Vallahi şimdi ne söylesem, nereden başlasam? Evrenler arasında ve zamanda yolculuk fikri pek çok esere ilham olmuş zira çok güzel! Ama iyi bir bilimkurgu yazarı olmak için bana kalırsa "bilim"le fazlaca içli dışlı olmak, "kurgu"yu da iyi oturtmak gerekiyor. "Hımm paralel evrenler teorisine göre sonsuz sayıda evren olabilirmiş, haydi kitap yazayım" kadar basit olmamalı yani bu olay. Ama bahsi geçen kitapta böyle olmuş. Kalpleri eritmek için bir tutam romantizm, insanları heyecana sürüklemek içinse kıyamet senaryosu yapıştırılmış ve derinlikten uzak, adeta kopyala-yapıştır bir kitap çıkmış karşımıza, özensiz hazırlanmış ev ödevi gibi. Günümüz çok satan yazarlarında hep aynı şeyi hissediyorum, kendi sesleri yok. Bir şeyler anlatıyorlar ama kelimelerle oynamasını, dans etmesini, savaşmasını, öpüşmesini bilmiyorlar. Telefonun çaldığını söylemenin binbir yolu olabilir ama pek çok yazar "telefon çaldı." demekle yetiniyor ve dolayısıyla kişilikten, üsluptan uzak, dediğim gibi kendi sesini bulamamış kitaplar ortaya çıkıyor.
Zaten küçük kuzenimden hemen bitireyim, keyifli bir anlatımı varsa çerez niyetine okurum diye almıştım 3 kitabı da. Diğer ikisini de okurum, bende büyük bir hüsran yaratmadı zira beklediğim buydu. Fakat gönül rahatlığı ile tavsiye edebileceğim bir kitap değil, asgari düzeyde beklenti ile elinize alırsanız, şöyle bir kafa dağıtmanıza yardımcı olabilir.