“Kendimi iyi hissederdim pavyonlarda. Diana isminde bir Beyaz Rusyalı kızla iki ay birlikte yaşadım. Geceleri çalışıyordu. Gündüzleri birlikteydik. Onu kurtaracağımı düşünüyordu. Ama kim kimi kurtarabilmişti şimdiye kadar? Beni kim kurtaracaktı? “Kurtuluş” dedim. “Ankara’da bir mahalle.” Fazlası değil. Belki bir de Bob Marley’in en iyi şarkısı. Daha fazla düşünmeye gerek yok. Adı her yerde, kendisi yok! Kurtulmaya gelmiyoruz dünyaya. Daha da saplanmak için buradayız. Dibine kadar. Onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce. Mısırlılar uğraşmış efendileri kurtulsun diye. Ama nafile. Çaresi yok. Kurtuluşu bekle”
Yarından çekinmenin nedeni şimdiki zamanı inşa etmeyi bilmemektir ve şimdiki zamanı inşa etmek bilinmeyince bunun yarın yapılabileceği söylenir ama bu da berbat birşeydir çünkü yarının daima bugün olduğunu görmüyor musunuz?
Birtakım şeyler kırılır,kırılanlar onarılır,fakat çoğu durumda fark edersin ki kırılan ne olursa olsun hayat o kaybı telafi etmek için yeniden şekillenir,bazen de muhteşem olur bu şekilleniş.