Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Hilâl
Hilâl
@kuloku
Ve bu gurbet Allah hasretinden başka hiçbir şey değil •
İzmit
65 reader point
Joined on March 2018
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın dili kullanmadaki mahareti, kelime hazinesinin genişliği, sıradan olaylardan dahi hayat dersleri çıkarması, karakter analizleri, dönem çatışmaları ve tezahürlerini aktarma kabiliyeti ve daha nice hoş yanı ile kalemini naçizane beğendiğimi, kitabını keyifle okuduğumu ifade etmeliyim. Özellikle kendi olmakla başkası
Kitap ciddi bir birikim ve kabiliyetin meyvesi. İbrahim Kalın'ı tanıdıkça kitabı ve meramını daha iyi anlamak mümkün. İnsanlığın birikimini kullanıp kendi ilkelerimize göre yeni bir söz üretmenin derdinde olduğunu bu eserinde açıkça görebiliyoruz.
Neredeyse tamamını çizerek not alarak okuduğum kitabı, keyifle ve bitmesinden çekinerek
Yazarın tefekkür kabiliyetine hayran kalarak okuduğum bu kitapta çeşitli deneme yazıları bulunuyor. İş makinelerinden evlerin kendine has kokularına kadar gayet olağan bulduğumuz şeylere çok farklı bakış açılarıyla bakan yazar ayrıca sabah vaktine bakış, kitaplara karşı tutum, camideki özel(!) yerin mahiyeti vb konulara da değinerek yitirdiğimiz nice güzelliği bize hatırlatıyor.
Özellikle doğup büyüdüğü şehre bakışındaki değişimi, beni de tanıdığımı sandığım şehrimi yeniden araştırmaya yönlendirdi. Şehrin ve unsurlarının tarihinin okunması ile aidiyet duygusunun nasıl da pekişeceğini ben de yazar gibi hayretle fark ediyorum. Hafız yetişen evin hafızca düzenine değindiği kısımda, tutarlılığın ve bir gayenin hayatın tüm alanlarına sirayet etmesinin önemini bilhassa not alıyorum; hem kağıda hem zihnime.
En önemlisi de şu: Yaşadığı olaylar ve tanıdığı insanlar yani kaderi, yazarın büyük hazinesi.
Bu tespiti yaptıracak kadar çok ve güzel hatıralarla bezeliydi kitap. Fakat ilginç olan bu değil; ilginç olan yazarın bu kısa hatıralarının özellikle çocukluk hatırlarının üzerinde dururkenki geniş tefekkür kabiliyeti. Her yaşanmışlığın üzerine öyle güzel ve özgün düşünmüş ki zamanlara sığmayacak nasihatler beraberinde gelivermiş, her defasında. Bu durum bana tefekkür için çok daha fazla dua ve gayret etmem gerektiğini hatırlattı. Yaşadığım yere, zamana, olaylara ve insanlara bakışımı değiştiren, kaderin güzel hatıralarla aslında bir hazine olduğunu anlatan bu kitabı samimiyetle tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.
Reader Follow Recommendations
Kitapta yoksul ve yoksun bırakılmışlar, yolda kalmışlar ve mustazaflar üzerine samimi yorumlar yer alıyor. Kapitalist ve emperyalist bir sistemin içerisinde ayakta durmaya gayret eden son geminin, müslümanlığın neyi gerektirdiğine işaret ediliyor. Yazar, büyük işler küçük görülen ama samimi işlerle başarılır diyor. İslam devleti kurmak için bir
Yazarın da söylediği gibi 'antikahraman'ımız mazlum mahzun ama bazen zalim diyebileceğimiz rolleriyle insan olmanın yahut olamamanın hikayesini yazmış bizlere. Tüm çelişkileri tüm çatışmalarıyla sorguladığı şey: "..şunu bir denemek istiyorum: İnsan kendi kendine karşı tamamıyla samimi olabilir mi?.." (s.43)
İnsan içindeki tüm
Tiyatro oyununu izledikten sonra kitabını okunduğumda böylesi etkilenmeyi beklemiyordum. Reis bey nefsini tanıyan dipten göklere ulaşan bir karakter. Bir uçtan diğer uca geçişteki sergüzeştini okuyoruz kitapta. Ne acılı ne hüzünlü bir hikayesi var. Bir hatanın, bir vicdan azabının onu doğruya eriştireceğini nereden bilebilirdi ki Reis Bey? Biz de bilemiyoruz. Kötü anılar dediklerimiz belki bizi de Reis Bey gibi doğruya yöneltecek birer nasiptir, acaba kaç defa kaçırdık o fırsatları?
