Garajımda dünyanın en pahalı arabası vardı, şimdi dışarıda park edilmiş halde, artık tekerlekli sandalyede dolaşmak zorundayım. Şirketim her çeşit marka giysi, ayakkabı değerli eşyalar satıyor ama artık vücudum hastanenin verdiği küçük beyaz önlüğe sarılmış. Bankada çok param var ama benim için hiçbir fayda sağlamıyor, artık ihtiyacım yok. iyi döşenmiş kale gibi bir evim var ama şimdi hastane yatağında yatıyorum. Beş yıldızlı otelden beş yıldızlı otele gittim ama şu anda zamanımın çoğunu hastanede bir laboratuardan diğerine geçerek geçiriyorum. Yüzlerce kişiye imza attım ama bu sefer tıbbi kayıtlara imza atıyorum. Saçımı yedi kuaföre yaptırdım ama şimdi bir tel saçım bile yok. Özel jetim var her yere uçabilirim ama şimdi hastane kapısına ulaşmak için iki görevliye ihtiyacım var. Kesinlikle her yiyeceğe gücüm yetse de artık diyetim günde iki tablet geceleri birkaç damla tuzlu su. Şimdi bu ev, o araba, o uçak, o mobilyalar, bankadaki para, itibar ve şöhret, hiçbiri bana yardım edemez, hiçbiri acımı dindiremez... ve sonra anladım ki günün sonunda en önemli şey sağlıkmış.
Bu yüzden sahip olmadığın şeylerin seni kötü hissettirmesine izin verme, sahip olduğun şeylerden memnuniyet duy. Başınızı sokacak bir çatın varsa, içinde ne olduğu ne tür mobilyalar olduğu onemli değil saglicakla