Ne mutlu, düşüncesi tarla kuşları gibi
Sabah, göklere doğru özgür kanatlanana
Yaşam üstünde uçup
Ne mutlu anlayana
Çiçeklerin ve dilsiz nesnelerin dilini!
Sayfa 23 - Varlık Yayınları, 12. Baskı, Şubat 2016
Gece göklerimce bu gönül sana tutkun,
Sen ey hüzün kâsesi, sen ey büyük suskun,
Daha çok severim seni benden kaçtıkça
Ve, gecemin süsü, göründün mü açıkça
Alayla, kollarımı sonsuz mavilikten
Ayıran uzaklığı çoğaltır gibi sen.
Şunu söylemeye çalışıyorum; şimdi artık ismini bile unuttuğum, benim sevgili savcımın temsil ettiği ve Kürt kimliğiyle, demokratik haklarını savunan herkese karşı şiddetle uygulanan Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi Kürt politikasının bildiğimiz biçimde belirlenmesi, Türkiye Cumhuriyeti'ne yapılmış en büyük kötülüktür. Türkiye'ye bundan daha büyük bir kötülük yapılamazdı. Ölü doğmuş bu politika, Türkiye'yi handikaplı, inmeli hale getirmiştir. Hiçbir zaman uygarlaşamayacak, sivilleşemeyecek, refah toplumu olamayacak önyargılı, konspirativ, huzursuz bir ülke haline getirmiştir. Zaman zaman başarılıymış gibi görünse de, Türkiye bu politika nedeniyle hep kaybetmiştir. Türkiye, ne demokrasiyi yerleştirebilmiştir, ne de sivilleşip, çoğulcu, uygar bir toplum oluşturabilmiştir. Kazanan ise şiddet, anti -demokratik karanlık güçler ve totaliter mentalite olmuştur.