Ya merhamet? Merhametin ne olduğunu öğrenmek nasip oldu mu bize, bilemiyorum. Çünkü Reis Bey vesilesiyle tekrar anladım ki merhamet kötüden alıkoyup iyiye yönlendirmeyi gerektirir. Bu sorumluluğu ne kadar alıyoruz ve ne kadar yaşıyoruz? Bunun cevabı merhameti ne derece anladığımızı yahut yaşadığımızı gösterecek.
Reis Bey kalbin ateşini bulunca hemen değişeceğini söylüyor çünkü diyor dünyanın en sert ve en yumuşak madenidir kalp.. (s.76) Kalbin hidayeti bulması ateşini bulmasına bağlı demek. Reis Bey için bu bir vicdan azabı bizim için ne ola?
"Acımak düşünmektir, acımak bulmaktır. Acıyın, yeter!" (s.82)
Merhametten her zaman maraz doğmuyor. Çünkü merhamet sünnetullahtandır. Yağmur rahmet rüzgar rahmet hayvan bitki dağ taş hep rahmet.. Bunca rahmet içinde merhametten yoksun olmak ne büyük hüsran. Merhametin kemâli kul olmayı bilmekte. Kul olan rahmeti tefekkür eder ve kul olan hatayı merhametle karşılamayı öğrenir. Kendinden bilir insan, merhamet abı hayattır.
Reis bey için çok şey yazılır. Fakat onu anlamak için yaşamak lazım. Merhameti anlayan ve yaşayanlardan olmak nasip olsun. İstifadeli okumalar.
Uzun zamandır okumayı hedefleyip de henüz okuyabildiğim bu müthiş kitap, akide ve duruş kavramlarının zihnimde daha iyi oturmasına vesile oldu. İslam'ın ne olmadığından yola çıkıp esasının ne olduğuna defaatle değinen yazar Seyyid Kutub'a Allah rahmet etsin. İslam mantığı nedir, itikad nedir nasıl taşınır nasıl yaşanır, usul nasıl olmalıdır, müslüman neyi hedefler ne için çabalar, otorite kimdir, iman bizi nasıl üstün kılar, islam toplum ve medeniyeti nelere dayanır gibi konularla öyle güzel bir çerçeve çizmiş ki insan imanın neyi gerektirdiğini tekrar ve daha derinlemesine anlayabiliyor ve hissedebiliyor.
İnsan ürünü olması sebebiyle hatalı yorumların olabileceğini de hesaba katarak İslam'ın ve müslümanların ne olduğunun tasvirini yapan bu kitabı evvela müslüman kardeşlerime ve sonra herkese tavsiye ederim. Bereketli okumalar
İnsana, eşyaya, hayata ve kainata bakış nasıl olmalı? Sanki her sayfada sorgulanan şeydi bu.
İçine dönüp bakmak hayata bakışı değiştirecek şeydi, Süheyla bunu gösterdi. Hırstan ve mala tamahtan sıyrılmak öze ulaşmaya giden yoldu, Engin de bunu gösterdi. Ve Şükran gibi yaşayıp gitti çoğu insan; yüzeysel, elalem güdümlü ve üstelik başkalarının hayatlarını yaşayarak yitip gitti ömürler.
