kübra kaya

kübra kaya
@kubhra
Kitap okumaktan, İspanyolca öğrenmekten ve bolca dua etmekten keyif alan biri.
Kim bu insanlar? İşten mi dönüyorlar; eğlenceye mi gidiyorlar? Şu adamın burnu Gide'nin burnuna benziyor . Ama nasıl da kasvetliler. Bunların içinde meçhul denizlerde balık olmayı isteyen var mı acaba? Belki şu hep önüne bakan adam... Ne güzel okumuştu bu şiiri. Gözleri sulanmıştı. Yoksa kız mısın? Ya karşıdaki şaşı kadın, durmuş kimi bekliyor? Koş, bayım koş; kaç bu caddeden. Yetişemeyecek. Evet, tramvay kalktı. Neyse, üzülme, bir başkası gelir alır seni. Ama şimdi koştun diye içinde bir utanma var değil mi?
Reklam
Baba, "Havada bulut var, " dedi. "Bu yıl kış erken gelecek diyorlar" "Sincaplar yuvalarını yükseklere mi yapıyorlar, yoksa? İnsanlar da havanın nasıl olacağını her şeyden anlarlar. Muhakkak donuna bakıp havanın nasıl olacağını söyleyenler bile vardır"
Sayfa 481Kitabı okudu
Halk, patates toplamak için balık ağlarını alıp dere kenarına gidiyor, muhafızlar onları derelerin kenarına bile yaklaştırmıyor. Hurda otomobilleriyle yerlere atılmış portakalları toplamaya geliyorlar; ama bunların üzerlerine gaz dökülmüştü. Ve öylece durup, patateslerin derenin akıntısıyla birlikte nasıl sürüklendiğine bakıyorlar. Hendeklerde öldürülen ve sönmemiş kireçle üzerleri örtülen domuzların böğürtülerini dinliyorlar. Portakal yığınlarının ilaçlı çamur içinde gittikçe çöküşünü seyrediyorlar; insanların bakışlarında bir şaşkınlık var ve açların gözlerinde de artan bir kızgınlık, bir gazap... Halkın ruhunda büyüyen gazap üzümleri olgunlaşıyor ve bağbozumunu hazırlıyordu.
Sayfa 418Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Ana, dedi, 'sen eskiden hiç böyle değildin...' Ananın yüzü sertleşti, bakışları soğuklaştı. 'Şimdiye kadar evim hiç yıkılmamıştı da ondan,' dedi. 'Şimdiye kadar çoluğum çocuğum hiç sokak ortasında kalmamıştı. Şimdiye kadar hiçbir şeyimi satmamıştım. Şimdi her şeyimi ... İşte geliyorlar.'
Mal sahipleri ve Ortakçılar
Ve artık çömelen adamlar kızgınlıkla ayağa kalktı. Büyükbabalarımız aldı bu toprakları, Kızılderilileri onlar öldürüp kaçırttılar buradan. Babamız da burada doğdu; etrafı saran otları, yılanları babamız ortadan kaldırdı. Sonra kötü bir yıl oldu, biraz borç almak zorunda kaldılar. Biz burada doğduk. İşte kapıda duruyorlar, çocuklarımız. Onlar da burada doğdular. Babamız borç almak zorunda kaldı. O zaman banka, toprağın sahibi oldu. Ama biz, yerimizde kaldık, çıkardığımız ürünün hiç olmazsa birazını aldık. ....... Belki biz de bankaları öldürebiliriz! Çünkü bankalar Kızılderililerden, yılanlardan da kötü. Belki de toprak için dövüşmemiz gerekecek, babamızın ve büyükbabamızın yaptığı gibi.
Sayfa 43 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam
33 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.