İlber Hoca ile hoş bir sohbet etmiş gibi hissediyorum. Tabii İlber Hoca ile sohbetin iki yönü var:
İlki, çok donanımlı bir insanın öğütlerini ve dünya görüşünü sizinle paylaşırken ki hazzını iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Kitabı okumak, çok sevdiğiniz biriyle gece oturup geç saatlere kadar muhabbet bitmesin diye de ard arda çay ve kahve içmek gibi. Hatta bazen çişiniz gelmiş ama muhabbetin büyüsü bozulmasın diye kaçırmaya ramak kalaya kadar tutarsınız ya aynı o histen oluyor.
İkincisi ise ne kadar donanımsız, ne kadar savunmasız, ne kadar eksik, ne kadar dar görüşlü... olduğunuzu hissediyorsunuz. Kitabı okumadan önce egonuzun 'küçük dağları ben yarattım modu'nu kapatmanızı öneririm. Eğer kapatmazsanız, o dağların, kumsalda kumdan kale yapan bir çocuğun yaptığı tepecikten farklı olmadığını anlamanız fazla zamanınızı almaz.
Sadece tarihten değil gezmek, kitap okumak, müzikten, lisan öğrenmek... gibi bir sürü konu hakkından öneriye ve görüşe ihtiyacı olan herkese kesinlikle öneririm.
Kesinlikle yatırım tavsiyesidir.
Kumdan kale
🪄 Başak Günay ~~ Kumdan Kale
.
Ekin ve Taner'in evlendiği daha çok olmamıştı. Fakat Taner eve gelince yemek yiyor ve hemen bilgisayarın başına oturuyordu. Ekin birseylerden şüphelense de pek umursamiyordu. Yorulmuştu artık rutinden, ilgisizlikten. Ne olduğunu bile bile en sonunda dayanamadı ve o bilgisayarı karıştırdı ve aklına gelen başına geldi. Evet aldatiliyordu hemde birçok kişi ile. Ama içlerinden biri ciddi gibiydi ve hafta sonu plan yapılmıştı. Ekin ne kadar hazır olduğunu hissetsede hiç de bunları görmeye hazır değildi. Kocasının söylediği yalanlara tamam dedi ve takip edip herseyi gözü ile gördü. Ben böyle basit gibi anlatıyorum ana konuyu öğrenin diye ama inanın Ekin'nin hissettiği üzüntü,sinir,krizler hepsini bizzat yaşadım okurken. Neyse bu kötü görüntüye daha fazla dayanamayıp her zaman yanında olan dostları Aylin ve Selin'e anlatır olayları ve kocasına boşanmak istedigini söyler. Evde yalnız kaldığı bir zaman bilgisayarda gezerken Efe diye birine rastlar ve ne kadar boyle şeyleri doğru bulmasa da resmen içine çekiliyordur. Bir zaman sonra öyle bir alışkanlığa dönüşür ki bu o olmadan yapamaz hale gelir. Kocası ile tekrar denemeye karar verirlerse huylu acaba huyundan vazgeçecek mi ? Peki Ekin Efe'sizlige alışacak mi? Kadınlar ve erkekler arasındaki duygu farklılıkları her yerde ortaya çıkıyor maalesef. Ben okurken çok etkilendim. Yazar o kadar güzel geçmesini sağlamış ki okuyucuya yüreğimde hissettim tüm o pişmanlıkları, hayal kırıklıklarını. Mutlaka okumanızı tavsiye edeceğim kitaplardan biri.
.
Kitapla kalın
Merhabalar değerli kitapseverler bugün sizlere yazar Başak Günay'ın Kumdan Kale kitabının devamı olan Aklım Yanımda Değildi adlı kitabı tanıtmak istiyorum. Ekin karakterimiz ilk kitabında olduğu gibi bu kitabında da hayatına yanlış insanların girmesine izin veriyor. Ekin'in bu sefer ki en büyük yanlış insan seçimi Erdal karakteri oluyor. Erdal ile Ekin arasındaki güzel birlikteliklerinde bir anda Erdal sadist psikolojik manyak bir insana dönüşüyor. Erdal sürekli Ekin'e psikolojik şiddet uygulamaya başlıyor. Erdal bir gün eve askerlik arkadaşını yemeğe getiriyor ve kapıda Erdal'ın yanındaki arkadaşını gören Ekin çok şaşırıyor.