İnsanoğlu putunu kendi yapar (s.75) diyor Mustafa Kutlu. Kısa ve öz anlatmış kadim hikayemizi; Süheyla demiş, işte söylüyorum, hayat bir imtihandır. (s.27)
Kıssadan hisse misali benim için en etkileyici kısım Süheyla'nın hikayesinin başlangıcı idi. Onunki bir uyanış, bir kurtuluş hikayesi. Ve bu hikaye, kaderindeki belki en büyük kederle birlikte geliveriyor. Sevdiğini kaybetmesi ile gelen o arayış, Üsküdar'da duyduğu hayyalessalah ile filizleniyor. Bu beni hayretler içinde bırakan müthiş bir uyanıştı. Çünkü hayatın hiç bilinmeyen anlarında ansızın gelen şeyler beni hep böyle etkiliyor. Ve umuyorum ansızın gelen o fırsatları yakalamak hepimize nasip olur.
Hayatın sırrı belki de budur; kaderden razı gelerek rızaya erişmek. Her imkan bir imtihan her imtihan bir imkan demişler. İmkân ve imtihanları iman sırrı ile yakalayabilenlerden ollmak duası ile bereketli okumalar.
Hacmi küçük ama etkisi büyük bir kitaptı benim için. Bir kabile reisinin bakışıyla Avrupa ve modern hayatın/insanın eleştirildiği bir kitap. Kitabın sonuna kadar kurgu olduğunu düşünürken en sonda yazarın kısa hayat hikayesinin yer aldığı denemede bunun gerçek bir gözlem olduğunu hayretle fark ettim. Yazarın Avustralya üzerinden geçtiği Samoa adasında yaşayan kabile reisi Avrupa'yı ziyaret etmiş biri olarak günlük hayatımızda hiç yadırgamadan yaşadığımız bir çok şeyi doğallık çerçevesinde yorumluyor ve yazarın bunları kaleme almasıyla bizlere de müthiş bir kitap okuma fırsatı doğuyor. İçeriğine dair bilgi vermek istemediğimden kısaca şunu söyleyebilirim: Avrupa'nın temsil ettiği modern zamanda şehir, sistem, din ve tanrı anlayışı, değer algısı, insana eşyaya ve hayata bakış hakkında farklı bir yorum, etkileyici tespitler ve çarpıcı cümleler okumak isteyenlere bu kitabı ısrarla tavsiye ederim.
Son olarak kabile şefi her ne kadar doğayla iç içe yaşamanın da etkisiyle doğal veya insani diyebileceğimiz bir yaklaşımla anlatmış olsa da birkaç yerde çarpık tutumlara da şahit oldum. Elbette müslamanca bir bakışla bakan kişi açısından bu noktaların varlığını not düşüyorum. İslam ve tevhid mantığının, hayat ve ahiret dengesinin, hayat gayesi ve mânâsının ne olduğunu tekrar düşünmeye yarayacak bu kısımların es geçmeden okunmasını tavsiye ederim. Bereketli ve istifadeli okumalar dilerim.
Gözlerimde yaş, dilimde dua.
Öldüm ve bir bahçeye gömüldüm.
Böyle bitiyor kitap. İç burkan ama tertemiz bir son. Umudun ve hüznün harmanlandığı bir hikâye okudum böylece. Kişilerin, mekânların ve zamanın ustaca seçildiği bu hikâyede eskilerin ağzında yer etmiş kadim söylem ve deyimlerle her karşılaşmamda çocuklar gibi sevindim. Ümidi üzmek deyimiyle mesela, ilk kez burada karşılaştım ve daha birçok söz ile üstadın dili kullanmadaki maharetine hayran kaldım. Hikayenin akışı hem öyle gündelik hem de öyle masalsı ki insan hayret ediyor.
