Düzensiz ve globalleşen bir dünyanın içine doğan Stoacılık günlük hayatın öngörülemez doğasını hedef aldı ve tüm bunların ortasında hayatta kalabilmemizi ve yolumuzu bulabilmemizi sağlayacak zorlu, kişisel eğitimde kullanılmak üzere tasarlanmış bir dizi pratik araç sundu.
Etrafımda sadece Öldürülmek İsteyen Bir İnsan, Öldürmek İsteyen Bir İnsan, boş bir Tabut, açık bir Mezar ve bu dördünün istekleri var.
Öldürülmek İsteyen İnsan onu öldürecek olan kişinin duygularını, Öldürmek İsteyen İnsan ise öldürdükten sonra hangi duyguya sahip olacağını merak ediyordu. Tabut kullanılmak, Mezar da bir an önce kapanmak istiyordu. Bu dört istek birbirine ne yapacaklarını bilmeden bakıyor, öylece duruyordu. Bu duruşun bitmesi içinse ilk olarak Öldürmek İsteyen İnsan’ın harekete geçmesi gerekiyordu. Çünkü bütün bu istekler onun hamlesiyle başlayacaktı. Bu yüzden diğer üçü beklerken o, yanında duran cinayet fikriyle konuşuyordu.
Yaşam biçimimizin değişmesi halinde, ekonomimizin basma gelebilecekler konusunda sanayi kesiminin duyduğu kaygılar, ünlü bir bankerin şu kısa sözlerinde dile gelmektedir:
(Bu durumda) Giysiler, kullanılmak için, kullanılabilirliği ölçüsünde satın alınır; yiyecek, besleyici değeri ve ekonomik olusuna göre alınır; otomobiller, temel parçalardan oluşur ve yaşam süreleri olan 10, 15 yıl tek bir kişi tarafından kullanılır; evler koruma amacıyla yapılır ve korunur, biçimsel kaygılar ve çevre önem taşımaz. Peki, yeni modeller, yeni biçimler, yeni fikirler sayesinde ayakta duran bir pazar ne hale gelir?