Fatih, saray protokolünü tespit etmektedir, artık vezirleriyle yemek yememektedir. Babasından kalma adeti bırakarak divana başkanlık etmiyor, divan görüşmelerini kafesten izliyor. Rum Patrikhanesi’ne hürmet gösteriyor, imtiyazlar veriyor çünkü artık o bir Roma İmparatoru’dur. Bunu yalnız Trapezuntios gibi, Kritovulos gibi tarihçiler değil, Roma tahtına oturan Fatih’in Roma kayzeri olduğunu kendisinden sonra gelen İbn Kemal, Kemalpaşazade gibi tarihçilerde söylüyor. Bizans’ın son yönetici hanedanlarını, ünlü aristokratlarını katlettirmesini buna bağlıyor. Çünkü bu devlette önceki etkileri kaldırmakta ve eski mirasa oturmaktadır.
Not: Aşağıdaki söz için bazı tarihçiler Türklerin kökeninin Truvalılarla bağlantısı olup olmadığı hakkında tartışırken kimileri de ezelden beri gelen doğu batı tartışmasına değinir. *********************************************** Kitaptan alıntı: Sultan İlion'a [Troia] geldiğinde başını hafifçe sallayarak şöyle dediği rivayet edilir: "Geçen bunca yıldan sonra bu şehirle insanlarının intikamını almayı Allah bana nasip etti"
Sayfa 203 - Türkiye İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Demek ki insanlığa dair hiçbir şey güvenilir ve kalıcı değildir.
Duyulduğunda inanılamayacak, mutlaka görülmesi gerekecek kadar alışılmadık bir görüntüydü. Gemiler, mürettebatları, açılmış yelkenleri ve bütün donanımlarıyla denizde seyreder gibi karada ilerliyordu.
Fatih Sultan Mehmed
Her şeyden önce ülkesinin mümkün olduğunca iyi ve adil yönetilmesine özen gösterdi.
İktidar durmak bilmeyen bir gezgin gibi milletten millete, ülkeden ülkeye dolaşarak, bazen Asurlulara, bazen Medlerle Perslere, bazen de Helenlerle Romalılara uğramış, onları belirli zamanlarda ve belirli süreler için ziyaret etmiş, hiç aynı yerde kalmamıştır .
Reklam
363 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.