Derin sözler, anlar ve insanlarla bezenmiş hikayede dönem çatışması, şehre göç, iyilik, güzellik, azim, mücadele, sabır ve tevekkül ince ince işlenmiş. Özellikle Çavuş Oğlunun düşünürken sorduğu, yerdiği, övdüğü kısımlar çok hoştu. İnsanın toprakla bağını, köylünün ve müslümanın güzel hasletlerini, kendin olmayı ve kalmayı, hayatı anlamayı, afallamaları ve zaafları, koca çınar gibi kökleşen umutları ve yitirilen onca hayrı tane tane işlemiş Mustafa Kutlu. Çavuş oğlu gibi su ve toprağı bereket bilip güzelliğin peşinde koşan bir adamın ömrünü hem insan hem toplum bazında ustalıkla işlemiş. Türlü vesilelerle hayatın ve dünyanın takdirdeki yerini belletmesi de bir başka ustalık. Allah onun kalemine kuvvet, okuyanlara da basiret ve rikkat versin.
Velhasıl hikâyenin kurgusu ve akışındaki hasbilik, fıtrilik ve kendilik beni hayran bıraktı. Neyi kaybettiğimizi düşündürürken nerde dirileceğimizi, kaderin ve hakkın takdirine boyun eğerek azimle ve güzel niyetle işi kotaracağımızı öğütleyen bu hikâyenin kalplere ferahlık vermesi dualarımla. Bereketli okumalar.
Maalesef ilkini yanlışlıkla sildiğim için ikinci kez yazdığım bu incelemede kitabın bendeki etkisinden bahsetmekle yetineceğim. Ana karakter Joseph K. ile ortak yönlerimiz olduğunu gördüğüm bir hikayesi var Dava'nın. K. bir sabah sebebini bilmediği bir dava ile suçlanıyor ve böylelikle hukuk/yargı sisteminin yozlaşmış ve ilkel yapısıyla mücadele
Asıl adı Ömer Okçu olan Hekimoğlu İsmail ile mail, mesaj, mektup vb yollarla konuşanların sohbetlerini içeren bir kitap; 'Genç Arkadaşıma Mektuplar'. Sağlam bir şuurla yazılmış, akıcı, sade, samimi ve çok hoş bir kitap olduğunu söylemeliyim. Herkesin şöyle veya böyle ucundan kenarından temas ettiği dertlerin yer aldığı mektuplara verilen cevaplar o kadar naif ve samimiydi ki okurken kalbinizin dinle-n-diğini hissedebilirsiniz. Özellikle lise çağlarımda karşılaşsam çok güzel olurdu diye düşündüğüm bu kitap, hayat meşgaleleri ve imtihanlarına karşı müslümanca nasihatlerle donatılmış. Muhtemelen farklı yaşlara sahip kişilerin, farklı coğrafyalardan ve farklı dertlerle yazdığı yazılarda kendinizden ve hayatınızdan parçalar bulmak kaçınılmaz oluyor.
Kitabı okumadan evvel yazarın hayatını araştırmak faydalı olacaktır. Yoğun dönemlerde bir nefes arası vermek isteyenlere, bir büyüğüyle diz dize dertleşmek ihtiyacı duyanlara, yol arayan ve bir türlü kavuşamayanlara, velhasıl yaşamak derdinde olan herkese bu hoş kitabı tavsiye ederim, istifadeli okumalar dilerim.
Elhamdülillah. Sanırım incelemeye böyle başlamak en güzeli olur. Çünkü Efendimiz sallalahu aleyhi ve sellemi okudukça, öğrendikçe, onun hal ve tavırlarına şahit oldukça insan, İslâm'ın ve O'nun ümmeti olmanın ne büyük nimet olduğunu kavrıyor.
El-Edebü'l Müfred, İmam Buhari rahmetulahi aleyhin müminin ahlâkı ile ilgili hadisleri biraraya getirerek telif ettiği bir eser. Ana-baba hakkı, akraba ziyareti, komşuluk ahlakı, dünya ahiret dengesi, yumuşak huyluluk, doğruluk, büyüklere saygı küçüklere sevgi, ev ahlâkı, selâmlaşma, günlük hayattaki incelikler gibi temel başlıkları içeren eseri okurken insan, sünnetin, hadislerin din olduğunu hatırda tutar ve idrak eder bir vaziyette oluyor.
