Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
Kavramsal Sanat/Sözcük nesne kopukluğu
Michel Foucault'ın, 1928-29'da Sürrealizm, dadaizm, kübizm gibi sanat akımlarında eserler vermiş olan Ressam René Magritte tarafından yaratılan "İmgelerin İhaneti" tablo serisinden, "Ceci n’est pas une pipe. (Bu bir pipo değildir.)" eserini açıkladığı, sayfa sayısı az olan ancak anlatımı bir hayli ağır olan, sanatsal ve felsefi alanda okuyucuyu doyuma ulaştıran, algılarını zorlayan müthiş bir kitaptı. Okumaya daha önce başlayıp ağır bir anlatımı olduğu için yarıda bırakmıştım, yeni bitirdim fakat tekrar okumayı düşünüyorum. Sanatçının bu tabloda izleyiciyi düşünmeye ve sorgulamaya ittiği konu, pipo imgesi olan bir resmin, gerçekten bir pipo olmadığı paradoksudur. Bu eserlerde sanatçı dil ve görüntü arasındaki bağlantıyı bozmayı hedeflemiştir. Foucault, kitapta bu eseri, sanatta anlam arayışı ile birlikte detaylı şekilde yorumlamıştır. Sanat felsefesi ve kavramsal sanat konularıyla ilgiliyseniz okumanızı tavsiye ederim.
Gerçeküstücülük, sembolizm ve kübizm akımlarından ilk defa şiirler okudum. Pek beğendiğimi söyleyemem. Bazı şiirler çok hoşuma gitti ama azınlıktaydılar. Şiirlerde kendimi bulamadım o yüzden bana pek bir şey hissettirmediler. Yazarların çoğu avangart belki de o yüzden ama şiirler yazılalı 100-150 yıl olmuş avangartlığı kalmamıştır onların. Cemal Süreya çevirisi mükemmel.
Fransa'da yaşamış İspanyol ressam, heykeltıraş, sahne tasarımcısı, şair ve oyun yazarıdır. 20. yüzyıl sanatının en iyi bilinen isimlerindendir. Georges Braque ile birlikte kübizm akımının temelini atmış, asamblajı icat etmiş, kolajın icadında yer almış ve çok çeşitli tarzların gelişimine katkı vermiştir. En önemli eserleri olarak öncü kübizm eseri Avignonlu Kızlar ve Alman ve İtalyan askerlerin İspanyol İç Savaşı sırasında yaptığı katliamı anlatan Guernica sayılabilir.
Kübizm
Kitabı okurken aklıma kübizmin parçalanmış zihin yapısını İkinci Yeni'nin temelinde görebilecegimiz geldi.İkinci Yeni'nin o anlaşılmaz , söylenmek istenilen olgunun bir nesne etrafında toplanmaması ve nesnenin özelliğinden bağımsız olması hâli, kübistik bir rol unsuru bence.Nasıl ki Birinci Yeniciler(Garipçiler) dadizm akımından etkilendiyse aynı şey İkinci Yeni şairlerinin kubizmden etkilenmesi için yeterli.
Vaat - Damon Galgut
Vaat 2021 Booker ödülü sahibi sürükleyici ve etkileyici bir roman. Booker ödüllü kitaplar beni hiç pişman etmedi. Güney Afrika'da bir çiftlikte yaşayan ailenin yaklaşık 40 yılını okuyorsunuz. 13 yaşındaki Amor la basliyor roman ve ve 40 li yaşlarının sonundaki Amor la bitiyor. Vaat? Vaat; çiftliğin siyah emektarı Salome ye verilen bir söz. Anton, Astrid, Manie, Rachel, Marina, Ockie.... karakterlerin tümü çok başarılı oluşturulmuş. Hayattaki duruşları, etkileşimleri, iç hesaplaşmaları, manevi ihtiyaçları okuyucuyu oldukça besliyor.
1963 Guney Afrika dogumlu Galgut yazarlığı ile ilgili şöyle söylüyor: "Her romanımın bir öncekinden farklı olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor. Her kitabın sesine, dünyaya nasıl konuşmak istediğine karar vermem uzun zaman alıyor bu sebepten. Bu durumda, birçok karaktere ve birden fazla bakış açısına sahip bir konuyla her an farklı bir bakış açısı var eden bir tür edebi kübizm yaratmışım gibi geliyor."
Bence yazarin kurgu ve karakter başarısı bu düşünce tarzından geliyor.
Roman süresince Güney Afrika nin da yakın tarihi hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz ki okumalarimda bunu çok seviyorum.
Velhasıl bambaşka hayatlarla hemhal olduğum bir sayfa daha kapandı. #okuyun #okutun
Fransız şair ,yazar ,eleştirmen,sanat teorisyeni,Kübizm ve Orfizm’i benimseyen “Guillaume Apollinaire”olarak tanıdığımız Guillaume Albert Vladimir Alexandre Apollinaire de Kostrowitzky’in yaşamında en çok ilgimi çeken: 1911 yılında #monolisa tablosunu çaldığı şüphesiyle bir hafta gözaltında tutulmuş.Suçsuz olduğu anlaşılınca serbest
Picasso
Merhabalar, bugün Elke Linda Buchholz ve Beate Zimmermann'ın birlikte hazırladığı Literatür Yayınları'nın Mini Sanat Dizisi'nden "Picasso" adlı kitapla geldim. Pablo Picasso 20. yüzyıl sanatının en bilinen ve en üretken isimlerinden biri. Pablo Picasso benim de çok sevdiğim bir ressam. Ve çok da yetenekli. Bu durumun erken fark edilmesinde, ressam ve aynı zamanda resim öğretmeni olan babasının katkısı büyük. Önce Güzel Sanatlar Okulu'na giren Picasso, 16 yaşına geldiğinde artık akademinin ona katacak bir şeyi kalmamıştı. 1900'de Paris'e gitti. Umutsuz ve mutsuz insanların dünyasını resmettiği Mavi Dönem'de, mavi ve tonlarını kullandı. Sirk palyaçoları ve akrobatları çalıştı. Sanatçının Pembe Dönem'inde ise tuvaline canlı ve yeni renkler girmeye başladı. George Braque ile geleneksel sanattan bütünüyle ayrılışı temsil eden kübizmin temellerini attı. Sanatçı bu dönemde, görülen dünyayı küçük parçalara ayırdı ve bu parçalardan yeni bir dünya oluşturdu diyebiliriz. Picasso'nun en bilinen eserleri arasında, Alman ve İtalyan askerlerinin İspanyol İç Savaşı sırasında yaptığı katliamı anlatan "Guernica"yı ve öncü kübizm eseri olan "Avignonlu Kızlar"ı sayabiliriz. Kitapta Picasso'nun doğumundan ölümüne kadar yaşadıkları dönem dönem anlatılmış. Ben çok severek okudum. Eğer siz de sanat kitabı okumayı seviyor ve Picasso'nun hayatını merak ediyorsanız bu kitabı okumanızı öneririm. Sanatla,kitapla ve sevgiyle kalın dostlar.
