İki Kültür
Doğunun iki büyük dini -Hinduizm ve Budizm- Hint-Avrupa kökenlidir.Yunan felsefesi de öyle.
Sayfa 172 - Pan YayıncılıkKitabı okudu
Tarih, insan-toplum-kültür gerçekliğinin dışında, ondan ayrı mütâlea edilemez. Tam tersine, insan-toplum-kültür, ‘tarih ocağı’nda pişer. Her insan-toplum-kültür gerçekliği, piştiği tarih ocağına göre bakış açısı kazanır. Böylelikle her insan-toplum-kültür, öz tarihinden ötürü kendine has bir gerçeklik “reng’ine bürünür. Buradan hareketle, insan-tarih-toplum-kültür bütünlüğünden bahsetmek lâzımdır. Her tarih biriciktir; bu yüzden, hiçbir insan-tarih-toplum-kültür gerçekliğini başka birinin bakış açısından açıklamağa imkân yoktur. Ancak, bunların arasında benzerliklerin, ortaklıklar ile etkileşmelerin olmadığı anlamını çıkarmak da doğru değildir. Tarihciliğin, özellikle de -gerek tarih biliminin felsefesi gerekse tarih metafiziği anlamlarında-tarih felsefeciliğinin zorluğu, insan-tarih-toplum-kültürlerin özgün gerçekliklerinin üstünde ve onları dahî kapsayan evrensel yahud insanşumül değerler ağı varmı; varsa, cüzî birimlerin, bahsi geçen tümel (evrensel) değerler varlığı içindeki konumları, önemleri ile ilişkileri nelerdir, sorularında odaklaşmaktadır.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Semboller ruhu hakikate götürür, ama onların kendileri hakikat değildir. Bu nedenle onları ödünç olarak almak aldatıcı olur. Her kültür, her çağ kendi sembollerini yaratmalıdır.* (* Zimmer, Hint Felsefesi, s:16)
Sayfa 92
İslâm dinine en üstün hizmet edenler ve İslâmî ilimlerin temellerini atanlar,hep Türkler'dir.Meselâ;İslâm dininin temel kitabı olan Kur'ân'ın en iyi anlayışla yorumunu yapan tefirciler,Kur'ân'dan sonra sıraya gelen peygamber sözlerini toplayan en muteber hadisciler,(Buharîler),İslâm hukukunun kurucusu İmâm-ı Âzamlar, İslâm felsefesi olan Kelâmcılar, Nesefîler,bilginlerin sultanı,imamların güneşi diye vasıflandırılan bilginler ve en büyük mutasavvıflar,Ortaçağın bir fikir hazinesi olan Mesnevi'leri meydana getiren Mevlânâ'lar hep Türk'tür. Türkler donmuş Kuzey Buz Denizi'nden , yanan Afrika çöllerine, Hindistan içerlerinden ,Tuna boylarına , Macaristan ovalarına ,Viyana kapılarına kadar ilerlemişler, Tuna'da abdest alıp Viyana'da namaz kılmışlar.Tuna'yı küçük görüp de Vistül'de at sulamışlardır.
1788'de doğmuş ve 1860'ta ölmüş olan Schopenhauer pek çok bakımdan filozoflar arasında özel bir yere sahiptir. Hemen hemen tüm filozoflar bir bakıma iyimser olduğu halde o kötümserdir. Kant ve Hegel gibi bütünüyle akademik değildir Schopenhauer. Yine de bütünüyle akademik gelenek dışında kalmaz. Hıristiyanlıktan hoşlanmayan Schopenhauer Hinduluk ve Budizm gibi Hint dinlerini yeğ tutar. Geniş kültür sahibidir. Estetikle olduğu ölçüde sanatla da ilgilidir. Ulusçuluktan olağanüstü ölçüde sıyrılmıştır. Kendi ülkesinin yazarları denli, İngiliz ve Fransız yazarlarını da tanımaktadır.
Sayfa 395Kitabı okudu
Doğu felsefesi konusunda bir otorite olan Dr. Mel Thompson'a göre, erkek enerjisinin cinsel birleşme yoluyla yok olduğu ve erkeklerin çok fazla cinsel ilişki sebebiyle fiziksel ve ruhsal olarak bitkin düşeceği konusunda bir algı vardı. Bir yöneticinin aşırı cinsellik yaşaması, onun yönetme hakkının elinden alınması için geçerli bir sebepti.
Reklam
574 öğeden 561 ile 570 arasındakiler gösteriliyor.