Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yolculuk
Küçük yaşlardan beri babamın bana hep söylediği bir söz vardi: " Hedefsiz insan , rotasiz bir gemiye benzer", diye. Gerçekten de öyle... senin hedefin olmazsa çevren seni nereye çekerse oraya gidersin. O yüzden insanın bu dünyada yaşami için bir gayesi olmalı. Uğruna uykularımızı kaçıracak hayallerimiz olmalı. O hayaller yeri gelecek heyecandan uykularımızi kacirmali...
Günaydın. Tutkunun ne olduğunu unuttuk, sıradan günlerden mi şu bitmeyen rutinden mi bilinmez. Lou Andreas-Salomê'nin şu muhteşem cümlelerini okuyoruz sonra: "Karşınıza bir şey çıkıyor ve sizi teslim alıyor, siz de kendinizi bırakıyorsunuz, artık hesap kitap yapmıyorsunuz, hiçbir şeyden çekinmiyorsunuz ve artık yarım kalan bir şeyle
Reklam
İlhan Kurt Gelemiyorum
Eskimiş denizlerde su Ruzgarların kanatları kırık Ruyamda derin bir düşüş korkusu. Çağrın öyle icten ki kişkirtir cesetleri Uzun bir yolculuk değil istediğin, küçük bir adım Olsa da kalkmıyor işte kolum kanadım Gelemiyorum..
Dünyalar arasında bir ruh taşıyan Rahibe Siren. MÖ 480 dolaylarında Xanthus, Türkiye'den Likya mezar kabartması. Ölüm Kapısı Ölüm anında, insan ruhu ters bir gebelik yolculuğuna başlar, gebelik aşamalarından geçerek bilinçsiz dişil zihnin en derin ilkel köklerine iner ve bu sayede Büyük Ana'nın Dünya Rahmi ile tekrar birleşir. Oradan,
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Yolculuk!
Uzun bir yol var önümde. Etrafı çiçeklerle çevirili bir çok ev. Her bir çiçek bambaşka duygular taşıyor. Hangi çiçek benim duygum ve hangi duygum bir çiçek kadar güzel, düşünüyorum. İlerledikçe usul usul, bir amca görüyorum karşımda. Epey yaş almış bu amcanın yüzünde, çokça yaşanmışık saklı âdeta. Gözlerinde derin hikâyeler, teninden akan terinin
Reklam
Yol hikayeleri… Sabahın ilk Işıklarıyla başlayan bir yolculuk. Tüm ihtişamıyla Ağrı Dağı yol boyunca bize yarenlik ediyor. Yol uzadıkça sıcaklık yerini insanın tenini ısırmaya başlayan havaya bırakıyor. Heryerden yeşillik fışkırmakta. Her taşın dibinde bir çiçek baş vermiş. Bir Yaşar Kemal betimlemesi gibi doğa. Karlar erimeye başlamış. Nereye baksan küçük su yolları açılmış. Şairin deyişiyle ; “Dağlarına bahar gelmiş memleketimin”. Bunlar da o hikayenin bize kalanları…
Canım kızım Öykü Ada Göğtepe’ye mektup
Ada Göğtepe
Ada Göğtepe
Bugün antremanda bu hafta oynayacaklara forma dağıtılacak, mutlu yada mutsuz ayrılacaksın, birazdan çıkınca beraber duyguyu yaşayacağız. Ama ben iki durumda da mutlu olacağım çünkü; seni göreceğim.Sen benim bu dünyadaki en kıymetli mutluluk kaynağımsın.Birçok şeyi zaten başardın sadece yenilerini ekleyeceksin,ekleyemediğinde ise önemli olan nelerin eksik olduğunu öğrenip bunlardan ders çıkarıp daha iyi olmaya çalışacaksın.Bu küçük yaşta sırtına aldığın yüklerin ve sorumlulukların farkındayım, o yükleri elimden geldiğince almaya destek olmaya çalışıyorum ama gerektiğinde o ince ipin üzerinde kendin yürüyebileceginide biliyorum.Sana her baktığımda sanki zamanda yolculuk yapıyorum kendi çocukluğum gençliğim anılarım canlanıyor,rüyalara dalıyorum sesinle uyanıyorum. Sen çok özel bir çocuksun doğduğun andan beri, karakterini tanımlayacak olsam;evcileştirilememiş başına buyruk asi istediğini yapan dizginlenemeyen atlara benzetiyorum.Şuan burda kimseye söylemediğim birşeyi itiraf etmek istiyorum bir insan 10 yaşındaki bir çocuğa hayran olabilir mi ? Olunabildiğini seninle yaşayınca öğrendim. Son olarak hayatında umarım hakettiğin yerlere gelebilirsin ben tüm kalbimle inanıyorum , bu uzun ve yorucu yolda hep yanında olduğumu sıcaklığımı hissetmen dilekleriyle Baban VOLKAN GÖĞTEPE
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.