Ekin kapıda kim ile karşılaşıyor?
Ekin Erdal'dan kurtulabilecek mi?
Ekin eskisi gibi mutlu olabilecek mi?
Tüm bu soruların cevaplarını okudukça öğreneceksiniz. Yazarın iki kitabını da çok beğenerek okudum. Kitabın içerisinde ki Erdal karakterinin Ekin'e yaptıkları resmen kalbimi ağrıttı. İlk kitapta olduğu gibi bu kitapta da Selin, Efe,Aylin,Rıdvan, Kaan karakterlerinin hayatlarını da okuyoruz. Yazarın kalemine sağlık.
Hayat, acımasız yüzünü Ekin'e göstermiş. Ekin, her ne kadar erken yaşta evlenmiş olsa da severek, akl-i selim ile evlendi, Taner ile. Zaman ilerledikçe Taner'in, Ekin'den uzaklaştığı fark ediliyor. Gözünün önündeki en tatlı meyveyi göremeyip zamanla hem kalbi hem gözü kör olmuş. Kadın kalbi, erkek kalbinden daha hassas ve daha
ilk kitapta Ekin'e çok kızmıştım verdiği kararlardan dolayı ve ilk kitap öyle bir yerde bitmişti ki gerçekten ikimci kitap için sabırsızlanmıştım. İlk kitabın sonunda aldığı haber Ekin'in hayatını tam anlamıyla değiştiriyor. O kadar ki herkesten soyutluyor kendini en yakını olan Aylin ve Selin'den bile. Tüm iletişimini koparıyor çevresindekilerle. Herkesten uzak, farklı bir yerde yaşamaya başlıyor. Derken Erdal çıkıyor bir gün karşısına. Başlarda her şey güzel giderken cehenneme dönüyor sonradan Ekin'in hayatı çünkü Erdal hastalıklı ve saolantılı bir kişiliğe sahip. Ekin de bunu anlayacak ama o arada neler yaşayacak? Ekin'i bu hastalıklı ilişkiden kurtarmaya çalışacak kişi ise geçmişten, silip attıklarından biri olacak. Bakalım yolun sonunda Ekin için hayat ne gibi sürprizler hazırlamış?
@basak_gunay_official dan okuduğum ikinci kitaptı. İlk kitap olan Kumdan Kale'de olduğu gibi bu kitabı da elime aldım ve bitirmeden bırakamadım. Başak hanımın anlatımı gerçekten çok akıcı ve sade. Okuru yormayan ama merak unsurunun devamlı işlendiği, acaba ne olacak diye diye sayfaların çevrildiği ve farkına varmadan kitabın bittiği bir anlatım tarzı var kendisinin. Ayrıca Ekin'le birlikte bizlere de çok anlamlı mesajlar veriyor kendisi. Hayata karşı olumlu bakmanın, evrene olumlu mesajlar göndermenin bize dönüşünün olumlu olacağı, tek başına ayakta durmanın önemi gibi birçok mesaj yer alıyor.
serserikuslar.blogspot.com/2021/03/iris-mu...
Ağ,Kumdan Kale ve Deniz Deniz,
Daha önceden de okuduğum tek kitabıyla beni sarhoş eden yazarı son dönemlerde hızla okuma kapsamıma aldım. Genelde iyi kitapları okurken yazarla olsun eserin içindeki kahramanlarla olsun tam bir diyalog halindeydik . Dünyama sızdılar geceli gündüzlü misafirim oldular az olan uykumu da yazarın düşünce bahçesinde dolaşırken hayal dünyasına çevirdim....
Deniz Deniz'i okurken insan egosunun sınırsızlığı insanı oldukça zorluyor. Eski aşkını kurtarma çalışmalarını sürdüren kahramanın aslında bencil bir pislik olması ve toplumda bu gibi durumların oldukça fazla olduğunu bilmemize rağmen (kanıksamışızdır ) hepimiz bu çürümüşlük içinde yerimizi sessiz sedasız alırken yine de devamlı birilerini yargılar dururuz. Sevgi ilişkileri aşk arkadaşlık falan hepsi bir çoğul kargaşa halindedir.
