“Ben Gönen’de doğdum. Yirmi yıldır görmediğim bu kasaba, düşümde artık bir serap gibiydi. Birçok yeri unutulan, eski, uzak bir rüya gibi oldu. O zaman genç bir yüzbaşı olan babamla her zaman önünden geçtiğimiz Çarşı Camii’ni, karşısındaki küçük, harap şadırvanı, içinde binlerce kereste tomruğu yüzen nehirciği, bazen yıkanmaya
Palos limanından, 3 Ağustos'ta, yelkenleri rüzgârla dolduran Kolomb, Kızılderililere ölüm kasırgası taşıyordu!..Beyaz adam ile Kızılderililer arasında ilk kan nasıl aktı? Bu sorunun yanıtını almak için Kolomb'un ilk iki haftalık süreçte "Altın" sözcüğünün yetmiş beş kez geçtiği seyir günlüğündeki karşılaşmayı okuyalım: "Kadınlardahil hepsi anadan doğma çıplaktı. Gençtiler. Hiçbirisi otuzun üstünde değildi. Sağlıklı ve biçimli bedenleri vardı, yüzleri çok güzeldi. Saçları düz, parlak veat kuyruğu gibi gürdü. Gözleri koyu renkli ve iriydi. Bacakları düz ve uzun, karınları yağsız ve düzgündü." Görüldüğü gibi Kolomb, kendisini esir pazarında gezinen bir tüccar yerine koyar!..İlk kanın nasıl aktığının yanıtını arıyorduk değil mi? Okumaya devam edelim: "Onlara kılıçlarımızı gösterdik.Keskin demir silahları ilk kez gördükleri belli. Kesmenin ne demek olduğunu bilmediklerinden, bazıları kılıçların keskin tarafını tutunca ellerini kestiler." İşte, beyaz adam ile Kızılderililer arasındaki ilk kan, Kızılderililerin insan öldürmeye yarayan silahları tanımamış olduklarından dolayı akmıştır.
Reklam
En katı dindarlarda bile kuşkunun izi vardır; en koyu inançsızlıkta ise itiraf edilmemiş bir umut yaşar." Amin Maalouf/Işık Bahçeleri
"...Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi."
430 syf.
·
Not rated
·
Liked
Bence en zalim yaratıcı bizde olanı... Sayısız galaksi,nesli tükenmiş canlı,yeni türeyen canlılar ve milyonlarcası... Bunları yaratan bir varlık bir kadının giyimi kuşamı ile neden bu kadar uğraşır ki ? Yüzyıllardan beri kadın tüm Tanrı'ların ortak sorunu ne yazıkki. Vucüt hatları belli olan kadına meydan da 100 kırbaç bağırırsa sil baştan... Bir erkek ile yakalanan kadını başı dışarda kalacak şekil de göm sonra tüm köyü topla ölene kadar taşla... Çocuk 10 yaşına girdiğin de boynun da muska taşıyan 75 yaşındaki adama ver... Evliysen kocanın 3 adet kadın alma hakkı vardır ama senin itiraz etme hakkın yok... Ama kur-an doğruyu söyler kızım. Şeriatı iliklerimize kadar yaşatacak,ülkenin 4 bir yanına reklam panolarına yazıları asılacak,İslami bilmeyen tatlı su müslümanlarına dini,kadının yerini anlatacak büyük bir din kitabıdır.
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020101.5k okunma
Ars poetica
Yıllar başka bir yol çiziyor tortuya. Şüphesiz şimdi de sanıyorum: Sehere duyduğum inanç arkamdaki koyu, hem delifişek uykudan geliyor belli ki. Düzen değil şiir, kargaşa değil. İki uç arası zamanı çelen uçarı bir odak belki. Belki bazı ender seslerin eşiğinde tuzak, kıvrılıp yatmış çıngıraklı bir soru, öd noktasında, hançerede, yerimden her oynayışımda kuytudan çıkagelen kösnül bir yumak belki. Bir düzen değil ama - bekleyiş, zemberek, inatçı, köz, kaknus hep. Kömürden elmasa varmak için çıktığım yolda elmastan yola çıktığımı unutmadım: Yangınsa sonumda yazılan, orada yazacağım an gelmeli de. Birer kıvılcım olsun harflerim, her kelimemi yalım dili taşısın - öyle bir ateş ki içinde içimde tutuşmuş bir karanlıktan kana kanaya içsin herkes, istedim..
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.