük bir kız çocuğuydu. Saçlarını iki yana ayırıp örmüş, uçlarına ise kırmızı kurdeleli tokalar takmıştı. Üzerinde belinden aşağı doğru kabaran bir elbise vardı. Elinde ise ışıl ışıl bir mendil. Hemen yanında duran annesi ona dönerek biraz ağır yürü kızsın sen uyarısı yaptıktan sonra ayaklarını geri geri basarak yavaşladı. Artık annesinin hizasında mendilini sallamadan yürüyordu. Yürüdükçe ses yükseliyor, silah sesleri insanın içini ürpertiyordu. Ama herkes halinden memnundu. Geldiklerinde, hayırlı olsun diyerek gösterilen yerlere oturdular. Düğün çoktan başlamıştı. Herkes mutlu gibiydi. Şarkılar,türküler söyleniyor insanlar karşılıklı oynuyordu. Küçük kız mendilini aldığı gibi koşarak arkadaşlarının yanına gitti. Oyun oynayan kişilerin arasında koşmaya başladı. Birden bir çığlık duyuldu, herkes çığlığın geldiği yere koştu. Küçük kız kanlar içinde yerde yatıyordu. Gözlerinde acı bir gülümseme vardı.Mendilini ise hala sımsıkı tutuyordu.
Çok yazık.
Koşarak kaçtığım hep Kendimmişim meğer İncinmez sandığım Her yanımda kocaman keder youtu.be/Pl7--yxZjng
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.