Harpten sonra yıkılmağa başlayan şeylerden biri de nazariyelerin sonuna ilave edilen “izm” edatıdır.
Ancak “izm”siz düşünebildiği gün insan zekâsının hürriyetinden ve genişliğinden bahsedilebilir.
Beni incitmek korkusunun kendisi için biraz da çirkin bir gurur olacağını bilmem ki anlamış mıydı? Zira böyle bir korku, onun kendisine verdiği ehemmiyetin ve en fena hodbinliğin sahte bir âlicenaplık kisvesi altında meydana çıkması demekti.
Bir tereddüdün iki mütereddidin romanı.
Toplumumuzca değerinin bilinmediğini düşünüyorum. Yoksa amiyane bir tabirle Kafka ve Dostoyevski'nin Peyami Baba'nın "getir götürünü" yapmasında herhangi bir sakınca görmüyorum :)
Cinsiyetinden bağımsız olarak değerlendiriyorum; hepimizin hayatından bir Vildan geçmiştir. Pişmanlıkları olan, geçmişle gelecek arasına sıkışmış, bir sürü ayakkabıları olan ama nereye gideceğini bilemeyen karakterler..
Vildan'ın elinde hançerle oynarken, bir kaç kere: "Bir kalbe gireceğim." diye tekrarlaması ve yine hançere seslenipte: "zavallı hançer, sen de, ben de bir kalbe giremedik" demesi iç sızlatır..