İnsanın her hali, tavrı ve meselesi için başvurduğu kaynak ne ise insan ona, oraya aittir. Çünkü hayatın nakışını işleyen ince davranışlar hayat resminin bütününü oluşturur. Bizler de hayatımıza yön verecek davranışlarımızı neye göre inşa ettiğimize önem vermeli ve müminler olarak Efendimiz aleyhissalatu vesselamın rehberliğini, hadislerini fehmederek muvaffak olma gayretinde olmalıyız.
Son olarak Mehmet Yaşar Kandemir Hocamızın diğer çalışmalarından aşina olduğumuz bir usulle hazırlanan bu eserde de hadislerin açıklamaları ve hadislerden öğrendiklerimiz bölümleri mevcut. Çok güzel bir çalışma ile gayet anlaşılır ve sade bir anlatımı olan bu eseri dinini en güzel kaynaktan, aleyhisaalatu vesselam Efendimiz'den öğrenmek isteyenlere tavsiye ederim, öğrendiklerimizle amel etmek duasıyla.
Savaş Barkçin ile şuur ve ihya dersleri adı altında kitabı incelemek daha güzel olur sanırım. Kitabın ismi muhtevasını ve meramını çok güzel ifade etmiş.
Yazı dilinin samimi kullanılması, yalın ve hikmetli nasihatler eşliğinde müslüman şahsiyetin inşası ve ihyası vurgularıyla donatılması ve mümini özne olup aktif olmaya teşvik etmesi çok kıymetli
Nasıl başlasam bilemiyorum. Buruk bir hüzün olur mu bilmem ama bu kitabın bendeki tesiri bu oldu. Daha evvel Rasim Özdenören'in iki kitabını okumuştum, onlar deneme türündendi. Fakat bu çok başkaydı. İki farklı hikayeye sırayla tanık oluyoruz kitapta. Hikayeler bir bütün olduğunda daha anlamlı oluyor ama ayrı ayrı da ince güzellikler barındırıyor,
Gogol hakkında biraz bilgi edinip okunursa daha güzel bir etki bırakacağını düşündüğüm bir kitaptı. Gerçekten de onun gerçekçi, sadelik yanlısı, derin bir bakış sahibi olduğunu bu kitabından anlamak pek mümkün. Palto öyküsü en bilinenlerinden ama diğer öyküleri de çok hoşuma gitti. Özellikle Portre ve Neva Bulvarı beni çok etkiledi. Palto öyküsünü ise gösteriş merakının neticesinde geçici olanın yücelip hayat gayesi olmasına yönelik güzel bir eleştiri olarak değerlendirdim ve bu sebeple bu öyküyü bilhassa yaşadığımız zamana yönelik kıymetli ve anlaşılması gereken bir nasihat olarak görüyorum.
Yazarın kendine has bir üslup ve bakış açısıyla kaleme aldığı öyküleri, ironik mizahı ve ince eleştirileriyle birlikte keyifle okudum. İlginç bir yazar olduğunu düşündüğüm Gogol'ün kitabı da benim için ilgi çekiciydi. Özellikle bazı olgu ve hisleri nesneleştirmesini oldukça başarılı görüyorum. Misalen, Neva Bulvarı benim zihnimde dünyayı temsil ederken, burun ise kibri işaret ediyordu ve bu gibi birçok örneği okuduğum öyküler hem düşündürdü hem güldürdü. Ayrıca yazarın inancı bağlamında yine farklı bir biçimde bize aksettirdiği nasihatleri çok güzeldi; ruhun temiz tutulmasına, kıskançlığın yerilmesine ve durmaksızın ve özgün bir gayretin önemine çokça vurgu yapması bunlardan birkaçıydı.
