Buradan ayrılıp Mohaç’a geldik, Macar Kralı Lajos’a mezar olan o meşum mahale. Bu beldenin az ötelerinde, kıyısına dik inen yamaçlar arasından akan derin bir çay gördüm. İşte Kral Lajos atıyla bu çaya düşüp boğulmuş. Ah, zavallı genç adam! Basiretsizliğinden midir, yoksa aldığı yanlış bir karardan mıdır bilinmez, çoğunluğu silahsız köylülerden oluşan bir avuç toplama askeriyle Süleyman’ın o koskoca, o müthiş disiplinli ordusuna karşı koymaya kalkmış.
Evini iyi yöneten adam, efendi denen adam da, evini ancak doğrulukla iyi yönetebilir. O halde, kral, devlet adamı, efendi, akıllı ve doğru, hep aynı şeydir; krallık, devlet adamlığı, efendilik, doğruluk ve akıl bilgisi, aynı bilgi, tek bir bilgidir.
Minos
* Geleceğimize hâkim olmuş bir kral. Bilinçaltımızdan bize hükmetmeye, egomuzu besledikçe bize istediğini yaptırmaya, bizi zorlayıp emirlerini (emmâre) dinletmeye ve gitgide kalbimiz üzerinde diktatörlük kurmaya başlamış bir iç ben.
*Yaptığının iyi olmadığım bilen ama yine de yapmaya devam eden bir adam düşünün. Her eyleminden sonra pişman olan ama yine de o eylemi yapmaktan vazgeçmeyen biri. Tiryakilik veya bağımlılık gibi...
Devlet’i Kim, Nerede, Ne Zaman, Nasıl Yazdı? -2
Bir hayli kalmıştı yandaki odada; güneş de batmak üzereydi. Gelir gelmez oturdu, fazla bir şey
konuşulmadı artık. On birlerin adamı içeri girdi. Sokrates’in önüne gelerek: “Sokrates,” dedi, “sen
başkaları gibi değilsin; onlara hâkimlerin adına zehri içmelerini söylediğim zaman kızıyorlar bana,
küfrediyorlar. Sen buraya gelmiş insanların en
sahici bir sarsıntı yalancı bir dengeden iyidir.
Krallığa gereksinim duymayan bir kral kadar görkemli.
Saranın Hikayesi (Sara ve Kral Horkanos)
❝
Aşağıda İÖ 50 veya İS 50 yıllarına ait Ölüdeniz yakınında Kumran
mağaralarında bulunan yazma eserden Sara'nın hikâyesi:
Onun yüzüne bakınca o ne kadar güzel, başındaki saçlar ne ince, gözleri ne
kadar güzel, burnu ne hoş. Bütün ışıltılar onun yüzünde, göğsü nasıl güzel!
Beyazlığı ne sevimli. Kollarının görünüşü ne biçimli. Elleri ne kadar
