Ona olan sevgim gün ışığında dağılıverecek bir sis ya da yağmur yağınca yıkılıverecek bir kumdan kale değil,mermer üzerine yontulmuş bir yazıydı ki mermer olduğu sürece silinmezdi.
“..Birlikte kumdan bir kale yaptılar. Sonra dalganın onu alışını, onun artık kale değil, tekrar kum oluşunu, su oluşunu, denize dönüşünü gülümseyerek izlediler.“
"Ah, biliyorum, biliyorum, ebediyen dürüstlükte eğitildik, eğitildik de eğitildik; ama bizi yoldan çıkarabilecek her şey beşikten itibaren bu dürüstlükten uzak tutulmuş, yani yapay bir dürüstlük bu ve bu gece gördüğümüz gibi, ayartılma ihtimali karşısında eriyip gidiyor. Tanrı biliyor ya şu ana dek dürüstlüğümün taş kadar sağlam olduğundan zerre şüphe etmemiştim ama şimdi, karşılaştığım ilk büyük ve gerçek yoldan çıkarıcı şey karşısında ben . . . Edward, bence bu kasabanın dürüstlüğü benimki kadar çürük, seninki kadar çürük. Burası acımasız bir kasaba, sert, cimri bir kasaba ve tek erdemi bunca sevilen, bunca övünülen dürüstlüğü; ama yemin ederim, gün gelir de o dürüstlük insanları gerçekten ayartacak bir şeyle sınanırsa kasabanın büyük şöhreti kumdan kale gibi yıkılır. Evet, işte, her şeyi itiraf ettim ve artık kendimi daha iyi hissediyorum; ben ikiyüzlüyüm, farkında değildim ama hayatım boyunca ikiyüzlü oldum. Bir daha kimse bana dürüst demesin - bunu kabul edemem."
öğretmenin kitap rafları arasında, yaptığı sınıflandırmalara bakarak, kitaplara sahip olmanın, ip cambazlarınkine benzer bir dengede durma alıştırması olduğunu anlamış olmalı; evrenin dağınık parçalarının anlamlı Bir bütün oluşturacak şekilde birleştirme çabası; kaosun ortasında ahenkli bir mimari; kumdan bir kale; unutmaya korktuğumuz her şeyi korumaya aldığımız bir sığınak; dünyanın belleği; zamanın dalgalarına karşı inşa edilmiş bir set.
o hep aklımdaydı; çünkü ona olan sevgim gün ışığında dağılıverecek bir sis ya da yağmur yağınca yıkılıverecek bir kumdan kale değil, mermer üzerine yontulmuş bir yazıydı ki mermer var olduğu sürece silinmezdi.
engellenemez miydi? aklına geldikçe kendi kendine sorardı.
...
böyle her şeyin, onu çevreleyen herkesin hayatının, kumdan bir kale gibi yıkılması, engellenemez miydi?