Yalınlığın ve gerçekliğin bu denli hoş öykülere dönüşebilmesini ilginç bulanlara, Gogol'ü ve öykülerini en yakın zamanda tanımalarını tavsiye ederim, bereketli okumalar :)
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955.8k okunma
Kitap hakkında uzun bir inceleme yapmak istemedim. Çünkü kitapta kâh dehşetle kâh hüzünle kâh şaşkınlıkla okuduğum kısımların bir benzerini, sanayileşmiş ve her yönüyle programlanmış bir dünyada bizzat yaşadığımızı farkettim. Cesur yeni dünyanın neleri sorun olarak görüp nasıl çözümler sunduğunu görünce şimdiki gidişatımızı da sorgulamak kaçınılmaz oluyor. Kitap beni, özellikle fıtratın menfaate kurban edilişi üzerinde acı tespitler yapmaya sevk etti. Özellikle son dönemde komplo teorilerini kısmen de olsa yaşadığımızı göz önünde bulundurursak, kitap ciddi bir beyin fırtınasına yahut yaşadığımız dünyaya ve düzene bakış açımızda önemli değişikliklere sebep olabilir. En azından bende böyle oldu.Yazarın karakter ve sistem üzerindeki analiz ve karşılaştırmaları da gerçekten önemliydi, kendimizi konumlandırmak noktası üzerine düşünmeye sevk eden bir anlatımı vardı. Son olarak yazarın özeleştirisine katılıyorum, ben de Vahşi'ye üçüncü ve mümkün bir seçenek sunulmasını isterdim. Nitekim kitabın sonuna kadar bir umut ışığı olacak o yolu bekledim durdum. Ama belki de böylesi daha iyi ve bizim için daha çarpıcı oldu. Böylelikle halimizi düşünmeye ama gerçekten düşünmeye vesile olabilir diye ümit ediyorum. İstifadeli okumalar dilerim.
Mehmet Yaşar Kandemir Hoca'nın şerhiyle okuduğumuz bu eser, İmam Ebu Davud rahmetullahi aleyhin Sünen'inden alınan itikad ile ilgili hadislerin derlemesinden oluşuyor. Akidenin önemine binaen, herkesin anlayabileceği yalınlıkta bir eser olmuş, emeği geçenlerden Allah razı olsun. Hadislerin açıklamaları anlaşılır, sade ve güzeldi. Özellikle itirazlara cevaplar kısımları çok faydalı ve etkileyiciydi. Klasik batıl mezhep ve fırkaların yanısıra hadis karşıtlığı gibi halen devam eden sapkınlıklara cevap niteliğindeki hadis ve izahatlar, eserin güzelliğini katmerlemiş kanaatimce. Ciltli oluşu veya sayfa sayısı korkutmasın, gayet akıcı ve faydalı bir eser, okunmasını samimiyetle tavsiye ederim.
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Raif Bey'in ismiyle müsemma oluşu, hayata ve insanlara karşı tutumu, acıklı hayat hikayesi çok çarpıcıydı. Kitaptaki etkileyici hikayenin yanı sıra yazarın dili ustalıkla kullanması, eserin bu denli çok okunmasının asıl sebebi sanırım. Akıcı ve acıklı bu hikayeyi okurken herkes kendinden mutlaka bir parça bulacaktır diye düşünüyorum. Hayatın anlamını sorgulatan, ümit, sevgi, saygı kavramlarını düşündürten bir anlatımdı. Ancak katılamadığım en önemli noktalardan biri olarak; Raif Bey'in Maria ile karşılaşmasını, hayatın anlam arayışını karşılayan bir hadise olarak değerlendirmesini tatmin edici bulmadım. Evet, birini gerçekten bulmak ve gerçekten sevmek, çok çok kıymetli bir olay. Fakat bu, hayatın gayesi olduğunda iş çok farklı bir hal alıyor. Her şeyde itidalli olmak hayatı daha güzel ve doğal hale getirir, sevgide de aynı tutum olursa yaşamak güzelleşir zannediyorum.
Bu arada Maria'nın Türk edebiyatının belki de ilk feminist görüşlü karakteri olduğunu söylemeden geçmek istemedim. Özellikle aşk ve erkekler hakkında konuştukları bölümlerde bunu farketmek pek mümkün. Arzuların ön planda tutulduğu kadın ve erkek ilişkilerinde Maria'nınki gibi bir yaklaşımın oluşması kaçınılmaz sanırım. Burada da ölçünün ne olduğunu bilmek mühim. İnsan, adaleti ve merhameti bulduğu yegâne ölçüyle yaşadığı taktirde bu tip sıkıntıların minimuma ineceği kanaatindeyim. Velhasılı hüzünlü ve güzel bir hikayeyi hissederek okumuş oldum, okumak isteyip de adım atamayanlara tavsiye ederimm.
Taha Kılınç'ın kitaplarını her zaman severek okurum. Ama bu kitabı ayrıca güzel olmuş. Eserde İslâm coğrafyasında yaşayan çeşitli şahsiyetlerin hayatları birkaç sayfada aktarılmış. Elli şahsiyetin hayatlarının hem bulundukları coğrafya hem ilgilendikleri alan çalışmaları kapsamında kısa bir değerlendirmesinin yapıldığı, ufuk açıcı ve kesinlikle ibret verici bir çalışma olmuş. Her şahsiyete dair bilgileri okurken farklı ülkelere, farklı dönemlere fakat aynı tarihi gerçeklere temas edilmiş olması oldukça faydalı bir eserin ortaya çıkmasına sebep olmuş. Ayrıca bölüm sonlarına ileri okumalar için farklı dillerde kaynaklar önerilmiş olması çok ince ve güzeldi. Kah üzülerek kah şaşırarak okuduğum satırlardan heybeme nasihatler biriktirmek nasip olduğu için hamd olsun. Basiretin, firasetin, itidalin, gayret etmenin ehemmiyetini öne çıkaran ve tarihin kapsamlı okumalar ile hayatımızdaki en etkili ve müthiş bir alan olduğunu tekrar ispatlayan bu çalışma için başta yazar Taha Kılınç olmak üzere emek veren herkese teşekkür etmek isterim. Bakış açımı güzelce değiştiren bu kitabı samimiyetle tavsiye ederim, bereketli ve istifadeli okumalar :)
İman, ihlas, izzet, onur, şehadet,hamaset,azim,çalışkanlık, şecaat, kahramanlık,fedakarlık ,sebat,sabır, cihad ve mücadele... Daha sayamayacağım onlarca güzel haslet okudum her satırında. Allah Abdullah Bergusi'den de onun gibi özelde Filistini ve genelde dini mübini dert edinmiş her müminden de razı olsun. Arzın böylesi mübarek müminlere hala kucak açtığını bilmek kanımın her damlasına umudu aşılıyor. Elhamdülillah !...
Dünyayı ve yaşamı anlamlı kılan bizim onlara bakışımız ve onları kavrayışımızdır. Kitaptan çıkardığım genel ders bu.
Her okunduğunda farklı mânâlara eriştirdiğini kanıtlar nitelikte idi bu seferki okuyuşum. Küçük bir kâşif, mânâ kâşifi bir dost edindim.. Yıldızlardan birinde dostum olduğu için beş yüz bin yıldız kadar zengin oldum. O yıldızlardan her biri , dostumu barındırma ihtimalini taşıdığından her yıldızı seveceğim.
Bir de mümince bakalım kitaba ve kazandırdıklarına;
Her mümin kıymetlidir zira Allah'ın sevdiği ve yarattığı bir kalbi taşır. İnsan mükerremdir zira Allah'ın muazzam esmaları ile müşerref kılınmıştır.Her kıymet, O'na vardığı için kıymetli; her yol , ona vardığı için ışıklı. Ve her nefes , O'nun kudretinin ispatı. Madem O var, her şey var.
Her okuyuşta farklı kazanımlarınız olacaktır. Muhakkak okuyunuz, okutunuz. Israrla ve samimiyetle tavsiye ederim.
